Bağlanma Stilleri
Yazar Aysu Güneş Şimay • 19 Aralık 2024 • Yorumlar:
Kelime olarak bağlanma iki birey arasında oluşan duygusal duygu durumudur. Bağlanmanın temelinde bebeklik ve çocukluk dönemi vardır.
Bağlanma kuramı, geçmişteki bebeklik ve çocukluk dönemlerine ve bu dönemlerde temel bakım veren ile çocuk arasındaki ilişkiye odaklanırken, günümüzde yetişkinlerin sosyal ve romantik ilişkilerinde yaşadıkları duygusal bilişsel ve davranışsal özellikleri anlamak için de kullanılan bir model haline gelmiştir( Çalışır, 2009)
Bağlanma stilleri bireylerin kendileri için önemi olan başka bireyler ile sağlam duygusal bağlar geliştirme sebeplerini açıklayan yaklaşım türüdür.
Bireyler ilk çocuklukta anne ya da bakım veren kişi ile bir bağlanma ilişkisi kurarlar. Bebeklikte temel bakım veren kişiyle kurulan ilişkinin özellikleri ile şekillenen bağlanma çeşitleri, yetişkin yaşamdaki işlevselliğe ilişkin bireysel farklılıkların anlaşılmasında önemli bir çerçeve sunmaktadır.
Yetişkinlikteki bağlanma bebeklik dönemindeki bağlanma davranışının devamıdır. Birey erken yaşlarda, anne ile kurduğu pozitif etkileşim sonucunda iç dünyasında değerli olma duygusunu oluştururken bunun ile birlikte kişinin benliğine ve diğer kişilere olumlu beklentiler geliştirebileceği öngörülmüştür.
Çocukluk döneminde yaşanan her türlü travma, ölüm, kayıp, depresyon gibi durumlar bireyin bir diğer bireye bağlanmasında güçlüklere neden olacağı ve olumsuz sonuçlar doğuracağı oldukça önemlidir. Bağlanma kavramı sadece bebeklik döneminde değil; ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık döneminde de sıkça görülmektedir.
Bağlanma stilleri erken çocukluk döneminde kişinin ebeveynleri ile aralarındaki etkileşime odaklanır. Yetişkinlikte bağlanma stilleri, romantik ilişkilerde bağlanma kalıplarını tanımlamak için kullanılır. Bağlanma; rahatlık, özen, mutluluk ve zevk alışverişi gibi duyguları içeren özel bir duygusal ilişkidir. Bağlanma konusunda Freud’un çalışmaları olmasına rağmen John Bowlby bu teorinin babası olarak anılmaktadır.