Atopik Dermatit - Çocukluk Çağı Egzeması
Yazar Emel Güngör • Dermatolog • 14 Şubat 2020 • Yorumlar:
Atopik dermatit veya atopik ekzema, genellikle çocukluk çağında başlayan, alevlenme ve iyileşme dönemleriyle giden, kronik kaşıntılı bir hastalıktır. Atopik dermatit kalıtsal, çevresel ve bağışıklık sisteminin birbirleriyle kompleks etkileşimi sonucu gelişir.
Hastaların yaklaşık yüzde 70’inde ailede astım, saman nezlesi veya ekzema gibi atopik hastalıklardan bir veya birkaçı beraber bulunuyor. Anne ve/veya babanın hasta olması çocuğun hastalık olasılığını artırıyor. Öyle ki anne babadan birinde yukarıda sayılan atopik durumlardan biri varsa çocukta atopik hastalık görülme oranı yüzde 50-60 düzeyinde iken, her ikisinin hasta olması durumunda bu oran yüzde 80 gibi çok yüksek bir rakama ulaşıyor. Hastalık yaşla beraber iyileşme göstermesine karşın, hastalar hayat boyu iritan maddelere hassas olup, meslek hastalıklarına yatkın oluyorlar.
Görülme sıklığı endüstrileşmiş toplumlarda daha yüksek olmak üzere, yüzde 5 ile 15 gibi yüksek bir rakamda seyreder. Gelişmiş toplumlarda hastalığın sıklığı son 30 yılda 2-3 kez artarken, gelişmekte olan toplumlarda görülme sıklığı daha düşüktür. Ayrıca gelişmiş ülkelerde kentlerde kırsal alana göre hastalığın görülme sıklığı daha yüksektir ve sosyoekonomik düzeyi yüksek olan kişilerde daha yaygındır. Görülme sıklığındaki artışın temelinde esas olarak çevresel faktörler, başta ev tozu akarları olmak üzere evdeki alerjenler ve gıda katkı maddeleriyle artmış temas, anne sütüyle beslenmede azalma, ayrıca hastalığın aile ve hekim tarafından daha çok farkedilmesi gibi faktörler bulunmaktadır.
Atopik dermatitin en tipik bulgusu kaşıntıdır ve ciltteki belirtiler kaşıma sonucu gelişir. Hastaların ciltleri kuru ve kaşıntı eşiği son derece düşüktür. Tahriş edici maddelere çok daha hassastırlar. Hastanın uyanık olduğu zamanlarda kaşıma hareketi engellenmeye çalışılsa da, uyku sırasında bu kontrol ortadan kalkar ve özellikle sıcak ortamda bilinçsizce yapılan kaşıma ile deri belirtileri oluşur.
Atopik dermatitin deri belirtileri yaşa bağlı değişkenlik göstermektedir. Ekzemanın ilk belirtileri tipik olarak 3. ayda başlar. Bu dönemde en sık görülen belirti ise; yanaklarda oluşan kuru, kırmızı ve kepekli döküntülerdir. Saçlı deride, alında ve çene bölgesinde de benzer sorunlar gelişebilir. Salya akması ve tekrarlayan yıkamalar mevcut durumu daha da kötüleştirebilir. Döküntü kol ve bacakların dış kısımlarına, hatta tüm vücuda yayılabilir. Olay kronikleştikçe bebek huzursuzlaşır ve uyku düzeni bozulur. Hastalık iyileşme ve alevlenme dönemleriyle seyreder. Diş çıkarma, üst solunum yolu enfeksiyonları ve stresler alevlenmelere sebep olur. Hastaların yaklaşık yarısında 18. ayda tablo tamamen gerilerken, kalan bölümünde döküntülerin şekli ve yeri değişerek devam eder. 2-12 yaş arasında döküntüler diz ve dirsek iç yüzleri, el ve ayak bilekleri gibi kıvrım bölgelerinde görülür. Sürekli kaşıma nedeniyle deri renginde açılma veya koyulaşma görülebilir. Sıcak, soğuk, kuru hava veya psikolojik stresler kaşıntı ve döküntünün artmasına sebep olur. Yaygın cilt değişikliklerinin olduğu durumlarda uyku düzeni bozulur, okul performansları düşer, arkadaş ve aile iletişimleri bozulabilir. Erişkin döneminde de kıvrım bölgelerinde benzer değişiklikler olabilmektedir ama en sık el ekzeması şeklinde belirti verir.
Kuru deri atopik dermatitin önemli bir özelliğidir. Kuruluk nemin azaldığı kış aylarında daha belirgindir. Sürekli yıkamak cilt kuruluğunu artırarak deri bütünlüğünün bozulmasına yol açar. Ayrıca kuru deri çevresel her türlü tahrişe daha hassastır ve kaşıntıya yol açar. Bu nedenle cilt kuruluğunu veya kaşıma isteğini artıran her faktör atopik dermatiti kötüleştirmektedir. Başarılı bir tedavi içinse tetikleyici faktörleri bilmek ve onları kontrol edebilmek şarttır.
Atopik dermatitli cildi yatıştırmak için dikkat edilmesi gerekenler;
Ani ısı değişiminden koruyun: ekzemalı hastalar çevresel ısıdaki ani değişimleri tolere edemezler. Sıcak yorgan altında yatmak, sıcak bir odaya girmek ve fiziksel egzersiz gibi ani ısı artışları kaşıma isteği uyandırır. Yine sıcak bir duştan çıkmak gibi ani ısı düşmesi de kaşıntıya neden olur. Bu sorunun önüne geçmek için çocuğunuzu ani ısı değişimlerinden koruyun ve ısıyı hapseden sıkı giysiler giydirmekten kaçının.
