Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Tarihçe, Teorik Çerçeve, Uygulamalar ve Teknikler
Yazar Şahan Arıkan • 12 Ağustos 2024 • Yorumlar:
1. Giriş
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bireylerin düşünce, duygu ve davranışları arasındaki bağlantıları keşfederek, psikolojik rahatsızlıkları ele alan kanıta dayalı bir terapi yöntemidir. İlk olarak 1960'larda Aaron T. Beck tarafından geliştirilen BDT, günümüzde depresyon, anksiyete, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve diğer birçok psikolojik sorun için yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu makalede, BDT'nin tarihçesi, teorik çerçevesi, uygulama alanları, süreçleri ve özel teknikleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
2. BDT'nin Tarihçesi
BDT, 20. yüzyılın ortalarında davranışçı terapilerden ve bilişsel terapilerden gelişmiştir. Davranışçı terapiler, John B. Watson ve B.F. Skinner gibi bilim insanları tarafından geliştirilmiş ve insan davranışının öğrenme teorileri ile açıklanabileceğini öne sürmüştür. Bilişsel terapi ise, insanların düşünce süreçlerinin duygusal durumlarını nasıl etkilediği üzerinde durmuştur.
Aaron T. Beck, depresyon üzerine çalışmaları sırasında, depresif bireylerin düşünce süreçlerinde belirli bir düzenlilik fark etti. Beck, bu kişilerin sistematik olarak olumsuz ve çarpıtılmış düşüncelere sahip olduklarını gözlemledi. Bu gözlemler, bilişsel terapinin temellerini oluşturdu. Albert Ellis ise benzer bir dönemde, Rasyonel Duygusal Davranışçı Terapi (REBT) adlı kendi bilişsel modelini geliştirdi. Beck ve Ellis'in çalışmaları, modern BDT'nin teorik ve pratik temellerini atmıştır.
3. Teorik Çerçeve
BDT'nin teorik çerçevesi, bilişsel model ve öğrenme teorileri üzerine kuruludur.
3.1. Bilişsel Model
Bilişsel model, bireylerin dünya hakkındaki düşüncelerinin (bilişlerin) duygusal ve davranışsal tepkilerini belirlediğini savunur. Bu modelde, olaylar karşısında bireylerin verdiği tepkiler, bu olaylar hakkındaki algıları ve düşünceleri tarafından şekillenir. Bilişsel model, üç temel kavram üzerine kuruludur:
-
Temel İnançlar: Bireyin kendisi, diğer insanlar ve dünya hakkındaki en derin inançlarıdır. Temel inançlar genellikle çocukluk döneminde şekillenir ve bireyin dünya ile ilgili algılarını belirler. Örneğin, "Ben değersizim" ya da "Dünya tehlikeli bir yerdir" gibi inançlar.
-
Ara İnançlar: Temel inançlardan türeyen ve bireyin belirli durumlarda nasıl davranması gerektiğini belirleyen kurallar, varsayımlar ve tutumlar. Örneğin, "Eğer mükemmel olmazsam, sevilmem" gibi bir ara inanç, kişinin mükemmeliyetçi davranışlar sergilemesine neden olabilir.
-
Otomatik Düşünceler: Belirli bir durumda aniden ortaya çıkan, bireyin farkında olmadan aklına gelen düşüncelerdir. Bu düşünceler, genellikle olumsuz ve çarpıtılmış olabilir. Örneğin, "Bu sunumda başarısız olacağım" gibi bir otomatik düşünce, kaygı yaratabilir.
3.2. Öğrenme Teorileri
BDT, klasik ve edimsel koşullanma prensiplerinden yararlanır. Klasik koşullanma, Pavlov'un köpekler üzerinde yaptığı deneylerle açıklanmış ve belirli uyarıcıların (koşullu uyarıcılar) belirli tepkilerle (koşullu tepkiler) ilişkilendirilmesi yoluyla öğrenmeyi tanımlar. Edimsel koşullanma ise, Skinner tarafından açıklanmış ve davranışların sonuçlarına bağlı olarak pekiştirilmesi veya zayıflatılması ile ilgilenir. Bu teorilere dayanarak, BDT davranışsal değişim sağlamak için pekiştirme ve cezalandırma tekniklerini kullanır.
