Bisiklet ve Cinsel Fonksiyon Bozukluğu
Yazar Burçin Tunç • Ürolog • 19 Eylül 2018 • Yorumlar:
Hem sağlıklı kalmak hem de hayatın stresinden kurtulmak için bize güvenli bir liman olan pedal çevirmenin hayatın bir başka gerçeği ve anlamı olan cinsellik üzerine olumsuz etkileri olduğu dedikodularını duyduğumuzdan beri bisiklete binemez olduk. Güneşli ve kuru geçen bu sonbaharda her sabaha “bugün de diğer 365 gün gibi yine tam bisiklet havası” diye başlasak ta sonrasında iktidarsızlık korkusu ağır bastı ve bisikletimizin yağını değiştirip, lastiklerin havasını kontrol edip binemeden depodaki yerine koyduk. Bu durum böyle devam edemezdi ve bizde bu konuyu bir uzmanına soralım dedik. Üroloji uzmanı ve aynı zamanda kendisi de bisiklet sevdalısı olan Burçin Tunç’a bu konudaki fikirlerini sorduk.
Bisiklete binmek cinsel fonksiyon bozukluğu yani iktidarsızlığa yol açar mı?
Bu bisiklete binen veya bisiklete binmeye niyetlenen her erkeğin kafasını karıştıran bir konudur. Bu konu ile ilgili yapılan birçok çalışma olup çok farklı sonuçlar bulunmuştur. Bazı araştırmacılar bisiklete binmenin iktidarsızlık sebepleri arasında gösterilebileceğini söylemiş iken, olumlu veya olumsuz bir etkisinin olmadığını gösteren hatta bisiklete binenlerde iktidarsızlık görülme oranının daha düşük olduğunu iddia eden araştırmalar da bulunmaktadır. yani kesin ispatlanmış bir ilişki söz konusu değil. Ama özellikle ilk başlandığı zamanlarda daha sık görülen veya uzun sürüşler sonrasında hepimizin yaşadığı genital bölgedeki his kaybı ve keçeleşme hissi insanın aklını doğal olarak karıştırıyor.
Bisiklete bindikten sonra oluşan genital bölgedeki hissizleşmenin bu konu ile bir ilişkisi var mı?
Selede otururken bisikletçinin tüm ağırlığı anüs ile yumurtalıkların tam arası olan apış arası diye tarif edilen bölgeye biniyor. Bu bölge penisi besleyen kan damarları ve sinirlerin geçtiği alandır. Uzun süre bisiklet kullanılması, bu bölgeye basının artmasına ve penisi besleyen damarların ve sinirlerin ezilmesine neden olur. Damarlanması bozulan erkeklik organına gelen oksijen azalır, sinirlerin basıya maruz kalması ile de hissizlik gelişir. Dolayısı ile parestezi denilen hissizlik ile sertleşme probleminin nedenleri aynıdır.
Böyle anlatınca insanın bisiklete binesi gelmiyor.
Bu bahsettiğim damar ve sinir sıkışmalarının olması için uzun süreli ve sürekli oturarak bisiklete binmek gerekir. Almanya’da yapılan bir deneyde deneklerden laboratuvar ortamında bir buçuk saat egzersiz bisikletine binmeleri istenmiş. Bu sırada deneklerin penislerine kanlanmayı ölçen bir cihaz yerleştirilmiş. Belirli bir süre sonra penise giden kan akımında anlamlı bir azalma izlenmiş. Ardında deneklerden 10 dakikada bir ayakta pedal çevirmeleri istenmiş ve aynı değerlere yeniden bakıldığında penise giden kan akımında bir değişikliğe rastlanılmamış. Yani 10 dakikada bir ayakta pedal çevirmek veya belirli aralarla molalar vermek oluşabilecek olan his kaybının önüne geçmek için yeterli aslında.
Ayakta pedal çevirmeyi unutursak veya çevirmesek ve hissizlik gelişse bu durum çok önemli sorunlara yol açar mı?
540 km.lik Norveç bisiklet turuna katılan yarışmacılarda yapılan bir çalışmada, bu turu tamamlayan bisikletçilerin %21’inde bu bölgede hissizlik geliştiği, %13’ünde ise 1 haftaya kadar devam eden sertleşme kaybı yaşandığı görülmüş. Ama bir süre sonra hepsinin normal hayatlarına döndüğü görülmüş. En azından 540 km.ye kadar kalıcı bir hasar olmadığını öğrenmiş olduk.
Haftada 1-2 kez bisiklet ile 3-4 saatlik turlar yapan bisikletçilerin dikkat etmeleri gereken neler var?
Bisiklet ile ilgili her konuda olduğu gibi uygun bisiklet seçimi önemli. Kullandığınız bisikletin sizin boyutlarınız ile orantılı olması lazım.
Sele seçimi de bir başka önemli parametre. Gelişmiş ülkelerde çevreci bir ulaşım aracı olduğu için bisiklete binmek teşvik ediyor. Hatta Birleşik Devletler Ohio eyaletinde bisikletli polisler bile bulunuyor. Haftada 24 saatin üzerine mesai yapan bu polisler üzerine yapılan çalışmada burunsuz sele kullananlarda penis kan akımı ve his düzeyinde kullanmayanlara göre anlamlı bir artış görülmüş. Ortası boşluk olan selelerin ve burunsuz selelerin penis köküne basıyı azalttığı ve dolayısı ile bu konuda sıkıntı yaşayanlarda bir seçenek olabileceği bildiriliyor.
Bir başka konuda koruyucu pedler; ne kadar kalın ped kullanılırsa o kadar çok korunulacağını düşünenler için de bilimsel çalışmalar mevcut. Bu çalışmalarda pedin kalınlığının değil sizin vücut ölçülerinizin önemli olduğu görülüyor. 45 kiloluk bir kişinin en kalın pedleri giymesinin bir faydası olmaz iken 120 kiloluk bir kişiye de ince pedli şortlar giydirildiğinde sıkıntılar baş gösteriyor. Yani önemli olan kullanılan malzemenin uygun olması…
Gidonun seleden aşağıda olması vücut aksını değiştirdiği için basının penisin damarlarına gelmesini engellediğini söyleyenlerde var. Ama bu bahsedilen durumlar daha çok uzun süreli performans gerektiren bisiklet sürücüleri için geçerli.
Konuştuklarımızdan benim çıkardığım sonuç bisiklete binmek penisin kanlanmasında ve dolayısı da sertleşme de sorunlara yol açıyor. Anlattıkların sadece nasıl önlem alınabileceğine dair uyarılar.
Yanlış anlaşılma olmasını engellemek için şunun altını çizeyim. Düzenli bisiklet kullanan kişiler ve spor yapmayan kişiler karşılaştırıldığında sertleşme problemi ve iktidarsızlık spor yapmayanlarda daha sık görülüyor. Bisiklete binmek hem kalp ve damar hastalıkları, hem kolesterol hem de tip II şeker hastalığına karşı koruyucu bir etki gösteriyor. Bu bahsettiğimiz hastalıklar sertleşme kaybına en sık sebep olan hastalıklardır. Devamlı bisiklete binen bir insanla, hareketsiz, ortalama bir insanın kalbinin sağlamlığı, vücudunun dinçliği, kan dolaşımı, sağlıkla ilgili bir sürü özelliği kıyaslanabilir mi?
Konuşmamızın başından beri bahsettiğim konular bisiklete binerken karşılaşılabilecek sıkıntıların minimalize edilmesi için alınması gereken önlemler.
Bisikletlerinizi depodan çıkarıp gönül rahatlığı ile binebilirsiniz. Durmak yok bisiklete ve yola devam…