Anneler Günü
Yazar Gizem Konuş • Psikolog • 12 Mayıs 2020 • Yorumlar:
1+1=2 - İlk temas edenin ve genetik mirasçılarından seni doğuran annen; “bir” olacak kadar, bedenen, ruhen ve sosyolojik açıdan yetişkin/yetkin bir birey ise, bu doğduğun anda, hayat başlangıcında şanslı başladığının işaretidir. “Bir” olan birey, beraberinde seni de “bir” yapar ve çoğalma böyle gerçekleşir. Dibe çekilmeden, kusurlu değerlere inmeden. Sağlıklı olan budur. Bedenen, ruhen ayrı bir birey olarak toplumdaki sağlam kişilikli yapı oluşmuş olur. Ana-kız ya da ana-oğul olarak iki kişi ile sonuçlanır işlem. Bir anne beraberinde birden fazla bireyin gelişimine eşlik ederek, toplamda sayı daha artar. Ateşi ile diğer mumları yakan ana mum gibi, kimse kimseyi eksiltmezken, canlar, canları canlandırır.
1+1=1 - Bedenen, ruhen ve sosyal açıdan henüz olamamış, birey olamamış bir annenin dünyaya getirdiği bir can iseniz, önemli bir çekişme sizi bekliyor olacaktır. Çok açıdan çok yüklü bir durumdur bu. Çok sancılıdır. “Bir” olamamış anne, gücünü ve varlığını dünyaya bir canlı getirerek yaşamak, hissetmek ihtiyacında olur. Bütün olmanın arzularını karşılamak umudu ile yeni doğana yatırım yapar. Ondan beklentileri vardır. Hangi açıdan eksik kaldı ise, onları çocuğu karşılayacaktır. Yani dünyaya yeni gelen Can’ın, ayrı bir birey değil; annenin tamamlayıcısı, arzu gidericisi, uzantısı, cengâveri, fedakârı, kölesi, robotu gibi değişik işlevlerle sınırlandırılıp kalması sağlanır. Böylece hayatı boyunca hiçbir zaman ayrı bir birey olarak yaşama atılamaz; hep bu tutsaklıkta, kontrol ve himaye altında kalır. Oldukça sancılı, eziyetli, çekilmeli, çatışmalı bir hayatın içinde umutsuzca çırpınışlar içinde geçer. Hiçbir zaman 1+1=2 olamaz. Kendisi ile güçlenmiş, var olduğunu hissetmekte olan anne ile kurdukları içe içe geçmişlik içinde tek bir “bir” vardır.
Bu patolojik yutma, yok etme ve mâhkum etme durumundan kurtuluş, sağlıklı başka bir kişinin temasa girmesi ile bu aritmetik bozularak başka bir denklem kurulur. Yeni gelişen birey, kendisini görüp anlayacak, aynalayacak, onaylayacak, destekleyecek derecede yeteri kadar sağlam bir ebeveyn bulamadığında, ortamdaki diğer olasılıklı nesnelere yönelir. Beklenti anneden bulamadığını babadan karşılayabilmektedir. Baba bu ihtiyacı karşılayacak kadar dik ve sağlam ve de eş duyumlu birisi ise, onun yanında yer alarak yeniden birey olma yolundaki yolculuğuna kaldığı yerden devam edebilir. Böylece annenin sağlıksız kıskacından sıyrılıp, sağlıklı babayla kuracağı ilişki yapılanması içinde gelişimine devam etme olanağına kavuşur. Annenin ihtiyaçları ve huzursuzluğu devam edeceği için, arzu edilse de pürüzsüz bir süreç yaşanamaz. Fakat her halukârda böylesine yutan, olumsuz etkileyen annenin varlığında, onu terazileyecek bir sağlam baba olması, bir parça da olsa kurtarıcı rol sağlayacaktır.
Sonuç olarak cennet; bedenen, ruhen, sosyal açıdan iyilik halinde olan, yetişkin, olgun bir birey olarak, sevgi, şefkat içinde annelik yapanların ayağı altındadır.
Sevgi ile kalalım.