4. BDT Süreci
BDT, genellikle kısa süreli, yapılandırılmış ve hedef odaklı bir terapidir. Terapinin süreci birkaç ana aşamadan oluşur:
4.1. Değerlendirme ve Tanı
BDT sürecinin başlangıcında, terapist ve danışan, danışanın yaşadığı sorunları değerlendirir. Bu aşama, psikometrik testler, yapılandırılmış görüşmeler ve davranışsal gözlemlerle desteklenebilir. Terapist, danışanın semptomlarını ve yaşam öyküsünü değerlendirerek bir tanı koyar ve bir tedavi planı oluşturur.
4.2. Tedavi Planı ve Hedef Belirleme
Tedavi planı, danışanın özel ihtiyaçlarına ve hedeflerine göre özelleştirilir. Terapist ve danışan, spesifik, ölçülebilir, ulaşılabilir, ilgili ve zamana bağlı (SMART) hedefler belirler. Örneğin, "Panik atakların sıklığını azaltmak" gibi bir genel hedef, "Bir ay içinde panik atak sayısını haftada üçten bire düşürmek" gibi daha spesifik bir hedefe dönüştürülebilir.
4.3. Bilişsel Yeniden Yapılandırma
Bu aşama, danışanın olumsuz otomatik düşüncelerini ve çarpıtılmış bilişsel yapıları tanımlama ve değiştirme sürecini içerir. Terapist, danışana bu düşüncelerin geçerliliğini sorgulaması ve daha gerçekçi düşünceler geliştirmesi için rehberlik eder. Bu süreçte kullanılan bazı teknikler şunlardır:
-
Düşünce Kayıtları: Danışanlar, belirli bir olayla ilgili olumsuz düşüncelerini, bu düşüncelerin neden olduğu duyguları ve bu düşüncelere karşı geliştirdikleri alternatif düşünceleri yazılı olarak kaydederler.
-
Sokratik Sorgulama: Terapist, danışanın düşüncelerini sorgulamasına yardımcı olmak için yönlendirici sorular sorar. Bu, danışanın düşüncelerinin doğruluğunu ve yararlılığını değerlendirmesine yardımcı olur.
-
Bilişsel Çarpıtmaların Belirlenmesi: Danışanlar, genellikle düşüncelerinde belirli bilişsel çarpıtmalar (örneğin, felaketleştirme, siyah-beyaz düşünme) yaparlar. Terapist, bu çarpıtmaları tanımlamalarına ve bunları daha dengeli düşüncelerle değiştirmelerine yardımcı olur.
4.4. Davranışsal Müdahaleler
BDT, sadece düşünceleri değiştirmekle kalmaz, aynı zamanda davranışları da hedef alır. Davranışsal müdahaleler, danışanın işlevsiz davranışlarını değiştirmeyi ve yeni beceriler geliştirmeyi amaçlar. Kullanılan bazı davranışsal teknikler şunlardır:
-
Maruz Kalma Terapisi: Danışanın korkulan durumlarla yüzleşmesini içeren bir tekniktir. Örneğin, sosyal anksiyetesi olan bir danışan, yavaş yavaş sosyal durumlara maruz bırakılarak bu durumlara karşı duyarsızlaştırılabilir.
-
Davranışsal Deneyler: Danışanın belirli inançlarını test etmek için yapılan kontrollü deneylerdir. Örneğin, "Eğer hata yaparsam, herkes bana güler" inancını test etmek için, danışan bilerek küçük bir hata yapabilir ve insanların tepkilerini gözlemleyebilir.
-
Aktivite Planlama ve Davranışsal Aktivasyon: Depresif bireyler için, keyif verici ve anlamlı aktivitelerin planlanması ve uygulanması yoluyla, bireyin yaşam doyumunu artırmak amaçlanır.
4.5. Ödevler ve Ev Ödevleri
BDT, danışanın terapide öğrendiği becerileri gerçek yaşamda uygulamasını teşvik eder. Bu nedenle, terapiler arasında danışana ödevler verilir. Bu ödevler, düşünce kayıtları tutmak, davranışsal deneyler yapmak veya maruz kalma çalışmaları gibi görevleri içerebilir.
