Astım
Yazar Mahmut Doğru • Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Doktoru • 8 Temmuz 2019 • Yorumlar:
Genellikle hava yollarında kronik (süreğen) inflamasyonun (yangı) olduğu heterojen bir hastalıktır. Bu yangısal süreçte vücuttaki birçok hücre ve hücre ürünü rol oynamaktadır. Klinik olarak; kronik hava yolu yangısı ve ilişkili bronş aşırı duyarlılığı özellikle gece yarısı veya sabaha karşı hırıltılı solunum, nefes darlığı, göğüste sıkışıklık ve/veya öksürük nöbetlerine yol açar. Bu şikayetlerle birlikte genellikle değişen derecede hava yolu daralması vardır. Klinik tablo ve semptomların yoğunluğu zaman içinde değişkenlik gösterebilir. Sıklığı toplumdan topluma değişmekle birlikte %1-18 arasında değişmektedir. Batılı yaşam tarzının olduğu ülkelerde daha sık görülmektedir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda çocukluk dönemindeki astımın sıklığı %6-15 arasında değişmektedir.
Astım multifaktöryel yani hem genetik hem de çevresel faktörlerin etkisiyle oluşan bir hastalıktır. Aşağıda tanımlanan risk faktörlerine sahip kişilerde astım daha sık görülmektedir. Risk faktörleri kişisel ve çevresel risk faktörleri olarak 2 türlüdür.
Kişisel risk faktörleri:
1-Genetik yatkınlık: Anne babadan birinin astımlı olması durumunda çocukta astım görülme riski %20-30’a yükselmekte, anne ve babanın her ikisinin de astımlı olması durumunda bu risk %50-60’a ulaşmaktadır.
2-Obezite; Obezite çocuklarda hava yolu yangısını artıran bir faktördür. Obezite hem astım oluşumunda, hem de astım tedavisine yanıt alınamamasında etkilidir. Obez astımlılar normal kilolu astımlılarla karşılaştırıldıklarında daha düşük solunum fonksiyonlarına sahiptir.
3-Cinsiyet: On dört yaşından önceki dönemde astım sıklığı erkek çocuklarında kız çocuklarının yaklaşık iki katı olarak bulunmuştur.
Çevresel risk faktörler
1-Alerjenler: Hem astımın oluşmasında hem de astım semptomlarının gelişmesinde etkilidirler.
Alerjenler;
İç ortam: Ev tozu akarları, ev hayvanları (kedi, köpek), hamamböceği ve küf mantarları
Dış ortam: Polenler ve küf mantarları
2-Mikroorganizmalar: Hava yolu ve bağırsağın normal ortamında bulunan bazı bakterilerin sayısal eksiklikleri veya oranlarındaki dengesizliklerin astım oluşumunda etkili olduğu çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir. Son yıllarda bu konuda pek çok çalışma yapılmaktadır.
3-Enfeksiyonlar: Çocukluk döneminde geçirilen alt solunum yolu enfeksiyonları ilerde astım gelişiminde etkilidir.
4-Mesleki duyarlılaştırıcılar: Çocukluk döneminde pek görülmese de erişkinlerdeki astımda önemli bir faktördür.
5-Sigara: Hem hamilelik döneminde hem de daha sonraki dönemlerde sigara dumanına maruziyet astım için risk faktörüdür. Anneleri sigara içen bebeklerde, hayatlarının ilk yılında bronşiolit görülme olasılığı annesi sigara içmeyen bebeklere göre 4 kat daha yüksektir. Özellikle ergenlik döneminde sigara içme hem astım ataklarına hem de erişkinlikte astım gelişiminde etkilidir.
6-Hava kirliliği: İç ve dış ortam hava kirliliği
7-Diyet: Artmış oranlarda hazır gıda ile beslenme, düşük antioksidan (meyve, sebze) alımı, artmış omega-6 çoklu doymamış yağ asidi (margarin ve bitkisel yağlarda bulunan) alımı, yetersiz oranlarda omega-3 çoklu doymamış yağ asidi alımının (yağlı balıkta bulunan) son zamanlarda görülen astım ve atopik hastalıktaki artışa katkıda bulunduğu ileri sürülmektedir
Astım tanısında hastanın öyküsü çok önemlidir. Tanı, sıklığı ve şiddeti zaman içerisinde değişebilen nefes darlığı, hırıltılı solunum, öksürük ve göğüste sıkışma hissi gibi semptomlar ve değişken hava akımı kısıtlanmasının varlığı ile konabilir. Bu çocuklarda özellikle üst solunum yolu enfeksiyonları sonrasında hışıltı atakları olmaktadır. Bu ataklar tedavilerle iyileşmekle birlikte tekrarlayanlar hışıltı atakları olmaktadır. Bu ataklar sırasındaki geri dönüşümlü hava yolu daralması solunum fonksiyon testleri ile gösterilebilir. Fakat solunum fonksiyon testleri genellikle solunum manevralarını yapabilecek çocuklarda yapılabilmektedir. Genellikle 6 yaşından sonra solunum fonksiyon testleri yapılmaktadır. Fakat solunum fonksiyon testlerinin normal olması astım tanısını dışlamaz. Ayrıca astım genellikle hava yolu yangısı ve aşırı duyarlılığı ile ilişkilidir fakat tanı koymak için bu özelliklerin varlığı gerekli veya yeterli değildir.
Astımlı çocuklarda alerjinin değerlendirilmesi önemlidir. Bunun için çoğunlukla alerji deri testleri yapılmaktadır. Alerjinin ne olduğunun bilinmesi semptomların engellenmesinde önemlidir. Ayrıca alerjik olunan maddeye karşı immunoterapi (aşı) tedavisi yapılabilmektedir.
Astım tedavisinde 3 tür ilaç kullanılmaktadır.
-
Nefes açıcılar (rahatlatıcılar): Bunlar nefes darlığı, öksürük, göğüste sıkışıklık ve hırıltı olduğunda kullanılırlar. Solunum yollarını genişleterek nefes darlığının düzeltilmesini sağlarlar.
-
Kontrol edici ilaçlar: Düzenli olarak kullanılan, astım ataklarını azaltan, hava yollarındaki inflamasyonu baskılayan ilaçlardır. Bu tedaviler dirençli, ağır astımlı adölesan ve erişkinlerde kullanılan ekleme tedavileridir.
Alerjik hastalıklar kronik, yani uzun süreli, süreğen hastalıklardır. Bu hastalıklarda düzenli takip çok önemlidir. Bu yüzden astımlı hastalar, hastalık şiddetlerine göre 1-3 ay aralarla takip edilmelidir. Bu izlem aralıkları hastanın durumuna göre 6-12 aya kadar açılabilir.