Astım ve Beslenme
Yazar Havva Lale • 18 Temmuz 2023 • Yorumlar:
Astım, tekrarlayıcı hırıltılı solunum, nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi ve öksürük atakları ile karakterize hava yolunun kronik inflamatuvar bir hastalığıdır. Astım, Yunanca’da “soluksuzluk veya ağzı açık solumak” anlamına gelmektedir.
Astımın etiyolojisi net olmamakla birlikte oluşumunda birçok faktörün etkili olduğu heterojen poligenetik bir hastalıktır. Enflamasyon, hastalığın evresine ve şiddetine bağlı olarak önemli ölçüde değişiklik gösterir ve hastanın tedaviye yanıtını etkileyebilir.
Risk Faktörleri;
Obezite:Obezite ve astım gelişimde pozitif bir ilişki vardır. Vücut kütle indeksi > 30 kg/m2 olan bireylerde astım görülme sıklığı artmaktadır. Astımı olan obez bireyler, astımı olan normal kilolu bireyler ile kıyaslandığında daha düşük solunum fonksiyonlarına ve daha fazla komorbid hastalıklara sahiptir.
Cinsiyet:Çocukluk çağı için erkek cinsiyet bir risk faktörü iken yetişkinlik dönemde kadın cinsiyette astım görülme sıklığı daha fazladır.
Gastroözofageal reflü:Astımlı yetişkin bireylerde GÖRH %45 oranında görülürken astımlı çocuklarda GÖRH %65 oranında görülmektedir. Astım gastroözofageal reflü hastalığı (GÖRH) arasında mekanizması henüz açıklanmamış bir ilişki vardır. Düşünülen muhtemel mekanizma ise yemek borusunun reflü bronkospazm ile mikroaspirasyonudur. Genellikle asemptomatik olmasına rağmen, birçok hastada gece alevlenmeleri görülmektedir.
Sigara:Astım gelişmesinde rolü olan bir diğer faktör ise sigaradır. Prenatal ve postnatal dönemde sigara dumanına maruz kalan Çocuklarda astım gelişme sıklığını önemli oranda artmaktadır.
Allerjenler:İç ve dış ortamdaki allerjenlerin astım alevlenmelerine yol açtıkları iyi bilinmesine rağmen astım gelişimindeki rolleri tam aydınlatılamamıştır.
Ev tozu akarları, küf ve hamam böceği allerjenleri erişkin astımı için önemli risk faktörleridir.
Tedavi;
Astım Akut ataklar için oral kortikosteroidler, beta-agonistler ve inhale bronkodilatörler kullanılır.
Astımın kontrolünde temel strateji risk faktörlerininden kaçınmaktır. Bunlar arasında hava kirliliğinin kaçınmak, besin alerjisilerini tespit etmek, sigara içmemek, küf ve toz akarlarına karşı önlem almak, stresi azaltmak, kapalı ortamları sık sık havalandırmak, mevsim geçişlerinde polenlerden kaçınmak, vücut ağırlığı kontrolü yapmak ve sağlıklı beslenmek sayılabilir.
Beslenme
Sağlıklı ve dengeli olmayan bir diyet diyet doğuştan gelen ve adaptif bağışıklık tepkilerini modüle ederek artan alerjik hava yolu iltihabına neden olmaktadır. Değiştirilebilir risk faktörü olan beslenme astımın semptom yönetiminde giderek daha fazla önem kazanmaktadır.
Meyve, sebze ve kepekli tahılları içeren diyetler, yüksek yağlı etlere ve süt ürünlerine kıyasla astım riskinde azalma ile ilişkilendirilmiştir. Astımlı çocuklar üzerinde yapılan bir çalışmada, meyve, sebze, baklagiller, tahıllar, makarna, pirinç ve patates tüketiminin artması ve et alımının azalmasıyla astım görülme olasılığının azaldığını bildirilmiştir.
Yapılan bazı çalışmalarda süt ve ürünlerinin diyetten çıkarılmasıyla astım semptomlarında azalma, süt ve ürünlerinin tekrar diyete eklenmesi ile astım semptomlarında artış meydana geldiği gözlenmiştir.
Süt ürünlerinin astım gelişimini veya seyrini etkileyebileceği mekanizmalar net değildir, ancak süt ürünleri tüketimi ile pro-inflamatuar süreçler aktive olarak inflamatuar bir hastalık olan astım gelişmesi ve semptomlarında artış görülebilir.
Akdeniz tarzı diyet modeli, çocuklarda astım semptomlarının azalmasıyla da ilişkilendirilmiştir. Astımlı çocuk ile yapılan başka bir çalışmada çalışmada, Akdeniz diyetine yüksek bağlılık, düşük bağlılığa göre daha yüksek akciğer fonksiyonu ile ilişkilendirilmiştir.
Batı tarzı diyet modeli, pro-inflamatuar süreçleri aktive eder. Belirli besin maddelerinin sistemik iltihabı değiştirdiğini gösteren çalışmalarda; yüksek yağlı diyetin dolaşımdaki enflamasyon belirteçlerinin artmasına yol açtığı gösterilmiştir.