4.6. İzleme ve Değerlendirme
Terapi süresince, terapinin etkinliği düzenli olarak izlenir. Terapist ve danışan, hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını değerlendirmek için periyodik değerlendirmeler yapar. Terapinin sonunda, danışanın ilerlemesi gözden geçirilir ve gerekirse bakım planları oluşturulur.
5. Özel Teknikler ve Stratejiler
BDT, geniş bir teknik yelpazesi sunar ve bu teknikler, danışanın özel ihtiyaçlarına göre uyarlanabilir. İşte bazı önemli BDT teknikleri:
5.1. Bilişsel Çarpıtmaların Tanımlanması
Danışanların düşüncelerinde sıkça karşılaşılan çarpıtmalar şunlardır:
-
Felaketleştirme: Olası en kötü sonucu beklemek veya abartmak. Örneğin, "Bu sınavda başarısız olursam, hayatım mahvolur."
-
Aşırı Genelleme: Tek bir olumsuz olayı genelleyerek, sürekli tekrar edeceğini düşünmek. Örneğin, "Bir ilişkim başarısız oldu, demek ki tüm ilişkilerim başarısız olacak."
-
Kişiselleştirme: Kendini olmayan olaylardan sorumlu tutma. Örneğin, "Arkadaşım kötü bir gün geçirdi, sanırım bu benim suçum."
-
Duygusal Akıl Yürütme: Hisleri gerçeklerle karıştırmak. Örneğin, "Kendimi değersiz hissediyorum, demek ki değersizim."
5.2. Davranışsal Aktivasyon
Depresyon tedavisinde sıkça kullanılan bir tekniktir. Amaç, danışanın keyif aldığı veya değer verdiği aktiviteleri belirleyip bunları artırmaktır. Bu, danışanın günlük yaşamında daha fazla pozitif deneyim yaşamasına ve depresif duygularını azaltmasına yardımcı olabilir.
5.3. Problem Çözme Eğitimi
Bu teknik, danışanın karşılaştığı sorunları sistematik olarak çözmesine yardımcı olur. Aşamalar şunlardır:
-
Sorunu Tanımlama: Sorun açık ve spesifik bir şekilde tanımlanır.
-
Çözüm Seçeneklerini Geliştirme: Mümkün olan tüm çözüm yolları listelenir.
-
Çözümleri Değerlendirme: Her bir çözümün olası sonuçları tartışılır.
-
Bir Çözüm Seçme: En uygun çözüm seçilir.
-
Uygulama ve Değerlendirme: Seçilen çözüm uygulanır ve sonuçları değerlendirilir.
5.4. Maruz Kalma ve Tepki Önleme (ERP)
Özellikle OKB tedavisinde kullanılan bu teknik, danışanın obsesif düşüncelerle bağlantılı kaçınma veya kompulsiyonları yapmamasını sağlar. Maruz kalma, danışanın korkulan durumla kontrollü bir şekilde yüzleşmesini içerirken, tepki önleme, kompulsiyonları engellemeyi amaçlar. Bu, danışanın korkulan sonuçların aslında gerçekleşmediğini öğrenmesini sağlar.
5.5. Bilişsel Yeniden Yapılandırma
Danışanın olumsuz düşüncelerini daha dengeli ve gerçekçi düşüncelerle değiştirme sürecidir. Bu süreç, danışanın bilişsel çarpıtmalarını tanımlamasını ve sorgulamasını içerir. Örneğin, "Kimse beni sevmiyor" gibi bir düşünce, "Beni seven insanlar var, ama bazen fark etmiyorum" şeklinde yeniden yapılandırılabilir.
6. Uygulama Alanları
BDT, çok çeşitli psikolojik bozuklukların tedavisinde etkili bir yöntem olarak kullanılır. Bu bozukluklar arasında şunlar bulunur:
-
Depresyon: BDT, depresif belirtileri hafifletmek ve tekrarlama riskini azaltmak için etkili bir yöntemdir. Danışanlar, olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeyi ve davranışsal aktivasyon yoluyla daha fazla pozitif deneyim yaşamayı öğrenirler.
-
Anksiyete Bozuklukları: BDT, genelleşmiş anksiyete bozukluğu, panik bozukluk, sosyal anksiyete bozukluğu ve özgül fobiler gibi durumlar için etkilidir. Maruz kalma terapisi ve bilişsel yeniden yapılandırma gibi teknikler, anksiyete belirtilerini azaltmada kullanılır.
