Bel Ağrıları ve Bel Fıtığı

Yazar Ali İhsan IşıkBeyin Ve Sinir Cerrahı • 29 Ocak 2020 • Yorumlar:

Bel Ağrıları

Her insan hayatının bir döneminde hafif ya da şiddetli bel ağrısı sorunuyla karşılaşır. Bazı ağrılar o kadar şiddetlidir ki “Yerimden kımıldayamadım, bırak işe gitmeyi, tuvalete bile yardımsız ulaşamadım” deyimleriyle tanımlanır. Hasta hareket etmekte zorlanmakta, yardımsız yatağından kalkamamaktadır. Aldığı ağrı kesiciler kısmen fayda vermekte fakat etkisi geçince aynı şiddetle şikayetleri devam etmektedir. Ağrı daha sırta veya ayaklara doğru yayılabilir. Bir hekimin görevi öncelikle ağrının kaynağının hangi sistemimizden köken aldığını tespit etmektir.

Şiddetli ağrılar dışında günlük hayatta rastladığımız müzminleşen ve uzayan orta şiddetli ikinci bir bel ağrısı durumu söz konusudur. Çoğu zaman başlangıçtaki ani şiddetli bel ağrısı dönemini takiben ortaya çıkar. Bu hastalar dönem dönem ağrılarının şiddetlendiği aktarırlar.

Her iki durumda da eğer hastalık omurga kaynaklı olup omurilik ve sinirlere baskı yapıyorsa bel fıtığı söz konusu olabilir ve ayaklarda meydana gelen kuvvetsizliklerde tabloya eklenir. Ağrının getirdiği kısıtlamayla beraber kuvvetsizlikte ikinci bir zorluğa yol açar. Günümüzde bel ağrısının en sık nedeni omurga ve omurilik hastalıklarıdır. Bunun yanında karın için organlar, üreme ve idrar sistemi ile ilgili bazı rahatsızlıklarda bel ağrısı yaratabilir. Ayrıca tanıda mutlaka bu sistemlerde dikkate alınmalıdır. Günümüzde bu ayırımı yapmak çoğu zaman kolay, bazen de son derece zordur. Başlangıçta da söylediğimiz gibi doğru tanı, doğru tedavi için mutlaktır. Çok sık başvurulan görüntüleme yöntemleri (MR gibi) gerekiyorsa çekinilmeden tekrarlanmalı ve sakınılmamalıdır. Bir çok hastada sürpriz sonuçlarla karşılaşabilir. Mevcut bel ağrısı karakter değiştirdiyse ve hasta “bu daha öncekilere benzemiyor” diyorsa dikkatle tekrar değerlendirilmelidir.

 

Bel Fıtığı

 

Omurga, vücudun en önemli yapılarından biridir. Beyinden gelen iletilerin tüm vücuda gönderilmesini sağlayan sinirleri korur ve vücudumuzun hareketliliğini sağlar. Omurganın içinden geçen sinirler bazen sıkışmaya maruz kalır ve vücudun dengesini bozarak bel ve bacak ağrılarına, bacakta güçsüzlüğe ve uyuşmalara, hatta idrar kaçırma ve cinsel fonksiyon kayıplarına neden olur. Bu sebeple omurgan belimizde L1'den L5'e kadar 5 adet omur kemiği vardır. Bunların arasında da disk dediğimiz kıkırdaklar mevcuttur. Disklerin iç kısmında yumuşak, dışında ise daha sert bir doku bulunur. İç kısımda bulunan yumuşak dokular daha sert olan bölümün dışına çıkması durumunda çevreden geçen sinirleri sıkıştırır ve böylece bel fıtığı dediğimiz durum oluşur.

 

Oluşan fıtıklaşma genellikle hastalarda bel ağrısı, bacak ağrısı, bacakta güçsüzlük, uyuşma gibi şikayetlere yol açar. Bu şikayetler fıtığın boyutuna, sayısına ve yerine göre farklılık gösterebilir. Bu farklılıklara göre fıtıklar evrelere ayrılır ve her evreye göre ayrı tedavi uygulamaları mevcuttur. Bel fıtıklarını kabaca 4 safhaya ayırırız: Hafif, orta, ileri ve çok ileri düzey... Hastalar maalesef başlangıç seviyelerinde bize gelmekten kaçınıp ileri düzeylere ulaştıklarında biz doktorlara başvurur. Halbuki ilk seviyelerdeki fıtıklar ameliyatsız yöntemlerle tedavi edilebilir. 

 

Bel Kırılması

 

Bel kırılması genellikle trafik kazası, yüksekten düşme ve ateşli silahlarla yaralanma gibi travmatik olaylar sonrasında gerçekleşir. Bel kırığı demek omurganın bel bölgesinde kırık oluşması demektir. Kişinin dengede kalmasını sağlayan önemli bir yapı olduğu için omurgada oluşan kırıklarda acilen tedavi girişimlerine başvurmak gerekir. Bel kırılması sonucu felç geçirme ve ömür boyu yatağa mahkum olma durumları görülebilir.

 

Tedavisi

Omurilik ve yumuşak doku yaralanması olmayan (özellikle çökme kırığı olan) hastalarda korse ve alçı tedavisi uygulanabilir. Genellikle 3 aylık bir uygulama süreci vardır.

 

Bir diğer tedavi yöntemi dondurma tedavisidir. Aynı zamanda omurilik yaralanması olan hastalarda omuriliği sıkıştıran kemik parçalarda cerrahi girişim sırasında temizlenebilir.

 

Bazı seçilmiş çökme kırıklarında, osteoporoz veya tümöre bağlı kırıklarda ve bazı patlama kırıklarında minimal invaziv tedavi yöntemleri uygulanabilir. Bu işlem lokal anestezi altında yapılır. Ciltte yapılacak küçük kesilerden omurgaya geniş iğneler ile girip kırığın düzeltilmesi ve içine sağlamlaştırmak için  çimento konması esasına dayanır.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)