Başınız dönüyorsa kulağınızı ihmal etmeyin
Yazar Murat Topak • Kulak Burun Boğaz Doktoru • 12 Şubat 2018 • Yorumlar:
Baş dönmelerinin büyük bölümü kulakla ilgili hastalıklardan kaynaklanıyor. Orta ve ileri yaşlarda daha sık görülen baş dönmesinin büyük bölümünün kulakla ilgili hastalıklardan kaynaklandığını belirten uzmanlar, mutlaka bir hekime danışılmasını öneriyor.
Üsküdar ÜniversitesiNPİSTANBUL Beyin Hastanesi KBB Uzmanı Doç. Dr. Murat Topak, dengenin gözlerden, iç kulaktaki denge organlarından, kas ve iskelet sisteminden gelen bilgilerin beyin tarafından değerlendirilmesi sonucu sağlandığını söyledi.
Bu sistemlerden birinde ortaya çıkacak bir bozukluğun bu sistemler arasındaki uyumu bozduğunu ifade eden Doç. Dr. Murat Topak, bunun sonucunda da dengesizlik veya baş dönmesi şikayetlerinin ortaya çıktığını ifade etti.
Orta ve ileri yaşlarda daha sık görülüyor
Baş dönmesinin bir hareket yanılsaması olduğunu ifade eden Doç. Dr. Murat Topak, “Hasta, olmayan bir hareketi varmış gibi hissetmekte, kendisinin ya da çevresinin hareket ettiğini zannetmektedir. Dengesizlik hissi, kişinin çevresine göre dengesini sağlayamama durumudur. Baş dönmesi ve denge bozukluğu, oldukça sık rastlanan yakınmalardandır. Orta ve ileri yaş grubunda daha sıktır. Çocukluk çağında oldukça seyrek görülmektedir” diye konuştu.
Baş dönmesi ve dengesizlik yakınması olan hastanın değerlendirmesinde ayrıntılı bir şekilde şikayetlerin not edilmesi ve sistemik muayeneye tabi tutulmasının en önemli adım olduğunu belirten Doç. Dr. Murat Topak, şunları söyledi:
“Bu bazen Kulak Burun Boğaz (KBB), Nöroloji ve Kardiyoloji’den oluşacak bir ekip çalışmasını gerektirebilir. Çoğu zaman ayırıcı tanıda odyometrik testler, videonistagmografi, kalorik testler, rutin biyokimya, elektrokardiyografi, MRI, boyun doppler, ultrasonografi gibi birçok teknolojik aletten yararlanılabilir.
Muayene ve hastanın hikayesi kulak ile ilgili bir hastalığı düşündürüyorsa odiometrik tetkik ile hastanın işitmesi kontrol edilmelidir. VNG (videonistagmografi) iç kulak fonksiyonlarını gösteren bir diğer testtir, görsel veya kalorik uyaranla oluşturulan göz hareketlerinin kaydedilmesi esasına dayanır. Baş dönmesine neden olan lezyon yerinin ve tarafının saptanmasına dair bilgi verebilmesi ve özellikle bilgisayarlı sistemde dökümantasyon sağlaması önemli bir özelliğidir.”
Sorun kulağınızda olabilir
Baş dönmelerinin çeşitli sebepleri olduğunu belirten Doç. Dr. Murat Topak, bunları şöyle sıraladı:
“Kulakla ilgili nedenler: Gerçek baş dönmelerinin büyük bir kısmından kulak ile ilgili hastalıklar sorumludur. Pozisyona bağlı baş dönmesi, baş dönmesi ile ilgilenen kliniklerde en sık rastlanan nedendir. İleri yaş gruplarındaki vertigo olgularının %50’sinden sorumludur. Tipik yakınmalar baş hareketleriyle ortaya çıkan, saniyeler süren, çevrenin dönmesi tarzında olan vertigo ile birlikte dengesizlik hissi ve bulantıdır. Çoğu hastada bu şikayetler periyodik olarak düzelir ve sonra tekrarlar. Tanısı, iç kulaktaki yarım daire kanallarının, yapılan testler sırasında bazı manevralara verdiği yanıtlara bakılarak konulur. Tedavisi, yarım daire kanallarının içerisinde yer değiştirmiş olan kristallerin tekrar yerine oturtulmasına dayalı özel manevralardır.
