Baba Çocuk İlişkisi

Yazar Fatma YüceAile Danışmanı • 13 Haziran 2022 • Yorumlar:

BABALAR BİLDİĞİ KADAR SEVER. OĞULLAR DA ONLARIN BİLDİĞİ KADAR

Kapı filminde Kadir İnanır’ın canlandırdığı Yakup karakteri böyle söylüyordu. 

Bizim toplumumuzda babalar sevmeyi ne kadar bilir? Kırsalda, şehirlerde, ataerkil yapılarını hala koruyan ailelerde babalar, öyle ulu orta çocuklarına sevgi gösteremezler. Hele aile büyüklerinin yanında, onları görmezden gelirler. Eşlerine ve çocuklarına sert ve büyüklenmeci tavır göstermeyen erkekler kılıbık, hanım köylü olarak alaya alınmaktan korkarlar. Yalnızken ailesine daha yumuşak davranan erkek, toplumsal roller gereği, sosyal çevre içinde muktedir aile babası görünmek için, sert ve ilgisiz tavırlar sergileyebilir. Ondan bu sevgi desteğini alamayan erkek çocuğu, edindiği rol model kalıbı ile kendi çocuğuna ne kadar sevgi gösterebilir?

Ebeveynlerden ilgi ve sevginin görülmemesi; bağlanma sorunlarına, bu da travma algısına sebep olabiliyor. O zaman Yakup’un dediği gibi, “oğullar da babalarının bildiği kadar” mı sever? 

Kalıtsal aile travmalarını ya da travma aktarımını çok güzel anlatan bir cümle. Çocuklukta yaşanan travmaların sonraki kuşaklara aktarımına dair yapılan araştırmalar; travmatik yaşantıların bireylerin ruhsal bütünlüğünde kesintilere yol açabildiğini gösteriyor. Dahası bu etki, ileriki nesillere de yansıtılabiliyor. Hatırlamadığımız, belki de bizzat yaşamadığınız bir olay, duygu düzenleme güçlüğü yaşamamıza, aile işlevselliğimizin bozulmasına ve ilişkilerimizin aksamasına sebep olabiliyor.

Elbette ki bu tür sarsıntılarla karşılaşan her bireyin, aynı tepkiyi vermesi beklenemez. Çevresel faktörler, bizim mizaç yapımıza bağlı olarak zihnimizde anlam buluyor. Travma etkisini fark edip, tedavi ve duygusal destek alarak bu aktarım zincirini kırmak mümkün. Bernard Shaw’un dediği gibi “hayat kendini bulmak değildir. Hayat kendini yaratmaktır.”

Kendini ve sonraki nesilleri yaratma yolculuğunda ilerleyen tüm babaların, babalar günü kutlu olsun. 

Bu durum aktarım ile nesiller boyu devam eder mi? Hayır! Bunu kader olarak kabul etmek doğru olmayacaktır.


Travmatik deneyimlerin sürekli ve yoğun olarak yaşandığı aileler incelendiğinde, ebeveynlerin kendi çocukluklarında da benzer travmalar yaşadıkları görülmüş. Daha derinlikli çalışmalarda, üç kuşak geri gidilerek; o gün yaşanan travmatik olayın geçmişte de aynısının yaşandığı gözlemlenmiş. Aile içi şiddet, fiziksel ve duygusal ihmal ve istismar, bazı ailelerde soydan gelen bir özellik gibi kendisini gösterebiliyor.

Aslında bunun ne kadar doğru olduğunu olduğunu fark ederek profesyonel destek almak önemli bir adım olacaktır. 

Dolayısıyla travmanın hem objektif hem de sübjektif yönleri bulunmaktadır. Travmatik yaşantılar ruhsal açıdan bireylerin çok eksenli semptomlar verebilmesine neden olan olaylardır. Bu olaylar travmatize bireylerin ruhsal bütünlüğünde kesintilere yol açar.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)