Bitki Çaylarıyla İlgili Bilinmesi Gereken 9 Gerçek
Yazar Şeyda Sıla Bilgili • Diyetisyen • 24 Kasım 2016 • Yorumlar:
Son yıllarda bitkilere olan ilgi giderek artıyor. En çok da zayıflama çaylarında karşımıza çıkan bu bitkiler acaba sanıldığı kadar masum mu? Doğru bitkiyi ideal dozda, uygun koşullarda ve doğru yöntemle hazırladığımız zaman fayda göreceğimiz gibi yapılan hatalardan ciddi hasar gören hatta ölümle sonuçlanabilen durumlar da olabiliyor. İşte size bu bitkilerle ilgili gerçekler…
1. Toksik olan dozdur.
Zayıflama çaylarının en popüleri olan yeşil çay üzerinden örnek verecek olursak; içeriğindeki epigallokateşin galat sayesinde metabolik hızı arttırdığı gibi aşırı tüketiminde içerisindeki kafeinden kaynaklı hipertansiyonu ve çarpıntısı olan kişileri rahatsız edebilir. Bu kişilerin yeşil çayı 1-2 fincandan fazla tüketmemesi gerekir. Yani önemli olan miktardır. Aşırı tüketimden kaçınmalıyız.
2. Yüzde yüz doğal ibaresine dikkat!!
Bitki çaylarının üzerindeki yüzde yüz doğal ibareleri onların tamamen zararsız ve güvenli olduklarını göstermez. Bu ürünlerin etiklerinde bulunmayan bazı zararlı maddelerin de içerisine katılabileceğini unutmayın.
3. Uzun süre tüketim olumsuz sonuçlar oluşturabilir.
En iyi bilinen ve en tehlikeli örnek sinameki yaprağı çayıdır. Karışım zayıflama çaylarına konulan özellikle de konstipasyon (kabızlık) tedavisinde sıkça başvurulan bir çay olan sinameki, 3 haftayı aşan kullanımda bağırsakta kalıcı hasar, uzun vadede tümörlere sebep olabilir.Bağırsaklarda kronik bir tembellik ortaya çıkabilir.
4.Zayıflama çaylarının büyük bir kısmının diüretik etkisi olduğunu unutmayın.
Zayıflama çaylarının büyük bir kısmı idrar sökücüdür. Yani vücudumuza aldığımız, ihtiyaç duyduğumuz suyun, suda eriyen vitaminlerin ve minerallerin kaybına yol açar.
5.Karışım zayıflama çaylarının sinerjik etkisi olumlu sonuç vermeyebilir.
Tek başına etkinliği iyi olan bir bitkiyi, başka bitkilerle karışım çay haline getirdiğiniz zaman, ortaya çıkan karışım aşırı etkili olup zarar verebileceği gibi birbirlerinin etkinliklerini baskılayıp hiçbir fayda göstermeyedebilir. Örneğin mısır püskülü, funda yaprağı, kiraz sapı karışım zayıflama çaylarının vazgeçilmezidir. Bunların her biri diüretik etkilidir. Birlikte kullanıldıklarında böbrekleri yorar ve kan da mineral eksikliği oluşturabilir. Ayrıca ilaçla birlikte alındığında ilacın etkisini azaltabilir.
6.Doğru yöntemle hazırlayın.
Bitki çayı hazırlamada kullandığımız temelde 3 yöntem vardır. Bunalar, infüzyon (demleme), dekoksiyon(kaynatma) ve maserasyon (ıslatma) olarak adlandırılır. Çayın hazırlanış şekli bazı bitkilerin etkisini değiştirebilir. Örneğin, kayışkıran kök ve rizomlarının infüzyonu idrar söktürücü, dekoksiyonu idrar zorluğunu giderici; ipeka kökünün infüzyonu balgam söktürücü, dekoksiyonu ishal kesici etki yapar. Bu demek oluyor ki, hangi bitki için hangi hazırlama yöntemini seçeceğimiz alacağımız etki için çok önemli.
7. İstenilen etki için doğru zaman çok önemli.
Hazırladığımız bitki çayını ne zaman içeceğimiz alacağımız etkiyi değiştirebilir. Örneğin çok sık tükettiğimiz ıhlamur, demlendikten sonraki ilk 10 dakikada sedatif etkisiyle kendini gösterir. 10-15 dakikadan sonra göğüs yumuşatma etkisi daha baskındır.
8. Gündelik yaşamda çok sık kullandığımız bitki, zararsızdır düşüncesinden kurtulun.
Sofralarımızı süsleyen kekik baharatından örnek verecek olursak, kekik çayı normal şartlarda idrar yolu enfeksiyonlarında, sindirim problemlerinde, üst solunum yolu enfeksiyonlarında etkili olsa da yüksek tansiyon hastalarında sanılanın aksine olumsuz sonuçlar doğurabilir.
9.Yapılan her reklama inanmayın.
Yasak olmasına rağmen televizyonda ve internette yayınlanan “Açlık hissini bastırır, zayıflamaya yardımcı olur. Sindirimi kolaylaştırır, ödem atmaya fayda sağlar, vücuttaki fazla yağların yakılmasına ve toksinlerin atılmasına birebir, Vücudunuzun alkali seviyesini dengeleyerek içerisindeki 17 çeşit bitki ile çeşitli hastalıklardan korunarak sağlıklı zayıflamanıza yardımcı olur” şeklindeki reklamlar aldatıcıdır, yanıltıcıdır ve kişiyi çok kötü durumlara sürükleyebilir.