Bilişsel Davranışçı Terapi
Yazar Sebahat Kaçar • Psikolog • 26 Ekim 2022 • Yorumlar:
Bilişsel davranışçı terapi, yapılandırılmış ve amaca yönelik bir terapi yöntemidir. Düşünce, duygu ve davranış arasındaki ilişkiye odaklanır. Gündelik hayatta baş etmekte zorlandığımız, psikolojik destek ihtiyacı doğuran durumlar bilişsel davranışçı terapi açısından baktığımızda kalıplaşmış hatalı ve işlevsiz düşünce ve davranış kalıplarına dayanır. Terapideki amaç; bireyin işlevsel olmayan düşüncelerini ve davranışlarını yeniden yapılandırarak gerçekçi ve işlevsel hale getirmektir. Böylelikle kişinin davranış ve duygularında da değişim gerçekleşmesi sağlanmaktadır. Bilişsel Davranışçı Terapi ile kişi düşünce ve davranışlarını yönetme becerilerini geliştirir ve hayat kalitesinde görünür bir değişim sağlanır.
Amerikan Psikoloji Derneğine göre bilişsel davranışçı terapi düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmeye dair teknikler içerir. Buna göre; çarpık düşüncelerin farkına varmak ve Yeniden değerlendirmeyi öğrenmek, başka kişilerin davranışlarını daha iyi anlamlandırabilmek, zorlu durumlar karşısında çözüm odaklı baş etme becerilerini kullanabilmek gibi yöntemler düşünce kalıplarının değişimine katkı sağlıyor. Davranış kalıplarını değiştirmek için ise problem olan durumların üzerine gitmek, bedenen ve zihnen rahatlamaya öğrenmek kullanılan yöntemler arasında yer alır.
Bilişsel davranışçı terapinin etkinliği bilimsel kanıtlarla desteklenmektedir. Terapi süreci boyunca danışanın ihtiyacına uygun olarak bilişsel davranışçı yöntem ve teknikler kullanılmakta, faydalanılacak olan yöntemler danışan ile iş birliği içinde belirlenmektedir. Süreç ilerledikçe danışanın düşünce, davranış ve duygu arasındaki ilişkiye dair farkındalığının artması ve kendisinin terapisti olması istenilen gelişmelerdendir.
Yapılandırılmış bir terapi yöntemi olduğu için terapideki hedefler ve hedeflere yönelik adımlar danışan ve terapistin iş birliği ile planlanır. Danışan, terapi içerisinde ve dışarısında aktif rol oynayarak iyileşmeye yönelik çaba harcar. Terapide danışanın ihtiyacına göre aşamalı olarak ilerlenir. Değişim oldukça görüşmelerin sıklığı aşamalı olarak azaltılır.
Kaygı bozuklukları, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk, yeme bozuklukları, sosyal fobi, ilişki problemleri, uyku bozukluğu ile çalışırken kullanılmaktadır. Çocuklarda da depresyon ve kaygı bozukluklarının yanı sıra davranış bozuklukları, dışa atım bozuklukları gibi durumlarda etkin olarak kullanılmaktadır.