BAĞIMLILIK

Yazar Gonca KüçüktetikPsikolog • 10 Şubat 2017 • Yorumlar:

Son dönemlerde, özellikle bonzai denilen sentetik uyuşturucunun, somut gözle görülür

şekilde bir artış göstermesine dayanarak bu haftaki yazımı uyuşturu kullanımı ve bağımlılık

üzerine yazmak istedim.

Bağımlılık konusu derin ve çok boyutlu bir kavramdır. Fiziksel olduğu kadar

psikolojik boyutuda vardır. Bu yüzden sadece maddeyi almayı bıraktıktan sonra bağımlılık

bitmemektedir. Fiziksel bağımlılık beyindeki sinir sistemlerine zarar verdiği için kullanma

arzusu ve dürtüsü baskındır ve çoğu kişiler buna yenik düştükleri için tekrar kullanmaya

başlarlar. Bunun yanı sıra çevresel faktörlerin de etkisi büyüktür; örnegin arkadaş ortamı,

stres yaratan durumlar, aile içi problemler, psikolojik rahatsızlıklar da uyuşturucu kullanımını

tetikleyen faktörlerdir. Bağımlı olmayı engellemek için yapılacaklardan en önemlisi hiç

başlamamaktadır. Bu kesin çözüm olarak önerilir.

Uyuşturucu madde kullanımı bağımlılık yapan maddelerin vucüda dâhil edilmesidir. Fakat

bağımlılığın tanımı en basit hali ile: maddenin yaşamı va sağlığı olumsuz etkilemesine karşın

kullanımının devamıdır. Fakat insanın insanın doğası gereği en temel amacı canlılığını devam

ettirme çabasıdır. İçgüdüsel olarak yaşamımızı, sağlığımızı tehdit eden, bize acı ve zarar veren

şeylerden kaçınırız. Bu yüzden uyuşturucu madde kullanımı kişilerin içindeki büyük bir

çelişkinin işaretidir ve patolojik bir durumun göstergesidir.

Çocuğunuz ve ya yakınınızdaki biri uyuşturucu kullanıyor mu diye şüpheleniyorsanız

bunu anlamanın en iyi yolu gidip tahlil yaptırmaktır. Fakat emin olmadığınız durumlarda

bunu yapmak riskli olabilir. Ailenin çocukları ile ilgilenmesi ve gözlem yapması bu noktada

çok önemli. Rutinin dışındaki davranışlar, ruh hali bizim için ipucu niteliğinde olabilir.

Bağımlılık dediğimiz durumda şu davranışlar gözlemlenebilir; dikkati yoğunlaştırmada sorun

yaşama, daha içine kapanık ya da saldırgan olma, sözel iletişimde azalma, okulda ve ya iş

yerinde aksaklıklar yaşaması, notların ve ya genel olarak iş performansının düşmesi, yorgun,

halsiz, uykulu görünme gibi durumlara yol açabilir.

Uyuşturucu kullanımı ve bağımlılığı her yaşta başlayabilir. Genç yaştaki nüfus burada

daha risklidir. Bunun sebebi o dönemdeki dürtü kontrölünün daha zor olması, arkadaş baskısı,

uyum sağlama isteği daha ileriki yaşlara oranla daha güçlü yaşanır.

Bağımlılık tedavisi mümkün bir sorundur. Bununla ilgili en sık karşılaştığımız

senaryolardan biri genellikle birey aile zoru ile getirilmesidir ki bu maalesef çok iyi sonuçlar

doğurmuyor. Kişinin kendi isteği ve rızası çok önemlidir. Bağımlılıktan kurtulma isteğinin

içsel bir motivasyonu olursa daha iyi sonuçlar alınıyor. Tedavinin başlangıcında kişinin

vucüdü tamamen maddeden temizlenmek için detoksifikasyon işleminden geçer. Daha sonra

ilaç tedavisi, grup ve bireysel terapilerle tedavi sürecinin devamı öngörülür. Tedavi ne kadar

uzun takip edilirse başarı oranının da o kadar yüksek olduğu belirtilmektedir. Amaç kişinin

kendisini tanıması, uyuşturu kullanım davranışını belirleyebilmesi, nedenlerini

sorgulayabilmesi, başlama arzusu ile başa çıkma yollarını öğretmek ve uygulayabilir hale

getirmektir. Ailenin de bu konuyla ilgili bilgilendirilmesi elzem ve faydalıdır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)