Bataklıktan Çıkmaya Çalışırken Bataklığa Saplanmak
Yazar Nur Büyükbebeci Kaya • Psikolog • 28 Ekim 2020 • Yorumlar:
-
Başarısız geçen bir iş görüşmesinden çıktığınızı düşünün. İşi çok istiyordunuz, görüşmeye çok iyi hazırlanmıştınız fakat mülakattan çıkarken “Üzgünüz, aradığımız kişi siz değilsiniz” cevabıyla karşılaşarak görüşmeden üzgün ve hayal kırıklığına uğramış olarak ayrıldınız. Bu üzgün hisler içerisindeyken neden olmadığını, neyi yanlış yaptığınızı sorgulamaya ve geçmişte yaşadığınız benzer deneyimleri hatırlamaya başladınız. Zaten hep böyle oluyordu, hiç kimse sizi almıyordu, bir işe bile girmeyi becerememiştiniz, hiçbir zaman iş bulamayacaktınız, acaba neyi yanlış yapmıştınız... Bizi mutsuz eden bir deneyimle karşılaştığında zihin içinde olduğu andan ve kötü hissettiren hislerinden kurtulmaya çalışır fakat bu çaba genelde bizleri daha da problemin içine çeker. Tekrarlayan olumsuz negatif düşünce modelleri yaşadığımız anı etkileyerek modumuzun daha da düşürerek kaygı ve endişe hislerini açığa çıkarabilir.
-
Çoğunlukla işlerin neden istediğimiz gibi gitmediğini anlamak için kusurlarımıza ve zayıflıklarımız odaklanır ve eğer bir şeyler değişmezse gelecekte de benzer şeylerle karşılaşacağımızı varsayarak yaşadıklarımızı, hislerimizi kontrol etmeye çalışırız. Bu nedenle mutsuzluktan çıkış yolumuzu bulmak adına kapıldığımız düşünceler içinde bulunduğumuz üzgün ruh halini yoğunlaştırarak uzatabilir.
Neden Kazanamayacağımız bir Mücadelenin İçinde Sıkışıp Kalırız?
Bir problemi çözebilmek ya da günlük işlerimizi hızlıca halledebilmek için zihnimiz bir sonraki adımlara dair tahminlerde bulunur. Örneğin, sabah kalkarız, yüzümüzü yıkar sonra dişimizi fırçalar sonrasında da üzerimizi değiştiririz ve bunları yapmak için üzerinde pek de fazla düşünmemiz gerekmez. Günlük rutin işlerimizi otomatik bir şekilde hızlıca planlayıp harekete geçeriz bir nevi otomatik pilottayızdır. Günümüzü oto pilot halinde geçirmek zamandan tasarruf etmemizi sağlasa da içinde bulunduğumuz anı kaçırmamıza ve zihnimizin geçmiş ve gelecek arasında uçuşmasına neden olabilir. Anda var olma modundan ziyade yapma modundayızdır. Örneğin yolda giderken dönmeniz gereken sapağı kaçırdınız. Zihniniz geçmişe gidip “ bir önceki sapaktan dönmeliydim!” diye düşünür, sonrasında da “ bundan sonra hangi yoldan gitmeliyim?” diye düşünerek bir sonra ki adıma yönelik plan yapar. Sonrasında bu plana göre hareket eder, tasarladığı yoldan gider ve ulaşmak istenilen yere ulaşır. Görev tamamlanmıştır!
Yapma Modunun 7 Temel Özelliği
1) Otomatik bir sırayla gerçekleşir.
2) Bir işle meşgul iken zihinde çeşitli fikir ve düşünceler dolaşır.
3) Zihin geçmiş ile gelecek arasında gidip gelir.
4) Zihin gerçekleşmesi istenmeyen ve kaçınılmak istenen olayla ilgili tekrarlı düşüncelerle meşguldür.
5) Yaşamındaki birçok şeyin olduğundan farklı olmasını diler ve çoğu zaman olduğu yerle olmak istediği yer arasında ki mesafeye odaklanır.
6) Düşünceleri gerçeklermiş gibi değerlendirir.
7) Hedef odaklıdır. Varılmak istenen hedefe ulaşana kadar ya da devam etmek için çok yorgun hissedene kadar hedefe ulaşmak için çabalar. Yapma modunda kişi beklentileri doğrultusunda kendine karşı oldukça eleştirel ve zorlayıcı olabilir.
Ne yapabiliriz?
1) Yapma modunda olduğumuzu ve tekrar eden düşüncelerimizi fark etmeyi öğrenerek bu düşüncelerin içeriğini ve kaynağını anlamaya çalışabiliriz.
2) Üzgün, mutsuz veya hoşumuza gitmeyen diğer duyguları deneyimlediğimizde anın içinde var olma moduna geçerek rahatsızlık veren hislere ustalıkla karşılık verebiliriz.
Yapma modunda yaşamaktan kaynaklı tüm problemlerimizden başka bir zihin moduna geçerek kurtulmak mümkün. Yalnızca zihnimize nasıl vites attıracağımızı öğrenmemiz gerekiyor.
Peki yapma modu yerine nasıl bir alternatif olabilirdi?
Yapmak mı Var Olmak mı?
Yapma modunun yanı sıra var olma modu, günlük hayatta oto pilotta yaşamaktan ziyade yaptığımız eylemleri bilinçli ve kasıtlı olarak yapma durumudur. Yaşamımızda kahve hazırlamaktan tutun da yaptığımız egzersizlere kadar anın içinde hissederek, bilinçli seçimlerle ilerlemek anlamına gelir. Var olmak modu aslında yaşamın içinde olmak, hayat akarken akıntıda sürüklenmekten çıkıp onunla birlikte akmaktır. An da var olmak aynı zamanda algılarımıza da tazelik getirir. Hem kendi içimizde hem de etrafımızda olup bitenlerin farkına varmamızı ve daha canlı hissetmemize olanak sağlar. Var olma modunda zihnimizde ki düşüncelerden sıyrılıp olup biteni bedenimiz ve duyularımız aracılığıyla deneyimlemek algılarımızın objektifliğini arttırır. Bu tarafsızlığı gün içerisinde hoşumuza giden ya da bizi rahatsız eden tüm yaşantılarımıza yargılamadan, etiketlemeden onlara bir araştırmacı gibi merak ve ilgiyle yaklaşarak kazanırız.
Yaşamınızın çoğunlukla yapma modunda ilerlediğini düşünüyorsanız bile üzülmeyin! İyi haber şu ki, bu farkındalığa kavuşmanız aslında daha dolu bir yaşam sürmek için attığınız ilk adım. Eğer yaşamımızın hangi alanlarında yapma modunun hâkim olduğunu tespit edersek var olma moduna geçerek zihnimizde dönüp duran endişelerimizden de uzaklaşabiliriz.