Bipolar Hakkında Neler Biliyoruz?
Yazar Merve Alkan • Psikolog • 26 Temmuz 2019 • Yorumlar:
Bipolar Bozukluk, riskli davranışlar nedeniyle kişinin kendisine ve çevreye zarar veren, tedavi edilmediği takdirde intihar yoluyla ölüme yol açabilen, kişinin duygu durumunda aşırı ve zıt yönlü değişiklikler gösteren zihinsel bir hastalıktır. Bipolar bozukluk çeşitli dönemlere ayrılır. Hastalık dönemlerini ele almak gerekirse, mani dönemi duygu durumun çok yükseldiği, hastanın aşırı coşkulu olduğu dönemdir. Bu dönemde hastada abartılı düşünceler veya projeler, kendini olduğundan çok daha yüksekte hissetme, büyüklük düşünceleri, kendini aşırı enerjik hissetme, uyku gereksiniminde azalma, sonuçlarını düşünmeden heyecanlı veya eğlenceli faaliyetlere kalkışmak (çok fazla para harcama, aşırı hızlı araba kullanma) görülen belirtilere örnektir. Yükselen duygu durumunun şiddet seviyesine ya da psikoz belirtilerine bağlı olarak, mani veya hipomani olarak isimlendirilir. Diğer yandan depresyon dönemi veya çökkünlük dönemi ise yukarıda yazılan durumun tam tersidir. Depresyonda ise hastada mutsuzluk, karamsarlık, umutsuzluk, özgüvende azalma, değersizlik hissetme, abartılı suçluluk veya pişmanlık duyguları, eskiden zevk aldığı faaliyetlerden zevk alamama, iştahsızlık veya uykusuzluk gibi değişiklikler, ölüm ve intihar düşünceleri, bedeninde nedeni açıklanamayan ağrılı tablolar ortaya çıkabilir. Karma döngü dediğimiz dönem ise gün içinde değişen duygu durum mani ve depresyon belirtilerinin aynı anda yaşanmasıdır.
MANİ DÖNEM:
-
Benlik saygısında abartılı bir artış.
-
Uyku gereksiniminde azalma.
-
Her zamankinden daha konuşkan.
-
Dikkat dağınıklığı.
-
Düşüncelerde hızlanma.
DEPRESYON (MAJÖR) DÖNEMİ:
-
Çökkün duygu durumu.
-
Etkinliklere karşı ilgide azalma.
-
Yeme istediğinde artma veya azalma.
-
İçsel gücün kalmaması (enerji düşüklüğü).
-
Düşünmede ve odaklanmada güçlük çekme.
Bipolar bozukluğun kesin bir nedeni henüz belirlenememiş; fakat, çevresel ve genetik etmenlerin rol aldığı düşünülmektedir. Bir diğeri ise beynimizde ki sayısız hücreler arası iletiyi sağlayan kimyasal maddelerin taşınmasında ortaya çıkan değişikliklerdir.
Beyinde iletiyi bozarak düşünce, bellek, öğrenme ve duygu durumun düzenlenmesini etkiler. Stresli veya travmatik olaylar da bipoların ilk hastalık döneminin ortaya çıkmasına neden olabilir veya ilerleyen nedenleri tetikleyebilir. Yapılan araştırmalara göre bipolar bozukluk genellikle 20'li yaşların başında görülmeye başlar. Kadın ve erkek de eşit oranda görünür. Fakat depresyon dönemi kadınlarda daha fazlayken mani döneminin sıklığı da erkeklerde daha fazla görülür. Her hastalığın olduğu gibi bipolar hastalığın tedavi yöntemi vardır. Bu hastalıkta kişinin kendi kendine tedavisinin yanı sıra sosyal destek (aile) tedaviye yardımcı olması gerekmektedir.
Bipolar bozukluk görülen kişilerde günlük yaşamında yardımcı olabilecek öneriler;
-
Hastalığınızı içinizde yaşamaktansa güvendiğiniz, eşiniz ve dostunuzla mutlaka paylaşmayı deneyin.
-
Mümkün olduğunca uyku düzeninizi oturtturun. Düzenli uykuya önem verin.
