Boşanma Süreci
Yazar Duygu Yüksel • Psikolog • 6 Şubat 2019 • Yorumlar:
Her aile ve çift boşanma kararı öncesinde, boşanma süresinde ve sonrasında zorlu birtakım süreçlerden geçer. Bu durum, ilerleyen aylarda aile bireylerini farklı yönlerde etkiler. Duygusal karışıklığa eklenen maddi sorunlar tüm aile bireylerine yansır. Dolayısıyla ailenin yaşam tarzını da değiştirir. Ayrılık çok yeni bir durum olduğundan, bireylerin zihinleri devamlı bu konu ile meşguldür. Zamanla yeni bir hayat kurma gerçeği ile yüz yüze kalınmasına dönüşür.
Boşanmanın ilk yılı yetişkinler için oldukça zordur. Boşanmış olmak kadınların ve erkelerin önemli ruhsal sorunlar yaşamasına neden olur. Boşanma sürecine, yüklenen anlamlar (“Başarısız oldum”, “Hayatımda hiçbir şeyi iyi yönetemiyorum” vb. düşünceler), çevrenin algısına yönelik atıflar (“Komşularım bana farklı bakacaklar”, “Ailem akrabalara anlattıklarında gözlerinden düşeceğim” vb.) çocukluktan gelen bir takım “değerlilik”, “sevilebilirlik”, “yeterlilik” şemalarını hareketlendirecektir. Bu durum zamanla, ruhsal sıkıntıların daha da derinleşmesine ve gündelik yaşam kalitesinin düşmesine neden olur.
Beklenmeyen ya da mecburi boşanma durumlarında, yetişkinin geçmişte takılı kaldığı bir gelişim basamağına dönmesine ya da kişiliğinden beklenmeyen tutumlara girmesine itebilir. Bazı yetişkinler çaresiz hissettiklerinden, çocukları dahil başkalarının bakımına muhtaç hale düşebilir. Bazı durumlarda ise ailedeki roller değişebilir, çocuklar ebeveynin bakımını üstlenirler ve onların dertlerini dinler. Bu durum, çocukta yanlış bir gelişime ve ebeveyninden ötürü yanlış bir gerçek anlayışını benimsemesine neden olur.
Tüm bu durumlar, boşanmanın hemen sonrasında kişinin kendisini etrafından soyutlamasına ya da tam tersi önceki zamanlardan farklı olarak sosyal yaşamını aşırı yaşamasına neden olur. Boşanmanın yarattığı karmaşık duyguları (boşanmanın yarattığı mutsuzluk ve öfke duygularını) ise bazı bireyler kabul etmezler. Ancak bu duyguların zamanla değişeceği, bu sürecin bir uyum süreci olduğunu görmek tek başına oldukça karmaşık ve zordur. Çeşitli faaliyetlerle meşgul olmak herkese iyi gelebilir, ancak geçmiş yaşantıda takılı kaldığımız durumları, yaşanılan duygu durum bozukluklarını, çocuğumuza boşanma sürecini “en sağlıklı” nasıl aktarabileceğimizi ve boşanma süreci sonrasında yeniden günlük işlerimizi “kaldığımız yerden” nasıl devam ettirebileceğimizi uzman eşliğinde almamız, süreci kolaylaştırır. Eğer tüm bunlardan kaçmak diğer sorunlardan kaçmak için yapılıyorsa bu durum depresyonu ancak bir süre için ertelemeyi sağlar. Ancak sonunda, sorunlar çözümsüz kaldığı için çöküntü kaçınılmaz olur.
Birçok birey, boşanma sürecini tek başına atlatmaya çalışmaktadır. Zamanla bu süreci yönetebileceğine inanmaktadır. Ancak geçmişte yaşanılan her bir travma (büyük olması gerekmez), bir sonraki kuracağınız ilişki ya da çevrenizde iletişime geçtiğiniz kişilerle olan diyalogunuzu etkilemektedir. Bu süreci kabullenememe, yaşanan pişmanlık duyguları , gelecekle ilgili yoğun kaygılar , ne yapacağını bilememe , bir türlü adım atamama gibi duygular yaşanır. Bu duygulardan uzaklaşmak kişi için zordur. Psikolojik destekle bu süreç daha kısa sürede ve daha az zararla atlatılabilir. Gelecekle ilgili plan yapma, yaşamdan ve ilişkilerden yeni şeyler bekleme , bunlar için çaba gösterme kişinin artık sağlıklı olduğunun bir göstergesidir. Ancak sağlıklı ilerlenebilmesi için, geçmişte yaşanılan “kısır ilişki döngüsünün değişmesi”, “bağlanma stillerinin ele alınması”, “duygusal ve fiziksel travmaların yaralarının sarılması” ve benzeri örüntülerin çalışılması bireyi güçlü kılar. Hayatında daha sağlıklı ilişkiler kurmasına ve tüm yaşam alanına (işine, ailesine, arkadaşlarına vs.) olumlu yansımasına neden olur.