Beslenme ve Aşırı Yeme
Yazar Burak Bilge • Psikolog • 11 Şubat 2020 • Yorumlar:
Homeostatik ve Hedonik açlık adını verilen iki sistem vücudun yeme ihtiyacını kontrol eder.Homeostatik(Fizyolojik açlığı), beyinde ki hipotalamus bölgesi tarafından takip edilir.Bağırsaklar,kan,beyinden gelen sinyallerle kandaki glikoz seviyesi düştüğünde enerji kaygı,halsizliğe yol açarak yiyecek tüketmemizi sağlayarak homeostatik dengenin yeniden kurulur.
Hedonik açlık (Psikolojik) ise beynin orta ve ön kortikal bölümüyle bölgelerinin zincirleme olaylarının etkisiyle ortaya çıkar ki bu bölgelerin beynin dürtüyle sorumlu bölgeleridir.
Lezzetli,yağlı,şekerli bir yiyecekleri( Cips,çikolata,kek,hamburger vb ) yeme düşüncesi dahi beynin bu bölgelerinin tetiklerken ; bu durum sırasında dopamin,serotonin,opioid gibi zevk anında salgılanan kimyaların salgılanması;yiyeceklerin karşı konulamaz cazibeyle algılanmasına neden olur.
Bu hormonların salgılanması “rahatlamak için yemek yeme” duygusunu yükseltir.Acı Veren tecrübelerden sonra yemek yemek dikkati dağıtır ve kişiyi uyuşturur.
Kilolarıyla başı dertte olan bir çok kişinin yağlı şekerli yiyeceklere duyduğu iştahlarıyla başa çıkmakta zorlanmalarının temel sebebi budur.
Aşırı yeme ve dürtüselliğin bir arada olduğunu yapılan araştırmalar göstermektedir. Aşırı kilolu insanlar dürtüseldir.Bu dürtüselliğinin altında yoğun bir duygulanım(yoğun yaşanılan duygusal gerilim)vardır.
Üzüntü,keder,öfke,yalnızlık,çaresizlik,panik,kaygı gibi baş etmekte zorlandığı duygu ve inançları unutmak ve rahatlamak adına aşırı yeme davranışı ortaya çıkar.
Dürtüsel insanların yağlı ,şekerli yiyeceklere dürtüsel olmayan insanlara göre daha fazla duyarlı olduklarını manyetik rezonans(MR) görüntüleme teknikleriyle görmekteyiz.Dürtüsel olan kişilere fastfood tarzı yağlı,şekerli yiyecekler gösterilirken beyin taramaları yapıldığında ödülden sorumlu beyin bölgelerinin daha çok aktive olduğu gözlenmiştir.Sağlıksız beslenmenin kilo alımına neden olmasının yanında bağımlılık yapıcı özelliklerde olması; kişilerin buna karşı koymasının da ne derece zor olduğunu göstermektedir.
Dürtüsel karşı konulamaz yeme atakları,aşırı kilo alımı,sağlıksız beslenme gibi kişinin fiziksel ve ruhsal sağlığını tehdit eden sorunlar karşısında davranışsal metotlar uygulamak(diyet programları) uzun vadede kişiye fayda sağlamadığı gibi başarırız her deneme kişinin umutsuz,çaresiz,tükenmiş hissetmesine neden olmaktadır.Bu yeme sorunun altındaki duygunun, inancın, travmatik deneyimlerin psikoterapi ortamında çalışılması uzun vadede kişinin bu sorunlardan kurtulmasını sağlayabilir.