Asertiflik: İşlevsel İletişim
Yazar İpek İrem Doğan • Psikolog • 25 Ocak 2022 • Yorumlar:
Özellikle, öfke, kızgınlık gibi güçlü duyguların devrede olduğu iletişim durumlarında, tepkilerimiz üç ana davranışsal kalıba dayanır.
Bunlardan birincisi, duruma yönelik "pasif" tepkiler vermektir.
Böyle olunca, durumun düşündürdükleri ve hissettirdiklerini ifade etmekte zorlanırız;
Kendi talep, çıkar ve haklarımız söz konusu olsa dahi ayak uydurur, boyun eğeriz veya durumu yok sayarak, tetiklenen duygulardan kaçınırız.
Pasif kalarak tepki verdiğimiz durumların sayısı ve sıklığı arttıkça, bu davranış artık kalıcı bir şekilde karakterize edilebilir.
Böylece, ifade bozuklukları, hayır diyememe, sınır çizememe, düşük özgüven ve özsaygı, kendini suçlama gibi sonuçlar ile karşı karşıya kalabiliriz.
İkincisi ise bunun tam tersi olarak "agresif" yani saldırgan bir pozisyon üstlenip, duruma, duygu ve dürtülerin baskınlığıyla tepki vermektir.
Sonuç olarak, hakkımızı, taleplerimizi veya çıkarlarımızı ifade etmiş olsak da pasif etkileşim gibi agresif etkileşim de işlevsel değildir.
Zira bu sefer de kendisine fazlasıyla yoğunlaşan birey, karşı tarafın haklarını, isteklerini, duygu ve düşüncelerini ihlal etmiş olur.
Öyledir ki, agresif etkileşimde öfkenin boyutuna göre, fiziksel veya çoğunlukla psikolojik şiddet de devreye girebilir.
Nitekim, duygu ve düşünce, bu iki reaksiyon ile "işlevsel" bir biçimde aktarılamaz.
Ne demiştik üç ana davranış!
Dolayısıyla, yukarıda bahsetiğimiz pasif ve agresif tepkinin tam arasında yer alan bir üçüncü yapı, "asertifliktir."
Basitçe tanımlayacak olursak asertiflik (girişkenlik de denir), bir kişinin duygu, düşünce, ihtiyaç ve haklarını ifade ederken, ne "agresif" tehditler savurarak başkalarını görmezden gelmesi; ne de "pasif", çekingen ve boyun eğici bir rol ile başkalarının kendi hak ve ihtiyaçlarını görmezden gelmesine müsaade etmesidir.
Bir başka deyişle, doğrudan, güvenli, dürüst ve uygun bir yol ile, ifade etmek istediğiniz her ne ise, onu karşı tarafa aktarmaktır.
Asertif iletişim kurarak aktarılan mesaj karşı tarafa ulaşırken,
Agresif ve pasif etkileşimde bu pek de mümkün değildir.
Çünkü yoğun agresyon sonucu yüksek ses tonu, düşük empati, ben merkezci yaklaşım yalnızca yaptırıma sonuç verebilir.
Diğer taraftan, çegingen ve itaatkar kişi zaten ya mesajı ifade edememiştir, ya da yok sayılacak kadar kaçıngan tavırlar almıştır.
Dolayısıyla, aktarmak istediklerimizi iletebilmek ve anlayış, empati doğurabilmek için en iyi iletişim, asertiflik ile gerçekleşir.
Kendinizi bu hafta gözlemleyin.
Yargılamadan ve yorumlarına kaçmadan, sadece bu tip durumlarda hangi tarz davranışı daha sıklıkla yaptığınızı tespit edin.
Farkındalık, her zaman birinci adımdır.