AYAK BİLEĞİ KIKIRDAK YARALANMALARI
Yazar M. Hasan Tatari • Ortopedi Ve Travmatoloji Uzmanı • 14 Mayıs 2017 • Yorumlar:
Ayak bileği, diz eklemi gibi spor faaliyetleri sırasında sık travmaya uğrayan bir eklemdir. En sık görülen yaralanması da, bağ yaralanması yani burkulmalardır. Sıklıkla şiddetli burkulmalarda iyi bir tedavi ile en geç 3-4 haftada spora dönülebilirken bazı sporcularda bu süre giderek uzar. Bunun nedeni, ayak bileğimizi oluşturan kemiklerden olan talus kemiğinde görülen kıkırdak yaralanmalarıdır. Bu yaralanmalar, kısa sürede kendiliğinden iyileşebilen kemik iliği ödemi şeklinde olabildiği gibi, bazen kıkrdak dokunun altta yer alan kemik dokuyla beraber hasarlanması ve zaman içinde yerinden ayrılması ile de sonuçlanabilir. Bu durumda ağrı geçmez ve cerrahi tedavi gerekir. Talusun osteokondral lezyonu denilen bu durum sonrasında hasar gören parça eklem içine düşerse eklem faresi adını alır.
Talusta iyi sınırlanmış bir osteokondral lezyon saptandığında yapılacak cerrahi tedavi yöntemlerinden biri, artroskopik temizleme yapılması, hasar gören kıkırdağın çıkarılarak yatağının temizlenmesi ve altta kalan kemiğin kanatılarak kıkırdak oluşumunun kısmen de olsa sağlanmasıdır. Mikrokırık adı verilen bu teknik ile oluşması beklenen kıkırdak doku, normal eklem kıkırdağından daha gevrek bir kıkırdaktır.
Diğer bir işlem de, açık olarak hasar gören yapının temizlenmesinden sonra dizden alınan silindirik kıkırdak ve kemik tüplerinin temizlenmiş sahaya naklidir. Bu işlem, özel aletler içeren bir set yardımı ile milimetrik ölçümler ile yapılır. Tüpler, dizin yüklenme olmayan yerinden alındığı için diz eklemine zarar vermemektedir. Bu işleme mozaikplasti adı verilir. İşlemin yapılabilmesi için kaval kemiğinin alt kısmı kesilmekte ve ameliyat sonunda kaynaması için vidalanmaktadır.
Mozaikplasti yapılabilmesi için en uygun hasta profili, 50 yaş altında, erken dönemde başvuran, 2 cm2 altında hasarı bulunan ve eklemde yaygın kıkırdak hasarı olmayan hastadır.
Her iki işlem de uzun bir tedavi süresi gerektirir. Kıkırdağın iyileşme kapasitesinin zayıf olduğu bilinmelidir. Hastanın ortalama, 6-8 hafta ayağı üzerine yüklenmemesi gerekir.