Meniere hastalığı: İşitme kaybı, kulakta çınlama, dolgunluk hissi ve baş dönmesi atakları ile karakterizedir. Hastalık iç kulaktaki sıvıların dengesizliğinden kaynaklanır. Viral bir enfeksiyon sonrası denge sinirinin etkilenmesine bağlı kulak hastalıkları, akut ve kronik orta kulak iltihapları, işitme kaybı ile giden kulak hastalıkları, bazen hiç bir nedene bağlı olmaksızın iç kulakta bulunan zarların yırtılmasına bağlı baş dönmeleri olabilir.
Travmalar: Sıklıkla başa alınan sert darbelerle, kafatasında oluşan, iç kulakta da hasara yol açan bir kırık sonrasında işitme kaybı ile birlikte baş dönmesi oluşabilir. Bazen herhangi bir kafatası kırığı olmadan da iç kulak yapılarında sarsıntıya bağlı olarak baş dönmesi oluşabilir.
Nörolojik hastalıklar: Migren, beyin, beyincik gibi organlardan oluşan merkezi sinir sistemindeki kanama veya kan damarlarındaki tıkanıklıklara bağlı beslenme bozuklukları, multipl skleroz, çeşitli beyin tümörleri, parkinson hastalığı gibi hastalıklar dengenin bozulmasına neden olabilirler.
Dahili hastalıklar: Kalp yetmezliği, kalp kapakçığı hastalığı, diabet, tiroid bezi hastalıkları, kansızlık, kontrol edilemeyen yüksek tansiyon, pozisyona bağlı düşük tansiyon, kalp ritim bozuklukları, ani ve şiddetli su kaybı (ishal, kusma) baş dönmesine neden olabilir.
Ayrıca psikojenik baş dönmeleri de görülebilmektedir.”
Profesyonel destek önemli
Baş dönmelerinde tedavinin nedene yönelik olduğunu ifade eden Doç. Dr. Murat Topak, “Pozisyonel baş dönmelerinde testler sırasında tespit edilen patolojik durumu düzeltici manevralar ile tedavi mümkündür. Meniere hastalığında uygulanan tedavi atak sırasında öncelikle baş dönmesi olmak üzere hastalığa ait yakınmaları ortadan kaldırmayı amaçlar, ataklar arası dönemdeki tedavide ise hastaya ait tetikleyici stres faktörlerinin belirlenmesi ve giderilmesi, sedanter (düzensiz fiziksel aktivitenin olduğu ya da fiziksel aktivitenin olmadığı) bir yaşam tarzını bırakarak uğraş ve spor aktivitelerine teşvik edilmesi ve gereğinde profesyonel psikolojik yardım alınması da önemlidir” diye konuştu.
Stres ve sigara atakları tetikleyebilir
Meniere hastalığında stres, yorgunluk, sigara, alkol ve kafein gibi etkenlerin atakları tetikleyebildiğini kaydeden Doç. Dr. Murat Topak, şu tavsiyelerde bulundu:
“Tuzlu gıdalardan kaçınma, yemeklere piştikten sonra tuz konulmaması önerilir. Hastalığın doğal seyrinde kişiye özgü farklılıkların bulunması tedavi seçimini ve yöntemini güçleştirmektedir. Ancak genel olarak hastaların %85’i medikal tedaviden yarar görür, geri kalan %15 kadarında ise girişimsel tedavilere ihtiyaç ortaya çıkar, bunlar arasında intratimpanik tedaviler, lokal yüksek basınç uygulaması, ventilasyon tüpü uygulaması, endolenfatik kese cerrahisi, vestibüler nörektomi sayılabilir. Baş dönmesinin akut veya kronik orta kulak iltihabına bağlı olması durumunda bu hastalıkların uygun şekilde tedavi edilmesi gerekir. Diğer baş dönmesi nedenleri, ilgili branş hekimlerince doğru tanı konulduktan sonra çeşitli yöntemlerle tedavi edilir.”