Aşktan beklediğimiz
Yazar Nurçin Eğercioğlu • Psikolog • 24 Ağustos 2016 • Yorumlar:
Aşktan beklediğimiz…
Rollo May Aşk ve İrade adlı kitabında bireyin yaşadığı kimlik sorunu ile kötü giden yaşamına çözüm olarak aşka yaptığı vurgunun arttığından bahseder ve ekler “kendilerine verdiği değer, aşkı elde edip etmemelerine göre yükseldi veya düştü. Aşkı bulduklarına inananlar; Kalvincilerin, zenginliği seçilmiş kul olmanın elle tutulur kanıtı olarak görmeleri gibi, bunu kurtuluşun gözle görünür delili sayarak, kendilerini üstün görme eğilimine girdiler. Aşkı bulamamış olanlar kendilerini sadece yoksun hissetmekle kalmadılar, daha derin ve daha yıpratıcı olan içsel boyutta, kendilerine verdikleri değer de düştü. Kendilerini toplumun dışına itilmiş yeni bir yaratık türü gibi damgalanmış hissedip, psikoterapide sabahın erken saatlerinde uyanınca hissettiklerinin mutsuzluktan ve yalnızlıktan çok, içlerini kemiren, yaşamın büyük gizini kaçırmış olma kanısı olduğunu itiraf ediyorlardı.”
Rollo May bu satırları 1969 yılında yazmış aradan geçen 45 yıla rağmen May’in söylediklerinin geçersiz olduğunu söyleyebilir miyiz? Amerika’da yapılan ve on yıl süren bir araştırma modern hayatta insanların yaşadığı en yoğun duygunun yalnızlık ve depresyon olduğunu ortaya çıkarmış.
Artık 30 lu yaşlara gelmiş bir erişkinin yaşamında bir yol arkadaşı istemesi kadar doğal bir şey yoktur bence; ama bizim sorgulamamız gereken, bu yol arkadaşı ve aşktan beklentiler ya da bu aşkın yokluğunda yaşanılan yoğun değersizlik olmalıdır. Yukarıda May’in bahsettiği gibi aşktan bir elmanın yarısı olmayı beklemek… onunla tamamlanmayı istemek ve yokluğunda var olamamak… değersizliğin kollarında kendini hırpalamaksa yapılan, bu noktada aradığımız şey aşk değil, belki de kendimizin kendimize vermediği değerdir…
Oysa terapi sürecinde ben hep danışanlarıma söylerim “Aşk bir elmanın iki yarısı olduğunuzda acı verici iki ayrı elma olduğunuzda ise keyif vericidir” Aksi… aşkla tamamlanmayı bekleme ve değersizliğimizi yenme hali geçmişten getirdiğimiz yükümüzdür… geçmişte yaşayamadıklarımızın bedelini sevgiliye ödetmedir. Hocam Mehmet Zararsızoğlu’nun da belirttiği gibi “çünkü geçmişin bitmemiş işlerinin faturasını biz hep sevgiliye keser… farkında olmadan hep onu hırpalar… onu yıpratırız…”