Boşanma ve Çocuk
Yazar Aydın Alp • Psikiyatrist • 31 Ekim 2018 • Yorumlar:
Hem ayrılanlar için, hem çocuklar için, hem de ailelerin diğer üyeleri için boşanma tatsız bir durumdur.
Boşanma, devamı mümkün olmayan, tıkanmış bir ilişkiden çıkış olarak görülebilir ancak boşanma kesinlikle ilk çözüm yolu olarak düşünülmemelidir. Boşanma en son başvurulacak çözüm yolu olarak görülmelidir. Her iki tarafın da görüş birliğinde olmadığı boşanmaların çoğunlukta olduğunu biliyoruz. Boşanma kaçınılmaz ise, çocukların hayatında ortaya çıkan bu dönüm noktasının ve ardından gelen yeni hayatın onlara en az hasarı vermesi ve geliştirici olması nasıl sağlanabilir?
Her aile kendine özgüdür. Herkesin durumu farklıdır, kendine özgüdür. Hiçbir boşanma birbirine benzemez; çünkü iki aile asla tamamen aynı değildir. Çocukların çoğu anne-babalarının boşanmasına tepki verirler, boşanma sürecinde üzüntü duyarlar ve kaygı yaşarlar. Çocuklar açısından boşanma kelimesi bile son derece sarsıcıdır. Bu nedenle boşanma kararı almaya çalışan anne babalar boşanmanın çocuk üzerindeki etkilerini çok iyi düşünmelidirler. Anne ve baba boşanmadan sonra çocuk açısından gerekli hassasiyeti gösterebilirse, çocukların çoğu boşanmanın getirdiği değişimi kabullenmeyi öğrenecektir. Anne-babanın birbirleriyle iyi iletişim içinde olmaları ve çocuklarına karşı değişmeyen bir sıcaklık ve sevgi hissetmeleri, çocuğun boşanma sürecine uyumunu kolaylaştıracaktır.
Boşanmadan sonra hayat devam eder. Boşanmadan sonra, hayat herkes için devam edecek. Üstelik, boşanan eşler artık karı-koca olmasalar bile, eğer çocukları varsa “akraba” olarak kalacaklar. Aradaki kan bağı, okula başlangıçlarda, mezuniyetlerde, sünnetlerde, düğünlerde, acılarda, hayatın diğer beklenen ve beklenmeyen dönüm noktalarında karşılaşmayı zorunlu kılacak. Boşanmanın çocukları örselemeden gerçekleşmesi pek mümkün değildir. Ancak çocuğun boşanma sürecinden en az zarar görmesi için anne baba elinden geleni yapmalıdır.
BOŞANMA ÖNCESİ HAZIRLIK
Boşanma çocuğu nasıl etkiler?
Boşanma çocuk açısından, ailenin bir anlamda yok olması ve ebediyyen kaybedilmesi olarak görülebilir. Bazı bağlar sürmekle birlikte, içine doğduğu aile artık yoktur. Bu durum kayıp ve üzüntü duyguları uyandırır. Boşanmanın çocuklar üzerinde yarattığı gerilimin ne derecede olacağı ve ne kadar süreceği birçok etkene bağlıdır.
Boşanma çocuğa nasıl söylenir?
Ayrılık ya da boşanma hakkında çocuklarınızla konuşarak başlayın. Çocuklarınızın neleri anlayıp anlayamayacağı konusunda düşünün. Açık ve dürüst olun. Özellikle onları doğrudan etkileyecek değişiklikler ve ileride olacaklar hakkında bilgi sahibi olmaları rahatlatıcıdır.
Değişikliklerin adım adım, yavaş yavaş gerçekleşmesini sağlayın. Aynı anda birçok değişiklik yapmayın. Bu, çocuğunuzun boşanma esnasında ve sonrasında kendisini daha güvende hissetmesini sağlar.
Çocukların boşanma sürecinde sık sorduğu sorular:
-Neden boşanıyorsunuz?
-Sen ve babam/annem tekrar bir araya gelecek misiniz?
-Benim yüzümden mi boşanıyorsunuz?
