Boşanma, Aile ve Çocuk
Yazar Fevziye Toros • Çocuk Psikiyatristi • 5 Ekim 2018 • Yorumlar:
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde son yıllarda boşanma oranlarının arttığını hepimiz bilmekteyiz. Ülkemizde genel olarak her 10 çiftten 2’sinin boşandığını ve boşanmaların özellikle evliliğin 3. ve 9. yılında olduğunu söyleyebiliriz. Boşanmaların pek çok boyutunun olduğunu, ancak eşlerin çocuğa sahip olması durumunda en önemli boyutun çocuklar olduğunu, bu konuda da eşlerin sıkça uzmanlara başvurduğunu görmekteyiz. Ben de yazımda en çok sorulan ve yanıt aranan sorulara değinmek istedim.
Boşanmak için çocuğumuzun büyümesini beklemeli miyiz?
Çocuklar hemen her yaşta 5 duyusu ile ebevynlerin yaşadıkları ruhsal sıkıntıları (yüz ifadeleri, ses tonları, ebeveynlerin karşılıklı iletişimlerindeki gözlemleri, kalp atım hızları,…) algılayabilirler. Eğer ebeveynler ayrılık konusunda kesin karar verebilmişse, çocukların huzursuz ve mutsuz ebeveynlerin bulunduğu ortamda büyümesindense, ayrılmanın çocuk erken yaşlardayken yapılması daha uygun olabilir.
Çocuğumuz hangi yaşlarda olur ise boşanmaya daha zor uyum sağlayabilir?
Çocukların ebeveynlerinin ayrılma sürecine verecekleri tepki hemen her yaşta farklılıklar gösterir. Uyum sürecini etkileyen yaş dışında da çok faktör (çocuğun travmalara karşı dayanabilme gücü, ebeveynlerin ruhsal yapıları, ebeveynlerin ekonomik gücü, ayrılma sonrası anne-baba arasında yaşanan olaylar,…) vardır. Ancak özellikle ergenlik döneminde yaşanan boşanma sürecinde uyumun daha zor olduğunu söyleyebiliriz.
Çocuğumuzun bu durumdan etkilenmemesi için neler yapmamız gerekiyor?
Çocukların, yaşları ne olur ise olsun, hayatlarında önemli yeri olan her değişimde (okul değişikliği, yakınlarından birinin ölümü, ebeveynlerin boşanması,…) bir uyum süreci yaşamaları olağandır.
Uyum sürecindeki çocukların ruhsal sorunlarının, ruhsal bozukluğa dönüşmemesi için yapılabilmesi her zaman mümkün olamayan ancak uygulandığı zaman çocukların bu süreci daha rahat atlatmalarını sağlayacak şeyler elbette vardır. Öncelikle çocuğa ayrılma kararı açıklamasını bir hekim ya da çocuğun kendisine çok yakın hissetmediği kişi (ler) tarafından yapılması uygun değildir. Mümkünse ayrılma kararı çocuklara her iki ebeveyni tarafından, kesin karar verildiğinde ve en kısa sürede söylenmelidir. Süreci uzatmak çocukların çeşitli kaygılarını tetikleyebilir ve uyum sürecini uzatabilir. Ayrılma kararı açıklanırken küçük yaştaki çocukların somut algılamalarının öncelikli olduğu unutulmamalı ve açıklama ona göre yapılmalıdır. Sonraki süreçte çocukların yaşına göre doğru, kısa, net açıklamalar yapılmaya devam edilmeli, gerçekleşmesi mümkün olmayan sözler, umutlar verilmemelidir. Çocuklara ebeveynleri tarafından ayrılsalar bile anne ve baba olarak çocuğun yanında olmaya ve onları sevmeyi devam edecekleri iletilmelidir.
Çocukların yanında ayrılan ebeveynlerin, diğer ebeveyn hakkında olumsuz konuşmalar yapmamaları önemlidir. Bu durum çocuğun birlikte olduğu ebeveyn ile ilişkisini de olumsuz etkileyebilir. Eğer ebeveynlerde ciddi ruhsal bozukluklar veya çocuğa karşı ihmal ve/veya istismar gibi olumsuz davranışlar yoksa çocuğun her iki ebeveynle de görüşmesi çocukların ruhsal sağlığı açısından daha doğru olacaktır.
