BİR AKICILIK BOZUKLUĞU; KEKEMELİK
Yazar Füsun Yılmaz Taşkıran • Dil Ve Konuşma Terapisti • 1 Ekim 2016 • Yorumlar:
Kekemelik konuşma akıcılığının bozulduğu bir tablodur. Çoğu kişi zaman zaman kendisinin de takıldığını (kekelediğini) söyler. Fakat bu kekemelik olarak nitelendirilecek bir durum değildir. Kekemelikte süreklilik söz konusudur. Kişinin konuşmasının başkaları tarafından anlaşılacak kadar bozulduğu, çoğu zaman kişinin bundan rahatsızlık duyduğu ve sosyal yaşamını olumsuz etkileyen bir akıcısızlık sözkonusudur.
Genellikle, okul öncesi dönemde ve 2-3 yaş civarı ortaya çıkan kekemelikler görülür. Fakat bazı vakalarda ilk defa ilkokul, ortaokul, hatta lise döneminde orataya çıktığı görülmüştür. Okul öncesi dönem kekemeliklerin % 75'inde kendiliğinden düzelme görülmektedir. %25'lik kesimde ise tablonun kronikleştiği görülmektedir.
Nedenleri ile ilgili yapılan çeşitli araştırmalar mevcuttur. Çoğunlukla genetik, nörofizyolojik, psikolojik faktörler, vb. üzerinde durulmuştur. Beyin çalışmalarında kekeme bireylerin beyin yapılarının akıcı konuşan bireylerden farklı olduğu tespit edilmiştir. Kekemeliğin nörofizyolojik temelli olduğu psikolojik etmenlerin ortaya çıkışını hızlandırdığı söylenebilir.
Takılmalar kendini ses ve hece tekrarları, ses uzatmaları ve bloklar şeklinde gösterir. Kekeme birey /anne/ derken /aaaaanne/ diyerek sözcük başındaki sesi uzatabilir. /masa/ diyeceği zaman /mamamasa/ da olduğu gibi ilk heceyi istemsiz bir şekilde tekrar edebilir. Bazen de /kapat/ derken /....kapat/ uzun süre ilk sesi üretemez ve sözcük başında bir durak oluşur ardından ses patlayarak çıkar, ki buna da blok diyoruz.
Kekeme bireylerin çoğunda zaman baskısı, çevresel tepkiler, kendileriyle ilgili sahip oldukları olumsuz düşünceleri takılmalarının artmasına sebep olmaktadır. Ailesi ve arkadaşları tarafından kabul görmüş, kendini akıcılığın bozulduğu zamanalarda dahi iyi hisseden kekeme bireylerin akıcılıklarının kendiliğinden azaldığı görülmektedir.
Peki ne zaman müdahale edilmeli? Kekemelik başladıktan sonra bir süre beklenebilir. Bazen geçici kekemelikler görülebilmektedir. İlk zamanlarda kekeleyen bireye verilecek tepkiler olumlu olmalıdır. Akıcısızlığı pekiştirecek her türlü davranıştan ve sözden kaçınılmalıdır. 2-3 aydan fazla süren ve şiddetlenen durumlarda bir dil ve konuşma terapistinden destek alınmalıdır. Terapi sürecinde çalışmalar düzenli yapılmalı, kekeme bireyin konuşması kadar kendini nasıl hissettiğine de odaklanılmalıdır. Bazı kekemelikler kronikleşebilmektedir. Bu yüzden akıcı konuşsun ya da konuşmasın çocuğumuza, kardeşimize, eşimize, arkadaşımıza onu her koşulda sevdiğimizi hissettirmeliyiz.