-Okulumu değiştirmek zorunda kalacak mıyım?
-Annemi/babamı ne sıklıkta göreceğim?
-Arkadaşlarımı görebilecek miyim?
-Büyükannemi ve büyükbabamı görebilecek miyim?
-Fakir mi olacağız?
-Tatillerimi kiminle geçireceğim?
Aynı zamanda çocuklarınızla, boşanma sonrası onların aile içindeki rollerinin değişip değişmeyeceği hakkında konuşun. Eğer siz tekrar çalışmaya başlayacaksanız veya iş saatleriniz değişecekse, evde onların yardımına ne kadar ihtiyaç duyacağınızı belirtin (sofrayı kurma, kendi odalarını temizleme gibi…) Ancak çocuklarınızdan eski eşinizin yerini almalarını beklemeyin, bu anlama gelebilecek ifadelerden kaçının: “Artık bu ailenin erkeği sensin” veya “tek dayanağım sensin”. Eğer hayatınızdaki değişiklikler baş edemeyeceğiniz bir hale gelirse bir psikoloğa başvurun. Psikolog, duygularınızı çözümlemenize ve olaylarla başa çıkmanıza yardım edebilir.
Çocuğunuza boşanma konusunda dürüst davranın.
Boşanma esnasında çocuğunuzu ilgilendiren her konuda sizin ve eski eşinizin aynı fikirde olması kolay olmayabilir. Çocuklarla ayrılık hakkında konuşmadan önce birçok kararı vermiş olmanız onlar için en iyisi olacaktır. Neler olup bittiği konusunda onlara açıkça ve basitçe bilgi verin. Bu değişikliklere alışmanın zaman alacağını, ancak yeni aile düzeni içinde de hayatın normal bir şekilde devam edeceğini vurgulayın.
Çocuklarınızın hislerini anlamak için elinizden gelenin en iyisini yapın.
Durum sizin için zor ise, çocuklarınız için daha zor olacaktır. Onları duygularını ifade etmeleri için cesaretlendirin. Olaydan etkilenen herkesin hissettikleri hakkında konuşması işe yarar, yaşanan gerilimi azaltabilir.
BOŞANMA AŞAMASI
Boşanma aşamasında çocuklarınız anne ve babanın her birinden özel ilgi görmek ve kendilerine zaman ayrılmasını isteyebilirler. Bu herkes için, ama özellikle çocuklar için zor bir süreçtir. Aşağıdaki önerileri aklınızda bulundurun:
Kızgınlığınız ya da hukuki mücadele çocuğunuzun ihtiyaçlarını göz ardı etmenize sebep olmasın. Çocuklar boşanmış anne-baba arasında geçen tartışmalara dolaylı veya dolaysız tanık olmamalıdırlar. Anne babadan her ikisi de geri adım atabilmeli ve uzlaşmaya razı olabilmelidir. Uzlaşmakta zorlanıyorsanız, özellikle boşanmanın erken evresinde bir arabulucudan yararlanın; bu avukatınız, saygın bir aile büyüğü ya da psikolog olabilir.
İletişim. Eski eşinizle iletişim halinde olmanız ve işbirliği yapmanız çocuklarınızın iyiliği için gereklidir. Unutmayın, her ikiniz de çocuklarınızı yetiştirmekle yükümlüsünüz. Anne-babalar bazen çocuğun bakımıyla ilgili meseleleri, çocuğu eski eşlerine götürdüklerinde veya teslim alırken tartışırlar. Eğer bu tür yüz yüze konuşmalar tartışmayla sonuçlanıyorsa, bu konuları telefonla görüşün, veya elektronik posta kullanın. Süregelen anlaşmazlıkları çözmek için bir psikolojik danışmandan yardım isteyin.
