Ben Değil Eşim Değişsin!
Yazar İlknur Özhan • Aile Danışmanı • 7 Şubat 2020 • Yorumlar:
Günümüzdeki evliliklerin temel sorunlarının başında eşlerin birbirlerini değiştirme çabası gelmektedir. Oysa evlilik; “Ben sen ile, ‘ben’i koruyarak ve ‘sen’i yok etmeden ‘Biz’ olmak istiyorum demektir. Tıpkı su gibi. Suyu oluşturan hidrojen ve oksijen moleküllerinin kendi kimliklerinden vazgeçmeden “SU” üst kimliği altında birleşip yeni ve farklı bir oluşum meydana getirmeleri gibi.
Evliliklerde zaman içinde kadının veya erkeğin birtakım değişiklikler yaşaması kaçınılmazdır. Her iki tarafın da istekleri, ihtiyaçları, beklentileri değişip farklılıklar gösterebilirler. Yani değişebilirler. O halde değişeceğiz, ama nasıl ve ne kadar? Kendimiz mi değişeceğiz yoksa eşimizin istekleri doğrultusunda mı değişeceğiz? Belki de asıl soru şu: Kim değişecek? Kişi mi değişecek yoksa evlilik mi?
Seanslarda en çok karşılaştığımız zorluklardan biri de değişim konusunda olmaktadır. “Evlilik sorunlarımızı halletmek istiyoruz, ama ben değişmeden eşim değişsin, ilişkim değişsin. Eşim değişirse evliliğimiz daha güzel olur, eşim şunları yaparsa problem çözülür.” gibi düşüncelerdir. Oysa çiftlerin en çok istedikleri şey eşinin değişimi olmasına karşın, en dirençli olduğu konu ise değişmemektir. Hele bir de bu değişim isteği başkası istediği içinse direnç iki kat daha artar.
İnsan değişebilen fakat kendi istemedikçe değiştirilmeye direnen bir yaratılışa sahiptir. Kişi tek başına kendi iç dünyasının tuğlalarını teker teker değiştirebilirken, eşinin iç dünyasını değiştirmeye kalktığında büyük bir direnç ve reaksiyonla karşılaşabilir. Değiştirmeye çalışan taraf yorulmakta, öfkelenmekte, hayal kırıklığı yaşamaktayken, değiştirilmeye çalışılan taraf direnmekte, öfkelenmekte, kabullenilmediğini ve koşullu sevildiğini hissetmektedir. Bu durumda değişim isteyen taraf da değiştirilmeye çalışılan taraf da çıkmaza girer ve evlilikte tıkanmalar oluşur.
Peki evliliklerin sağlıklı devam edebilmesi için illa bir tarafın değişmesi gerekiyor mu? Bu sorunun cevabı değişimden ne beklediğimize bağlı. Eğer tek tarafın değişmesi isteniliyorsa, unutulmamalıdır ki yıllarca şekillenen kişiliğin birinin isteğiyle aniden ters tarafa dönmesi mümkün değildir. Değişim karşılıklı olduğu zaman mümkündür. Bir başka deyişle hiçbir şey yapmadan eşinizin değişmesini beklemek haksızlık olur. Sizin de katkıda bulunmanız gerekir. Mesela; istenmedik davranışın değişimi için bugüne kadar kullandığınız ama sonuç alamadığınız yöntemi değiştirmekle işe başlayabilirsiniz. Bu yolda kendinizi değiştirip çaba göstermelisiniz. Böylece karşınızdakinin nasıl değiştiğine tanıklık etmiş olursunuz. Çünkü aynı yöntemle farklı sonuçlar alamazsınız.
Değişim için dikkat edilmesi gereken noktalar var mıdır? Elbette.
-
“Değişim” ifadesi yerine “uzlaşma” ifadesini kullanmak. Çünkü değişim direnç oluşturur, uzlaşma ise sorun çözer.
-
Beklediğiniz değişim sadece sorun yaşadığınız konuyla ilgili olmalı, kişilikle alakalı olmamalıdır.
-
Önemle üzerinde durulması gereken diğer bir nokta ise, rahatsız olduğunuz davranışta sizin de katkınızın olup olmadığıdır. Bu davranışın ortaya çıkmasında benim ne gibi katkım var? Farkında olmadan devam ettirdiğim tepkilerim oluyor mu? Bu davranışın değişimi için ben neler yaptım? gibi sorulara cevap bulmak.
-
Değişimlerde yaşanılan en büyük sorun değişimin bir an önce gerçekleşmesini beklemek ve sürekli gözlemek. Değişim için zaman tanımak ve her olumlu davranışı pekiştirmek gerekir.
Sonuç olarak; evlilikte mutluluğun eşinizi olduğu gibi kabul etmekten geçtiğini, koşulsuz sevginin ve yapıcı iletişimin dönüştürücü etkisi olduğunu bilmek önemlidir.