Çocukların ayrılma sürecinde ek bir uyum sorunu yaşamamaları için okul ve/veya hobi olarak yaptığı faaliyetlerine devam etmeleri sağlanmalıdır. Bu uyum sürecinde her zamankinden daha fazla hediyeler almak sadece ebeveynlerin kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı olabilecektir. Bunun yerine çocuğa ayrılan zamanın kalitesinin arttırılması çocukların kendilerini ruhsal olarak daha iyi hissetmelerine, güven duymalarına yol açacaktır.
Uyum sürecindeki çocuklarda yaşanan sorunlar çocukların sosyal ortamdaki yaşantısını da etkiliyor ise uzmandan da destek alınabilir.
Boşanma sürecimizi çocuğumuzun öğretmeni ile paylaşalım mı?
Öğretmenlerle bu sürecin paylaşılmasında çocuk için olumlu olabilir. Çünkü ayrılma sürecinde çocuklar okula da yansıyabilen davranış değişiklikleri (hırçınlık, dikkat dağınıklığı, kurallara uymama,…) gösterebilirler. Bu süreçte çocuklardaki sorunlar hafif ise öğretmenin olumlu tutumları ile süreç daha rahat ve kısa sürede atlanabilir. Ancak uyum bozukluğu düzeyinde sorunlar var ise çocuğun uzmana yönlendirilmesi öğretmenin de okuldaki gözlemlerinin katkıları ile daha erken gerçekleşebilir.
Boşandıktan sonra çocuğumuz hangimizde kalmalı?
Özellikle küçük yaştaki çocukların, annede ciddi bir ruhsal sorun yok ise, annenin ekonomik olarak çocuğuna bakabilecek imkanı var ise annede kalması daha uygun olmaktadır. Ancak babada çocuğu görmesine engel bir durum yok ise çocuğunu düzenli olarak görmesi de sağlanmalıdır.
Çocuğumuz bizlerin durumunu diğer çocuklarla kıyaslarsa ne yapmamız lazım?
Ayrılık sürecinde, ebeveynlerin ayrılığı açıklarken ‘biz karı-koca olarak ayrılıyoruz, ama her zaman senin anne-babanız ve seni çok seviyoruz’ mesajını vermesi lazım. Çocukların sosyal ve akademik ortamlarda düzenlenen aktivitelerinde her iki ebeveynin katılımı da çocuk için nemli bir destek olabilir.
Boşanma sürecinden sonra çocuğumuza nasıl davranmalıyız?
Çocuğun yaşı ne olursa olsun bir uyum süreci yaşayacağı kabul edilmeli ve çocuk ve gence zaman verilmeli,
Çocuk boşanma ile ilgili soru sorduğunda her zaman algılayabileceği ve karşı ebeveyni suçlamayacak şekilde yanıt verilmeli,
Diğer ebeveyni (çocuğun sürekli yanında kalmadığı) hatırlatacak bir şeyleri (resim,…) odasında bulundurmak isterse izin verilmeli,
İstediği zaman diğer ebeveynle görüşüp konuşmasına imkan sağlanmalı,
Ayrılık öncesi olan okul ve sosyal faaliyetlerine olabildiğince devam etmesi desteklenmeli,
Maddiyattan çok duygusal ihtiyaçlarının olduğu hatırlanmalı,
Çocuklar, ayrılmadan önce yapması beklenen sorumluluklarına devam etmeleri cesaretlendirilmeli.
Ayrılma sebebi olarak çocukların suçlanmaması ve bunun onlarla direk bir ilişkisinin olmadığı vurgulanmalı.
En önemlisi çocukların dili sevgidir. Onlara her koşulda koşulsuz sevdiğinizi ebeveyn olarak göstermeli ve bundan eşler arasında yaşanan sorunlar ne olur ise olsun vaz geçilmemeli.