Görüşme ve velayet düzenlemeleri herkesçe kabul edilebilir olmalı. Medeni kanundaki hükümler, anne-babalara çeşitli görüşme-velayet düzenlemeleri yapma konusunda belli esneklikler sağlamaktadır. Velayetin fiziki boyutu çocuğun yaşadığı yere bağlıdır. Yasal velayet anne-babaların çocuklarının eğitimleri, tıbbi tedavileri vb. temel konularda söz hakkına sahip olmalarıdır. Yasal anlaşmazlıkları önlemek amacını güder; eğer çiftler kendileri uygun bir “yasa” da anlaşabilirse, ideal olan budur. Ancak, güven ilişkisinin zedelenmişliği, karşılıklı mutabakatların ömrünü kısaltır, denetimini de imkansızlaştırır.
Tarafların ‘iyiniyeti’ni sağlayacak ve denetleyecek tek öge çocukların yararı olacaktır. Görüşme düzeni ve kararların nasıl alınacağı konusunda ayrıntılı düzenlemeler yapılabilir. Çocuklar anne ve babalarında dönüşümlü olarak ve eşit sürelerle kalabilir, veya hafta içi-sonu, okul zamanı-tatil şeklinde ayarlamalar yapılabilir. Çocukların maddi, duygusal ve eğitimsel sorunlarıyla her iki ebeveynin de aktif olarak ilgilenmesi sağlanır. Acil kararlar konusunda anne ve babanın birbirini yetkilendirmesi ile hızlı karar verilmesi gereken durumlarda, bir iletişim aksaklığında, gereksiz gecikmeler önlenir. Çocuğun çıkarının korunabilmesi sağlanır.
Çocuklarınızın eski eşinizle ilişkisine saygı gösterin. O sizin “eski” eşiniz olabilir, ama çocuğunuzun “eski” annesi ya da babası değil. Diğer ebeveynle çocuğunuz arasındaki ilişkiye saygı gösterin. Onunla kendilerini suçlu, ya da size karşı sadakatsiz hissetmeden zaman geçirebilmelerine izin verin, sadece izin vermeyin, bunun gerçekleşmesini sağlayın. Eski eşiniz çocuklarınıza bakmayı kesinlikle reddetmediği sürece, fikir ayrılıklarınızın çocuklarınızı ondan uzak tutmasına izin vermeyin. Hem annesiyle, hem de babasıyla kuvvetli sevgi bağları oluşturmuş bir çocuk geleceğe en iyi şekilde hazırlanır.
“Ben terkedilecek bir çocuğum”. Çocuklarınızı, kimle yaşıyor olursa olsunlar, sevginizin değişmezliğine ikna edin. Öbür tarafı tercih ettiği, onu daha çok sevdiği gibi sitemler, onun sizi kaybetme korkusunu kamçılayabilir. Çocuklar çoğunlukla anne-babadan biri onları terk ederse, diğerinin de terk edeceğini düşünürler: “ben terk edilecek bir çocuğum” düşüncesine kapılabilirler.
Boşanma sonrası çocuklarınızın gündelik programlarının sade ve önceden belli olmasını sağlayın. Çocuklar ayrılık ve boşanma sürecinde çok fazla değişim yaşarlar. Değişimin sarsıcılığını azaltmak için günlük alışkanlıklarını pek değiştirmeden korumaya çalışın. Boşanma sonrasında, anne-baba kendini suçlama eğilimine girebilir. İşlerin kontrolünü çocuklara vererek kendini bağışlatacağını bilinçli-bilinçsiz düşünen birçok anne-baba vardır. “Sen nasıl istersen öyle…” yaklaşımı, tahminlerin aksine, çocukta gerginliği ve tedirginliği arttırıcı bir etki yapar. Gereksiz bir sorumluluk duygusu yaratır.
Güvenilir ve tutarlı olun. Çocuklarınızla her dakika birlikte olmasanız da, annesi/babasısınız. Çocuklarınızın onlardan beklentilerinizi bilmeleri ve ona göre davranmaları gerekir. Ayrı yaşayan anne-babalar, çocuklar için belirli ve tutarlı kurallar koymaya çalışırsa, çocuklar çelişkiye düşmezler.
ÇOCUKLAR NASIL TEPKİ VERİRLER?
