Boşanmak İstiyorum Ama….

Yazar Harun AyseverPsikolog • 20 Eylül 2020 • Yorumlar:

Bir dakika durup düşünün “eşiniz olacak kişinin 14-15 yaşlarında olduğunu ve sizin dünyaya henüz gelmediğinizi” Başta kulağa pek hoş gelmeyebilir. Fakat kim bilir etrafınızda böyle bir durum ile karşı karşıya kalan (erken yaşta evlenen) ya da kalmak üzere olan birinin olduğunu görebilmeniz muhtemeldir. Aynı zamanda yine sıklıkla karşılaştığınız ya da karşılaşma olasılığımızın yüksek olduğu bir diğer ifadeler ise “keşke şimdiki aklım olsa kesin karşı çıkardım”, “nasıl olduğunu bende bilmiyorum”, “şartlar öyleydi evlenmek zorunda kaldım”, “annemin/babamın baskısı yüzünden evlenmek zorunda kaldım”, “evlenirsem çok daha rahat olurum diye düşündüm”, “evlenmeyi ben istedim ama şuan çok pişmanım” gibi birçok yakarışlardır. Erken yaşta evliliğin insan psikolojinin nasıl etkilediği ve boşanmak istiyorum ama…lara geçmeden önce erken yaşta evliliğin nedenlerini bilmemizde fayda olacaktır. Bunların başında eğitimsizlik, ekonomik düzey, gelenek görenek, dini inanç, şiddet, eşitsizlik, doğal afet ve savaşlar olarak sıralamak mümkündür. Erken yaşta evliliğin beraberinde getirmiş olduğu sorumluluk, henüz kendi benliğini oturtmamış çocuk için fazlasıyla ağır bir yüktür. Bu durum bir yandan kişisel, bir yandan da evlilik hayatında çeşitli sorunların oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Evliliğe fiziksek ve psikolojik açıdan hazır olmayan bir çocuğa, aniden yetişkin rolü yüklenmesi, 10-18 yaş arasındaki çocuklar için travmatik olanların başlamasına neden olmaktadır. Erken yaşta evliliklerde çocukların cinsel ilişkiye zorlanması, aile, ev, çocuk bakımı gibi sorumlulukların yüklenmesi, ruhsal problemlerin oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Çocukların yetişkin hayatına hazırlayacak, aile ve topluma katkı sağlayacak, aile kurabilme ve çocuk yetiştirebilmek için gerekli bilgi ve olgunluğa sahip olmadan evlendirmek zorunda kalan çocuklar kendini aciz ve yeteneksiz görmesine de neden olmaktadır. Tüm bu zorlu sürece erken yaşta maruz kalan çocuğun, depresyon, kaygı bozukluğu, içine kapanıklık, uyum bozukluğu, öfke patlamaları gibi farklı birçok ruhsal problemler yaşamaktadır. Erken yaşta evlenmek zorunda kalanların genellikle eşleriyle olan ilişkilerinde daha az söz hakkına sahip oldukları, güç dengesinde eşitsizliğin görülmesi, ihmal, istismar, hor görülme, terk edilme riski gibi durumlarla karşı karşıya kalma olasılıkları da oldukça yüksektir.

Ve zaman iyisiyle kötüsüyle ilerlemeye devam ediyor… Erken yaşta evlenen çocuk bir yetişkin oluyor ama dönüp arkasına baktığında yaşanmamış bir çocukluk, ergenlik, ihtiyaç duyduğu sevgi, ilgi ve eğitimin yaşanmadığını, erken yaşta tadılan annelik duygusu ve beraberinde gelen birçok sorumluluklarla yaşamaya çalışıyor.

Yaş ilerledikçe ve 25-30 yaşlarına geldiğinde yine istekler, arzular, farklılaşıyor. Doğal olarak eşin yaşı da bir o kadar ilerlediği için farklı oluşan çatışmalarda eklenerek devam ediyor. Yapılan hatanın geri dönüşü olmadığı, olsa da bunun daha büyük riskler oluşturduğu düşünülüyor. Ve tam o sırada “Boşanmak istiyorum ama….” İfadeleri kullanılmaya başlandığı söylenebilir. Boşanmak istiyorum ama çocuklarımla ne yaparım, nerede yaşarım, nasıl geçinirim, ailem ne der, eş-dost-akrabalar nasıl tepki verir, eşim bunu kabul etmez ve yine bilmediğimiz daha birçok amalar mutsuz bir evliliğin sürdürülmesine neden olmaktadır. Her şeyden önemlisi mutsuz bir evliliğin oluşması ile kişide olan psikolojik problemler kişinin yaşam dengesini alt üst etmesine neden olmaktadır. Yapılan bir araştırmada erken yaşta evlenen kız çocuklarının %29’unda intihar düşüncesine sahip olduğu, %21’inde ise intihar girişimi olduğu ortaya koyulmuştur. Bu nedenle sağlanabilecek sosyal destek ya da psikolojik destek oluşabilen ruhsal problemleri engellemede oldukça önemlidir.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)