Bölgesel Yağlanma
Yazar Sevil Dilara Güneş • Diyetisyen • 7 Ağustos 2018 • Yorumlar:
‘Benim tüm derdim kat kat olan karnımla’ ya da ‘belim ince ama basenlerimden bir türlü kurtulamıyorum’.. Peki sen elma tipi bir vücuda mı sahipsin yoksa armut tipi mi?
Bölgesel yağlanmada elma tipi ve armut tipi olmak üzere iki tip yağlanmadan bahsediyoruz. Elma tipi yağlanma bel çevresindeki yağlanmadır ve erkeklerde kadınlara göre daha sık rastlanır. Armut tipi yağlanma ise yağ dokusunun vücudun alt bölümlerinde toplanmasıdır ve sıklıkla kadınlarda görülür. Menopoz ve sonrasında ise kadınlarda bel çevresindeki yağlanma artmaya başlar. Bel çevresindeki yağ hücreleri daha büyük ve iç organlara daha yakın olduğu için bu tip yağlanma metabolik hastalıklar açısından daha risklidir. Direk olarak kalp hastalıkları ve tip 2 diyabetle bağlantılıdır.
Hormonal düzensizlikler
Pankreastan salgılanan insülin hormonu kandaki glikozun (şekerin) hücre içine girmesini sağlar. Vücutta insüline karşı bir direnç varsa şekerin dokulara alınması ve kullanılması zorlaşır. Bu durum pankreastan daha çok insülin salgılanmasına neden olur. Aşırı salgılanan insülin açlık hissine ve daha çok yeme isteğine neden olarak kısır bir döngü oluşturur. İnsülin hormonunun metabolizmasında bir bozukluk yaşanması özellikle kan şekerinde dengesizliklere yol açacağı için bel çevresindeki yağlanmayı da giderek artıracaktır. İnsülin direncinin bir adım sonrasının tip 2 dibayet olduğu unutulmadan mutlaka önlem alınması gerekir.
Basen bölgesinde yağlanma görülen armut tipi vücuda sahip olan kişilerde ise büyük ölçüde yumurtalıklardan salgılanan ve kadınlık hormonu olan östrojen hormonunun metabolizmasında dengesizlikler vardır. Bu durum adet düzensizliklerine yol açabilir. Kadınlarda östrojen hormonunun vücuttaki koruyucu etkisinin azaldığı menopoz döneminde sadece bel çevresindeki yağlanma artmıyor aynı zamanda kalp damar hastalıklarına yakalanma riski de artmış oluyor.
Bel çevresine dikkat!
Evde bir mezura ile kolaylıkla bel çevrenizi ölçebilirsiniz. Kadınlarda 80 cm, erkeklerde ise 94 cm üzeri tehlike sınırıdır. Bel çevresinin erkeklerde 102 cm, kadınlarda 88 cm üzerinde olması ise kronik sağlık problemlerine işaret eder.
Bölgesel yağlanma ile nasıl baş edebiliriz?
Karbonhidratlar vücudun temel enerji kaynağı olsalar bile gereğinden fazla tüketildiğinde üretilen enerjinin fazlası vücudumuzda yağ olarak depolanır. Porsiyon kontrolü sağlayamamak, katı yağları ve paketli ürünleri sıklıkla tüketmek, öğünleri atlamak, stres ve uykusuzluk bel çevresinde yağlanmaya neden olan diğer faktörlerdir.
Bel ve kalça bölgesindeki yağları eritmeye yönelik tek başına mucizevi besinler yoktur. Sadece metabolizma hızını arttıran ve yağ içeriği daha düşük besinler vardır.
Yoğurt, içeriğindeki kalsiyum sayesinde günde 2-3 porsiyon kadar tüketildiğinde bel çevresindeki yağlanmayı azaltıcı etki gösterir. Lif içeriği yüksek besinler kan şekerini dengeleyerek uzun süre tokluk hissi sağladığı için yeterli miktarda meyve ve sebzelerin tüketimine önem verilmelidir. Yapılan çalışmalarda açlık hissini bastırıp metabolizmayı hızlandıran yeşil çayın günde 2 kupa kadar tüketildiğinde kilo kaybına yardımcı olduğu görülmüştür.
Her bireyin boyuna, kilosuna, yaşına ve yaşam şekline göre vücut gereksinimleri farklıdır. Ancak bu gereksinimler karşılandıktan sonra bireyin sağlıklı kilo vermesi mümkündür. Yapılan çalışmalarla da desteklendiği üzere; bel çevresindeki yağlardan kurtulmanın en iyi yolu tüm besin öğelerini karşılayan kişiye özel dengeli bir beslenme programı ve düzenli egzersizdir.