Evinizdeki nem oranını yüzde 50’nin üzerine çıkarın: Sonbahar atopik dermatit hastaları için zor bir dönemin başlangıcını oluşturuyor. Çünkü soğuk havada nem oranı düşüyor ve atmosferle dengede bulunan ciltteki nem azalıyor. Bunun sonucunda kuruyan cilt daha kolay tahriş oluyor. Hava nemlendiricileri ile evinizdeki nem oranını yüzde 50’nin üzerine çıkararak cildin rahatlamasını sağlayın.
Alevlenme dönemlerinde günde 1-2 kez banyo yaptırın: Sürekli yıkanmak cildin su kaybını engelleyen doğal lipid tabakasını zedeliyor, bunun sonucunda cilt kurumaya başlıyor. Bu yüzden genellikle ekzeması olan hastaların az banyo yapması öneriliyor. Oysa sanılanın aksine banyo sıklığını azaltmak çocuğun rahatsızlığını artırıyor. Özellikle alevlenme dönemlerinde çocuğunuzu ılık suyla günde 1-2 kez yıkayın. Banyo yaptırırken cildin tahriş olmaması için kese ve liften kaçının ve fazla miktarda sabun kullanmayın. Cilt pH’sına uygun, nemlendirme özelliği bulunan temizleyicileri tercih edin. Banyonun ardından ilk 5 dakika içinde vücuduna nemlendiricileri sürmeyi de ihmal etmeyin.
Cildine sık sık nemlendirici krem sürün: Cildin normal görünmesi ve yumuşak hissedilebilmesi için su içeriğinin yüzde 10’unun üzerinde olması gerekiyor. Ancak cildin esnekliği ve bütünlüğünün korunmasında büyük rol oynayan suyun miktarındaki azalmalar cilt fonksiyonlarının bozulmasına neden oluyor. Bu yüzden bebeğinizin cildine banyo sonrasında 5 dakika içinde nemlendirici sürün. Kullandığınız nemlendiricinin alerjik ajanlar örneğin boya ve parfüm içermemesine de dikkat edin.
Balık, soya ve yerfıstığı yedirmeyin, yumurta ve sütün ekzemasını artırıp artırmadığını gözlemleyin: Özellikle bebek ve küçük çocuklarda cilt lezyonlarının alevlenmesinden besin olarak; yumurta, özellikle de yumurtanın akı, süt, yer fıstığı, balık, soya ve buğday sorumlu tutuluyor. Besinlerde bulunan koruyucu ve renklendiricileri gibi katkı maddeleri de alerjiden sorumlu olabiliyor. Çocuğunuza bu besinleri mümkün olduğunca yedirmeyin. Süt ve yumurta çocuğun gelişiminde önemli gıdalar olduğu için bu besinleri yedirdiğinizde ekzemasının alevlenip alevlenmediğini kontrol edin. Yumurtanın iyi pişmiş olması alerji olasılığını düşürmektedir. İlk 3 aylık dönemde sadece anne sütüyle beslemek de ekzemada koruyucu oluyor.
Ev tozu akarlarını yok edin: Ev tozu akarları en önemli aeroallerjenleri oluşturuyor. Özellikle yatak odası başta olmak üzere evin diğer bölümlerinde halı kullanmayın, eğer varsa bunları en az haftada 2 kez tercihan akarlara yönelik filtresi olan elektrik süpürgesiyle temizleyin. Çocuğunuza pelüş oyuncaklar almayın, ısrar ediyorsa bunları her hafta yıkamaya özen gösterin.
Odaları sık sık havalandırın: Ev tozu akarlarını minimuma indirmek için evinizin odalarını her gün sık sık havalandırmaya özen gösterin.
Çarşaf, yorgan ve yastık kılıflarını 60 derecede yıkayın: Yatak takımlarında, alerjiye yol açabilecek ve akar adını verdiğimiz çok sayıda canlılar bulanabiliyor. Akarlar ile mücadele etmek için yatağını sık sık havalandırın ve yatak takımlarını haftada en az bir kez en az 60 derecede yıkayın.
Kedi ve köpek gibi ev hayvanlarından uzak tutun: Çocuk atopik dermatit tanısı aldıktan sonra eve kedi, köpek ve kuş gibi ev hayvanları almayın ve çocuğunuzun dışarıda da bu hayvanlarla temasını azaltın.
Ders çalışması konusunda baskıcı tutum sergilemeyin: Çünkü stres oluşturan olaylar atopik dermatitin seyrini kötü yönde etkiliyor. Öyle ki lokalize bir inflamasyon bir gece içinde bile tüm vücuda yayılabiliyor. Bu yüzden çocuğunuza ders çalışması konusunda aşırı baskı yapmaktan kaçının.
Kıyafetleri yüzde 100 pamuklu olsun: Pamuklu ve terlemeye yol açmayan, sıkı olmayan giysileri tercih edin. Çocuğunuzun yatak takımlarını ve kıyafetlerinin yün olmamasına dikkat edin. Çünkü yünlü kıyafetler ve yatak odası ürünleri kaşıntıyı artıran en önemli etkenlerden birisidir.
Sabun, deterjan ve yumuşatıcı ile temas ettirmeyin: Alerjik reaksiyona yol açacağı için çocuğunuzun sabun, deterjan ve diğer kimyasal maddelerle temas etmesini önleyin. Giyeceklerini yıkarken yumuşatıcı kullanmayın ve yeni aldığınız kıyafetleri mutlaka yıkadıktan sonra giydirin.