Bağımlı Kişilik
Yazar Gamze Dağar • 2 Ocak 2019 • Yorumlar:
Bağımlılık sık sık uyuşturucu veya uyarıcı bir madde ile anılmaktadır. Bağımlılığın bir başka boyutu ise bir kişiye karşı olan bağımlılıktır. Kişi, yaşamaya devam etmek için hayatının her alanında mutlaka birinin varlığına ihtiyaç duyuyorsa bağımlı kişiliğe sahip olabilir! Hayatın geneli değerlendirildiğinde:
-
Yalnız başınıza geçirdiğiniz zaman büyük bir iç sıkıntınız oluyorsa,
-
Tek başınıza alışveriş yapamıyorsanız,
-
Sorumluluk almak sizin için biri olmadan asla yapamayacağınız bir durum ise,
-
En yakınınızdaki kişinin seçimi veya kararı sizin kararınızdan önce geliyorsa ve bu durum sizi rahatsız etmiyorsa,
-
Sürekli olarak hayatta yalnız kalma düşüncesi varsa ve sizi dehşet bir korkuya sürüklüyor ise,
-
Mutlu olmak için mutlaka biri ile birlikte olmanız gerektiğini düşünüyorsanız,
-
Eleştirilmemek ve terkedilmemek için, farkında olmadan, çoğu zaman uyumlu davranışlar sergiliyorsanız,
-
Hayır diyememe problemi yaşıyorsanız,
Bağımlı Kişilik Örüntüsüne sahip olabilirsiniz.
Bağımlı kişilikte, kişi mutlaka kendine yakın gördüğü birini belirlemiş ve yaşamın her alanına kendisini dahil etmiştir. Bağımlı olmak, sürekli görüşmek ve konuşmak istemek karşıdaki insanın kişiden uzaklaşmasına yol açabilir, bu durum en korkulan düşünce ile yani yalnız kalmakla baş başa bırakır. İlerleyen zamanlarda bağımlı olunan kişiyi kaybeder ve ağır bir depresyonla karşı karşıya kalınabilir. Bağımlılık kurulan kişi ya hayatını kaybeder ya da bağımlı uzaklaşmak için her yolu dener böylelikle bağlanmak için yeni bir kişiye ihtiyaç duyulur.
Bağımlı Kişilik bozukluğunun temel sebebi olarak çocuklukta doyurulamayan duygular olarak tanımlanmıştır. Özellikle anne figüründen alınması gereken güven ve özerklik duygusunun doyurulması gerekmektedir. Ortalama 1-5 yaş aralığında, çocukta güven duygusunun ve kendi kendine yetebilmeye başlamasının oluşup geliştiği bir dönemdir. Bu duygu ebeveynler veya birincil bakıcılar tarafından farkında olmadan doyurulmaz. Bağımlı kişilik örüntüsü bu şekilde oluşmaya ve zaman içinde bilişsel inançlar ve düşüncelerle desteklenmeye başlar. Yaşamın olumsuz olayları ve çevreden alınan psikolojik ve maddi destekler ise bağımlı kişiliği besleyici niteliktedir. Sonuç olarak bu kişilik bozukluğu ciddi bir depresyon riski taşımakla birlikte dikkate alınması gereken bir kişilik örüntüsüdür. Düzenli psikoterapi desteği ile, kişiye özgü, zihindeki korkular işlenir ve duygular yeniden anlamlandırılır. Buna göre mutlaka psikoterapi desteği alınmalıdır.