-
Sosyal yaşantınızda stresi azaltın. Size stres oluşturabilecek ortamlardan ve kişilerden uzak durun. Öyle bir imkanınız olmasa dahi kendinizi olumsuzluklara kapatın. Olumsuz düşünceler içinizde büyüdükçe çığ gibi olur. Beyninizde sizi kemirip durur. Buna müsaade etmeyin.
-
Düzenli egzersizler yapmaya çalışın. Mesela; Kulaklığınızı takıp keyifli bir yürüyüş için güzel bir aydayız.
-
Rutin işlerinizi azaltmayın. Her gün yapmanız gereken işleri ertelemeyin. Meşgul olacağınız etkinlikler her zaman sizin için avantajdır.
Yakınlarına öneriler;
-
Bipolar bozuklukta aile ve çevre desteği büyük önem taşımaktadır. Yapılan araştırmalara göre; çevresinden sevgi ve destek gören bipolar bozukluğa sahip kişiler daha hızlı iyileşme gösterirler, manik ve depresif dönemlere daha az girerler ve hastalık belirtilerini daha az yaşarlar.
-
Bipolar bozukluk ailede çeşitli stres ve gerginliğe sebep olabilir. Aile bireyleri hastalığı ve yaşanabilecek zorlukları en başta kabullenerek bu problemlerle başa çıkabilirler. Unutmamak lazım ki, ruhsal hastalıklar hiç kimsenin suçu değildir.
-
Tedavinin sonuncunda yaşanan sıkıntıların büyük oranda geçmesine rağmen, bazı belirtilerin uzun süre devam ettiği görülmektedir. Bu sebeple her zaman gerçekçi olmak ve çok büyük beklentiler içerisine girmemekte fayda var.
-
Duygusal, sosyal destek vermenin yanı sıra, bipolar tanısı almış olan hastaya yardım etmenin en iyi yolu onu doktora gitmesi ve tedavisine düzenli devam etmesi konusunda desteklemektir.
-
Bipolar bozukluk yaşayan kişinin durumunu tam olarak anlayabilmesi mümkün olmayabilir. Bu konuda yakın çevrelere büyük iş düşüyor.
DİKKAT !!!
Mani dönemindeyken kişiler kendilerini aşırı derecede iyi hissederler ve problemleri olduğunu düşünmezler. Depresyonda ise bir şeylerin ters gittiğini fark ederler fakat yardım çağrısında bulunabilecek enerjileri olmaz. Eğer yakınınız bipolar bozukluğu kabullenmek istemiyorsa, bu konuda onunla zıtlaşmayın. Bu fikir ona ürkütücü geliyor olabilir. Bu durumda kendisine destekleyici sözler ile yanında olduğunuzu hissettirerek terapiste gitme önerisini sunabilirsiniz. Bipolar bozukluk gerçek bir hastalıktır. Tıpkı günümüzde ki şeker ve tansiyon hastalığı gibi. Bu yüzden düzenli bir tedavi gerektirir. Psikoterapiler, kişinin ruh halini değiştirmede etkilidir. Hasta yakınlarının bu süreçte yaşanacak krizlerin üstesinden gelebilmeleri için sakin ve dikkatli olmaları gerekir. Hastaya destek olurken hasta ile sınır koyma dengesini korumak oldukça önemlidir. Kendinize iyi davranın.
Bipolar bozukluğa yakalanan ünlüler;
Marilyn Monroe; Doktoru Hyman Engelberg, "Marilyn, manik depresifti... Ruh halindeki büyük dalgalanmalar yüzünden çok zor günler geçirdi" diyor.
Vincent Van Gogh; Yaşam öyküsü incelenerek bipolar bozukluk tanısı konan dünyaca ünlü ressam.
Britney Spears; ‘Tutarsız davranışları, ani duygusal patlamaları, karar vermekte zorlanması onun bipolar olduğunu gösteriyor.’
Amy Winehouse; ‘Bunun adı bipolar bozukluk; bildiğiniz manik depresif hastalık.’
Nurseli İdiz; ‘Bu hastalığı alkolizm ile karıştırıyorlar, beni yıllarca alkolik ilan ettiler; oysaki ben bu hastalığın pençesindeyim.’