Baş Edemediğim Şey Kaygı Mı?
Yazar Mihriban Ecem Aşılıoğlu • Psikolog • 26 Kasım 2021 • Yorumlar:
Son zamanlarda dünyamızı etkisi altına alan Covid-19 salgını nedeniyle her birimiz endişe hissediyoruz. Hayatımız düzene girecek mi, sevdiklerime bir şey olacak mı, ben bu durumdan kurtulabilecek miyim, işlerimizi halledebilecek miyiz, çocukların okulu ne olacak… Bunun gibi daha bir çok belirsizlik bizleri kaygı, depresyon, endişe gibi hislerin kucağına itiveriyor. Peki zihnimizi meşgul eden bütün olumsuzluklara karşı geliştirdiğimiz korkuların kaynağı salt ‘kaygı mı?’
Kaygı kişinin korku verici veya tehdit edici bir duruma karşı vermiş olduğu ruhsal ve bedensel bir tepkidir. Her insan hayatının bir döneminde bu belirtilerden birkaçını yaşar. Bu belirtiler hayatı belirgin bir biçimde etkilemeye ve günlük yaşantıyı sekteye uğratmaya başladığında rahatsızlık haline gelmiş demektir. Korku, panik, huzursuzluk, çaresizlik gibi duygusal belirtileri; çarpıntı, halsizlik, nefes darlığı, karın ağrısı, terleme gibi daha birçok fizyolojik belirtisi vardır. Ancak, kaygı hayatımızın doğal bir parçasıdır. Bir sınava hazırlanırken, işe yetişmeye çalışırken, sağlık, aile, ev hayatıyla ilgi konularda düşünürken de bu belirtileri gösterebiliriz. Bu durumda diyebiliriz ki, içinde bulunduğumuz şartlarda gösterdiğimiz her belirti, kaygımızın rahatsızlık boyutuna ulaştığını göstermez.
Hayatlarımız için duyduğumuz belirsizlik halinin artmasıyla birlikte stres hormonlarımız yükseliyor ve sinirlerimize hakimiyetimiz azalıyor olabilir. Bunun yanı sıra evlerimizde yapmamız gereken işlerde odaklanma problemi yaşıyor veyahut hafıza güçlükleri çekiyor olabiliriz. Duygusal beslenme diyebileceğimiz, stres anından uzaklaşmak için kullandığımız bir savunma mekanizmasıyla acıkmasak da yemek yiyor olabiliriz. Ancak bu oluşumların hepsi bu dönemde normaldir.
Peki, ne yapmalıyız ? Öncelikle içinde bulunduğumuz durumun belli bir düzeye kadar yarattığı kaygının normal olduğunu kabul etmeliyiz. Önemli olan aşırılıktan kaçarak elimizden geldiğince hijyenimize özen göstermektir. İçimizdeki bizi yönlendirmeye çalışan stresin her beş dakikada biri ellerimizi yıkamamıza neden olmasını engellemeli ve gerekli koşulları sağladığımızdan emin olarak düzenimize devam etmeliyiz. Korku ve kaygının sebep olduğu fizyolojik birtakım etkileri yenmek için evimizde kendimize sosyal hobi alanı oluşturabilir, yapmaktan keyif aldığımız işlere yönelebiliriz. Spor yapmak, resim yapmak, meditasyon, denememiş tarifleri denemek, ertelenmiş işleri yerine getirmek… Kendimizi kapana kısılmış gibi hissetmek yerine; yapmak isteyip de yapamadığımız birçok şeyi yapmak için bize verilmiş bir fırsat olarak görebilirsek bu zamanı kaygımızı yenebiliriz.
Unutmamalıyız ki; insanın ilacı öncelikle kendisidir. Kendi benliğinize ulaşabilir ve yeni şeyler keşfedebilirsiniz. Bu zamanı kendi lehine çevirmek için geç kalmış sayılmazsınız.