BİPOLAR DUYGULANIM BOZUKLUĞU
Yazar Mehmet Doğan • 10 Mart 2017 • Yorumlar:
BİPOLAR DUYGULANIM BOZUKLUĞU- İKİ UÇLU MİZAÇ BOZUKLUĞU- MANİK DEPRESİF HASTALIK
“Nedir bu bipolar doktor bey, ben bipolar mıyım? Bakın anlatayım, siz karar verin. İlk hastalandığımda 22 yaşındaydım. Hastalığım birden başladı. Birkaç gün uyuyamadım, kendimi huzursuz hissettim. Sonra bir sabah kalktığımda herşey değişmişti. Kendimi çok enerjik ve dinç hissediyordum. Herşeyi yapabilirim, herşeye gücüm yeter diyordum. Annemin dediğine göre çok konuşuyormuşum, hem de öyle belli bir konuda değil. Herşeyden bahsediyormuşum. En bilgili, en akıllı bendim. Keyfime diyecek yoktu. Ama sabahlara kadar eve gelmeyince, okula gitmeyince, kredi kartı limitleri dolunca ailem beni bir doktora götürdü. Bipolar kelimesini ilk o doktordan duydum. Verdiği ilaçları kullanmadım. Günler geçtikçe daha öfkeli oldum sanırım. Komşularla kavga edip camları indirince hemen hastaneye yatırdılar. 3 hafta kadar yattım hastanede. O keyifli ve enerjik halim geçmiş, uykularım da eski düzenine dönmüştü. 5-6 aylık bir tedaviden sonra tamamen düzeldim. Okuluma devam ettim. Mezun oldum, işe başladım. İyileşince ilaçları bıraktım. Doktorum koruyucu diye bir ilaç da vermişti, onu da içmedim. Birşeyim kalmadı neden ilaç içeyim diye düşündüm. Aradan 2 yıl geçti. Mayıs ayının ilk haftasıydı. Yine bir sabah uyandığımda içimde bir coşku hissettim. Yine o mutluluk. Kendimi önemli bir insan olarak görüyordum. Aklıma ülkeyi, insanlığı kurtaracak bir sürü proje geliyordu. Yetkililere başvurdum. Beni dikkate almadılar. Sinirlendim, valiliğin önündeki polislerle tartıştım. Bağırdım, itiştik. Önce karakola, oradan yine hastaneye, aynı şeyler oldu. Bu defa hastaneden sonra tedavimi sürdürdüm. Koruyucu Depakin isimli ilacı da düzenli kullandım. Bu arada iş yerimi değiştirdim, çalışmaya devam ettim, evlendim. Ama bu sonbahar işler yine değişti. Sabahları zor kalkmaya başladım. Eski hastalıklarımın aksine gücüm kuvvetim günden güne azalıyordu. Önceleri pek aldırmadım. Aradan birkaç hafta daha geçti. Aynaya bakınca çökkün, mutsuz, yorgun bir yüz görüyordum. Hayat boş ve anlamsız gelmeye başladı. İştahım hiç yok. Cinsel istek diye bir şey kalmadı. Birkaç kilo verdim. Buraya gelecek gücüm bile yoktu ama eşim ısrar etti, size geldik”
“Bu kızımın ikinci hastalanışı. İlki geçen yıl Ağustostaydı. Önce kılık kıyafeti değişmeye başladı. Çok renkli, süslü giyinmeye başladı. Halbuki pastel renkleri, gündelik, rahat kıyafetleri severdi. Makyajı abartılı, dikkat çekici hale geldi. Uyumuyor, sabahlara kadar yüksek sesle müzik dinliyordu. Birkaç gece eve gelmedi, aradık , eğlence yerlerinde hoplayıp zıplarken bulduk. Herkes ona bakıyordu. Tedaviyi zorla kabul ettirdik. O halinden memnundu. Neyse birkaç ayda toparlandı. Bu yıl Temmuz başında yine aynı durum ortaya çıktı. Hiç olmadık birisiyle evlenmek üzereyken zor engel olduk. Ablamdan biliyorum böyle hastalara ne yapmak gerektiğini. Ablam şimdi koruyucu tedavi ile 5-6 yıldır hastalanmıyor. Kızımı da toparlasak”
“Doktorum, hatırlıyorsanız geçen sene de size getirmiştim oğlumu. O zaman öleceğim, çok günah işledim diyordu. Bir deri bir kemik kalmıştı. Ağlıyordu, evden pek çıkmıyordu. Çok halsiz ve keyifsizdi. O zaman depresyon demiştiniz. Bu seneki farklı. Sabah akşam belki 15-20 vakit namaz kılıyor. Çoşkuyla yüksek sesle dualar ediyor. Kılık kıyafeti de değişti. Sokakta insanlara gülümseyerek selam veriyor, bazılarının omzuna dokunup birşeyler mırıldanıyor. Sorduğumda o kişinin hasta olduğunu, onu iyileştirdiğini söylüyor”
“Oğlumu muayene etmiştiniz. 1 ay önce depresyon tedavisine başlamıştık. İyileşti şimdi ama bu fazla bir iyilik galiba. Bu defa da tam tersi aşırı neşeli, kendinden emin, sürekli karate hareketleri yapıyor. Hiç uyumadığı halde sabah cin gibi. Bazen dans edip, şarkılar söylüyor. Beste yapıp, sahneye çıkacakmış. 180 derece dönüş oldu, ilaçlardan olmasın?”
Evet iki ucu var: Birisi taşkınlık, hareketlilik, aşırı neşe veya öfke, uykusuzluk, kendini üstün ve büyük görme, aşırı para harcama, giyim kuşamda abartı, cinsel aktivitede artış gibi belirtilerle seyreden mani. Diğeri de tam tersi, halsizlik, isteksizlik, öz güvende azalma, bıkkınlık, hayatı anlamsız, değersiz bulma, ilgi ve aktivitelerden vazgeçme, cinsel istekte azalma gibi belirtilerle giden depresyon.
Ancak hem depresyon hem de mani aynı hastada mutlaka ortaya çıkacak ya da birbirinin peşi sıra görülecek diye bir kural yoktur. Kimi hastamızda sadece arada tam iyilik dönemleri ile giden mani atakları; kimi hastamızda yineleyen depresyon ataklarından yıllarca sonra görülebilen tek bir mani dönemi olabilir.
Tedavide mani döneminde hastamıza uygun antipsikotik ilaçlar, depresyon döneminde yine duruma uygun duygudurum düzenleyici ilaçlar, nadiren de antidepresanlar kullanılır. Ancak tedavinin bel kemiğini mizaç stabilizatörü (duygudurum düzenleyici)denilen hastalık dönemlerinin yinelemesini engellemeye yönelik ilaçlar oluşturur. Tabii ki hastalık dönemi görülürse tedavi edeceğiz ama asıl önemli olan hastalık dönemlerinin ortaya çıkışını engellemektir. Ayrıca tedavinin ve kontrollerin düzenli sürdürülmesine yönelik, iç görü kazandırıcı psikoeğitimin rolü de büyüktür.
Koruyucu ilaç düzeylerini düzenli takip ettirmeniz, kontrollerinizi zamanında yaptırmanız ve hep sağlıklı kalmanız dileğiyle…