-
Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB): BDT'nin bir alt türü olan ERP, OKB tedavisinde özellikle etkilidir. Danışanlar, obsesyonları ve kompulsiyonları yönetmeyi öğrenirler.
-
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): BDT, travmatik olaylarla başa çıkmak ve travma sonrası belirtileri hafifletmek için kullanılır. Maruz kalma terapisi ve bilişsel yeniden yapılandırma, TSSB tedavisinde yaygın olarak kullanılır.
-
Yeme Bozuklukları: BDT, anoreksiya, bulimia ve tıkanırcasına yeme bozukluğu gibi yeme bozukluklarının tedavisinde etkilidir. Danışanlar, vücut imajı ve yeme davranışları ile ilgili çarpıtılmış düşüncelerini değiştirmeyi öğrenirler.
-
Bağımlılıklar: BDT, madde bağımlılığı, kumar bağımlılığı ve diğer bağımlılık davranışlarını tedavi etmek için kullanılır. Danışanlar, bağımlılık tetikleyicilerini tanımlamayı ve başa çıkma stratejileri geliştirmeyi öğrenirler.
7. BDT'nin Etkililiği ve Araştırmalar
BDT, çeşitli psikolojik bozukluklar için etkili bir tedavi yöntemi olduğunu kanıtlamış ve birçok klinik çalışmada desteklenmiştir. Araştırmalar, BDT'nin özellikle depresyon ve anksiyete bozukluklarının tedavisinde ilaç tedavisi kadar etkili olduğunu ve bazı durumlarda nüks oranlarını azaltmada daha başarılı olduğunu göstermektedir. BDT'nin etkililiği, terapi sürecinin yapılandırılmış doğası ve odaklanmış hedefler belirlenmesi ile ilişkilendirilmiştir.
8. BDT'nin Sınırları ve Eleştiriler
BDT, geniş çapta etkili bir terapi yöntemi olarak kabul edilse de, bazı sınırları ve eleştirileri vardır:
-
Kültürel Uygunluk: BDT, bazı kültürel bağlamlarda yeterince etkili olmayabilir, çünkü bilişsel ve davranışsal yaklaşımlar, bireylerin kültürel inançları ve değerleriyle çelişebilir.
-
Duygusal İşleme: Bazı eleştirmenler, BDT'nin duygusal işlemeyi yeterince ele almadığını savunur. BDT, duyguların düşünceler tarafından yönetildiği ve dolayısıyla düşünceleri değiştirmenin duygusal değişikliklere yol açacağı varsayımına dayanır. Ancak, bazı durumlarda duygusal işleme ve ifade, terapide daha fazla odak gerektirebilir.
-
Yüzeysel Çözüm: Bazı eleştiriler, BDT'nin semptom odaklı olabileceğini ve altta yatan sorunları ele almayabileceğini ileri sürer. Derinlemesine psikodinamik terapiler, bireylerin geçmişteki deneyimlerini ve bu deneyimlerin mevcut sorunlara nasıl katkıda bulunduğunu keşfetmeye odaklanırken, BDT daha çok mevcut sorunların çözümüne odaklanır.
9. Sonuç
Bilişsel Davranışçı Terapi, bireylerin düşünce, duygu ve davranışlarını anlamalarına ve değiştirmelerine yardımcı olan etkili ve bilimsel olarak desteklenmiş bir terapi yöntemidir. Geniş bir yelpazede psikolojik bozuklukların tedavisinde etkili olan BDT, yapılandırılmış, hedef odaklı ve kanıta dayalı yaklaşımları ile modern psikoterapide önemli bir yere sahiptir. BDT'nin teorik çerçevesi, uygulama alanları ve özel teknikleri, danışanların yaşam kalitesini artırmak ve uzun vadeli iyilik halini desteklemek için güçlü araçlar sunmaktadır.
Ancak, BDT'nin sınırları ve eleştirileri de göz önünde bulundurulmalıdır. Her bireyin ihtiyaçları ve tedaviye tepkileri farklı olabileceğinden, BDT'nin diğer terapötik yaklaşımlarla birlikte değerlendirilmesi ve gerektiğinde bu yaklaşımlarla entegre edilmesi önemlidir.
Psikolog Şahan ARIKAN