BEL FITIĞI TEDAVİSİNDE OZON !

Yazar Cengiz BahadırFizik Tedavi Uzmanı • 5 Ekim 2017 • Yorumlar:

Yıllar önce oksidatif moleküllerin bir çok hastalık mekanizmasında etkili olduğunun keşfi ile vücut için anti-oksidan moleküllerin de önemi anlaşılmaya başlanmıştır. Oksidatif moleküller hücrelerin yaşlanmasında, özellikle romatizmal hastalıklar ve ağrıda çok önemli rol oynamaktadır. Dolayısıyla vücudun ürettiği anti-oksidan moleküller de bu süreçlerde tam zıt etki ile iyileştirici rol oynamaktadır.

Ozon üç oksijen atomundan(O3) oluşmuş bir moleküldür. Vücuda verildiğinde hemen oksitleyici moleküller olan peroksidlere dönüşür. Peroksidler güçlü oksidan moleküller olduğundan vücut tüm antioksidan sistemlerini devreye sokar ki buna “terapötik şok” denir. Ozon sayesinde oluşan antioksidan moleküllerin vücutta damar tıkanıklığı, dolaşım-oksijenlenme bozukluğu, romatizmal hastalık, sinir basısı gibi durumların olduğu bölgelerde oluşan zararlı oksidan molekülleri karşılayarak etki ettiği düşünülmektedir. Yinede yapılan onca araştırmaya rağmen ozonun vücuttaki etki mekanizmaları henüz tam anlaşılamamıştır.

Ozon vücuda akciğer hariç hemen her yolla verilebilmektedir. Aslında vücuda verilen saf ozon değildir. Çünkü saf ozon oldukça toksiktir. Vücuda verilen aslında içinde çok az ozon bulunan oksijendir. Bu derece düşük ozon konsantrasyonu bile istenen tedavi etkisini yaratmaya yetmektedir. Her ne kadar ozon, özellikle de damar yolu ile uygulanan ozon cilt gençleştirilmesinden selülite, kolesterol yüksekliğinden zayıflamaya kadar bir çok alanda kullanılsa da bu tedavilerin hiçbirinin bilimsel destekleri yoktur. Bununla beraber ozonun bel fıtıklarında, damar tıkanıklarındaki etkinliği bilimsel olarak ispatlanmıştır.

Ozon tedavisinin bel fıtıklarının tedavisinde kullanımı eski olmakla beraber bilimsel araştırmalar göreceli yenidir. Özellikle son yıllardaki araştırmalar ozon enjeksiyonlarının bel fıtığının tedavisinde güvenilir ve etkin bir yöntem olduğunu göstermiştir. Bu çalışmalarda iki tip ozon uygulamasının bel fıtığında etkinliği gösterilmiştir. Bunlarda biri intra-diskal dediğimiz bel fıtığının olduğu bölgeye, uzun özel iğnelerle röntgen-bilgisayarlı tomografi eşliğinde yapılan uygulamalardır. Diğeri ise bizim kendi kliniğimizde de tercih ettiğimiz ve ozonun belin yan kaslarına iki taraflı olarak yapıldığı yöntemdir. İki yöntemin başarı şansı benzer olmakla beraber birbirlerine karşı birtakım avantaj ve dezavantajları vardır. İntra-diskal uygulama hastanede uygulama gerektirir. Girişimsel bir yöntem olduğundan uygulama sırasında oluşabilecek komplikasyonlar nedeniyle nadir de olsa sinir ve dokuların zedelenme olasılığı vardır. Ayrıca skopi yada tomografi gerektirdiğinden hasta radyasyona maruz kalır. Ek olarak daha pahalı bir yöntemdir. Bizim tercih ettiğimiz paravertebral kaslardan ozon uygulamasında sinir zedelenme ihtimali olmayıp ayrıca görüntüleme de gerekmediğinden hasta radyasyona maruz kalmaz. İntra-diskal yönteme göre daha ekonomiktir. Bu yöntemin intradiskal yönteme göre belkide tek dezavantajı bir kez değil haftada en az 1 en fazla 3 olacak şekilde 5 ile 15 kez arasında uygulama yapılmasıdır. Bu yöntem özellikle komplikasyonlar açısından son derece güvenlidir. Ozon enjeksiyonları son birkaç yıl içerisinde popüler olmakla beraber kliniğimizde bu yöntemini yaklaşık 6 yıldır uygulamaktayız. Bu süre zarfında yüzlerce uygulama yaptığımızdan ve hiç komplikasyon görmediğimizden yöntemin güvenilirliği açısından oldukça rahat konuşabilmekteyiz. Belden yapılan ozon enjeksiyon tedavisinden en çok fayda görecek hastalar ani başlangıçlı, özellikle bacağa yayılan siyatalji şeklinde ağrısı olan fıtık hastalarıdır. Çok eski veya ameliyat olmuş hastalarda yöntemin başarı oranı düşmektedir. Hasta ozon enjeksiyonu sonrası birkaç dakika içinde geçen ağrı hissedebilir. Bu normal olup fıtık ağrısının arttığı lehine yorumlanmamalıdır. Ozonun enjeksiyonunun en önemli özelliği çok çabuk etki etmesidir. Yani enjeksiyonu yaptıktan dakikalar sonra hasta bacağındaki ve belindeki ağrının azaldığını bazen tamamen geçtiğini hissedebilir. Bu erken iyilik hali genelde hastanın tedaviden çok yarar göreceği anlamına gelmektedir. Bu ağrı azalması hastaya göre değişen sürelerde kısmen etkisini kaybetsede devam eden enjeksiyonlarla beraber hastanın ağrısı giderek azalır ve genellikle 5 ile 10 seans arasında büyük oranda şifa ile sonuçlanabilir. Ama tıpta %100 başarı olmadığı her zaman akılda tutulmalıdır. Ozon enjeksiyonun da tek başına başarısı %60-70’ler civarındadır. Kliniğimizde yaklaşık 6 yıldır ozon enjeksiyonları uygulamaktayız ve bu konuda ülkemizin en tecrübeli doktorlarından biri olduğumu söyleyebilirim. Unutulmaması gereken bazen bizim bile inanamadığımız sonuçları olsa da ozon bel fıtığı tedavi yöntemlerinden sadece birisidir. Son derece etkili bir yöntemdir ama mucize değildir.

Bel fıtığının gerçek anlamda tedavisinin iyileştikten sonra tekrarının olmasını önlemekle mümkün olabileceği her zaman akılda tutulmalıdır.

Sağlıcakla kalın

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Cengiz Bahadır Fiziksel Tıp Ve Rehabilitasyon, Romatoloji Prof. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)