Ayrılık / boşanma yaşayan ailelerde, çocukların hissettiklerinin iyisi-kötüsü, doğrusu-yanlışı nedir, bunu tam belirlemek mümkün değil. Çocuklar yaşlarına, cinsiyetlerine, duygusal durumlarına ve aile desteğine bağlı olarak farklı tepkiler gösterebilirler.
Tepki göstermek normaldir, süresi ve şiddeti önemlidir. Çoğu çocuk anne-babalarının boşanmasını veya ayrılığını kabul etmekte zorlanır. İlk söyleyeceğiniz de bunu saptamak ve onlara açıkça aktarmaktan ibarettir: “Kafan karışabilir, sinirli, gergin, hırçın olabilirsin. Öyle değilmiş gibi yapma, seni geren, üzen durumlar hakkında biraz konuş…”
Tepkiler yaşa göre değişir. Yaş, tepkilerin niteliğini belirleyen en önemli gelişimsel etkendir. Yaşa göre sıraladığımız aşağıdaki tepkiler, durup üzerinde düşünmenizi sağlayabilir ve bir uzmana danışmanızı gerektirebilecek durumlar hakkında bir fikir verebilir. Sıraladığımız davranış ve duygular, aşırılık ve süreklilik gösterdiğinde, tepki zarar verici olmaya başlamış demektir.
5 yaşından küçükler;
-kederli görünebilir,
-başka insanlardan korkabilir,
-anne/babadan ayrılmak istemeyebilir,
-uyku problemleri yaşayabilir,
-yemek problemleri yaşayabilir,
-huysuzluk nöbetlerine girebilir,
-tuvalet eğitimiyle ilgili zorluklar gösterebilir,
-boşanmadan kendilerini sorumlu hissedebilirler (buna özellikle 3-5 yaş arasındaki çocuklarda rastlanır).
Okul çağındaki çocuklar;
-karamsarlaşır, içine kapanabilir,
-öfkelenebilir,
-dikkati dağılır, toplanamaz,
-notları düşebilir,
-huysuzluk krizleri geçirebilir,
-sürekli sızlanır,
-saldırganlaşabilir,
-anne-babayı tekrar bir araya getirme çabasına girer,
-anne ya da babadan birisinden yana olmaları bekleniyormuş gibi taraf olur.
Ergenlik çağındaki çocuklar;
-İçe kapanabilir,
-mutsuz hissedebilir,
-öfkesini kolayca gösterebilir,
-saldırganlaşabilir,
-vakitsiz veya riskli cinsel ilişki, uyuşturucu kullanımı gibi davranışlara yönelebilir,
-boşanmanın yaşantısında ekonomik bozulma yaratmasından kaygılanabilir.
BOŞANANLAR NASIL TEPKİ VERİRLER ?
Eşlerin boşanmanın da, evlenme gibi, zaman gerektiren bir süreç olduğunu ve ayrılığın tamamlanmasının mahkeme işlemlerinden daha uzun sürebileceğini başta kabullenmeleri gerekir. Eşlerin boşanmanın etkileriyle mücadele etme tarzları çocukların buna uyum sağlama süreçlerini de etkileyecektir. Boşanmaya karşı pek çok yetişkinin gösterdiği en yaygın tepki depresyondur. Depresyondayken, mantığınız, gücünüz her zamanki kadar iyi olmayabilir. Bu tip bir sorunun tedavisinden kaçınmayın. Sizin sağlıklı olmanız bu zor zamanda çocuklarınıza yardımcı olabilmeniz için şarttır.
Anne ya da babanın birbirleriyle sürekli mücadele halinde olması çocuklarının boşanma ve ayrılığa uyum sağlamalarını daha da zorlaştırır.
Gelecek için söz vermeli mi? “Evlenecek misin, evlendiğin kişi bize ne yapacak? “Bu sorulara çok dikkatli cevap verilmesi gerekir. Onun çıkarlarını her şeyin üstünde tutacağınıza söz vermekten çekinmeyin; ve elbette ki bu sözünüzü mutlaka tutun. Büyük olasılıkla, bir sonraki evlilik kararınızı verirken, çocuğunuza ilişkin durum önemli bir rol oynayacaktır.