Boyun Fıtığı
Yazar Selçuk Özdoğan • Beyin Ve Sinir Cerrahı • 14 Temmuz 2020 • Yorumlar:
Omurgamız, omur adı verilen kemiklerin birbirlerine bağlanmasıyla oluşur. Bu kemikler birbirlerine bir adet “disk” ve iki adet “faset eklem” ile bağlanırlar (Resim 1). Disklerin omurları birbirlerine bağlamak dışında; omurga hareketlerinde, omurganın esnekliğinde, yükün omurlara ve omurgaya düzgün bir şekilde dağılımında ve darbelerin şiddetinin emilimi (şok abzorbsiyonu) ve dağıtımında da önemli rolleri vardır. Tüm bu yapıların ana amacı ise, omurga biyomekaniğinin ve omurga kanalının içerisinden geçen omuriliğin korunmasıdır.
Diskler yapısal olarak iki tabakadan oluşur. Dış kısımları sert ve kalın bir yapıdadır. Bu kısmına “annulus fibrosus” denir. İç kısımları ise yumuşak, su içeriği fazla kıkırdak (jöle kıvamına yakın) yapıda olup bu kısma da “nükleus pulposus” denir (Resim 2). Dış tabaka bu kısmı kapsül gibi çevreleyerek içerisinde tutar. Çeşitli sebeplerle dış sert tabakanın yapısında bozulmalar meydana gelir. Bunun sonucunda dış tabaka yırtılarak içerisindeki yumuşak kısım (nükleus pulposus) dışarı çıkarak omuriliği ve/veya omurilikten çıkıp vücuda yayılan sinir köklerini sıkıştırabilir. Bazen de dış sert tabaka tamamen yırtılmaz, ancak sertliğini kaybeder. Bu durumda da, içerideki yumuşak tabakanın da dış tabakayı ittirmesiyle, omurilik ve/veya sinir kökleri sıkışabilir. Bu iki durum da “boyun fıtığı” olarak adlandırılır. Halk arasında bahsedilen “patlamış boyun fıtığı”, dış tabakanın yırtılmasıyla birlikte oluşan tiptir. Ancak burada önemli olan omuriliğin maruz kaldığı basıdır ve her iki tipin de “boyun fıtığı” olarak tanımlanması doğrudur.
Boyun fıtığı risk faktörleri nelerdir?
Yaşın ilerlemesiyle disklerde yıpranma olduğu için boyun fıtığı olasılığı artar. Çünkü yaşlanmayla beraber omurların arasındaki disklerin içerisindeki sıvı oranı azalır ve yapılarında bozulmalar meydana gelir.
Hapşırma sırasında karın bölgesi ve kafa içinde basınç artar ve bu durum vücutta daha önceden var olan sorunları ortaya çıkarır. Ağır yük kaldırmayla ya da herhangi bir travmayla meydana gelen bel, boyun fıtıkları hapşırma ve öksürmeyle de oluşabilir.
Uzun müddet aynı pozisyonda kalmak, devamlı bilgisayar kullanımı ve hatalı duruşlar boyun fıtığını tetikleyici etki gösterirler. Uzun süre bilgisayar başında oturanlar tek noktaya odaklandıkları için boyun kaslarının yeterince hareket etmemesinden boyun fıtığı oluşabilir.
Ani hareketlerde bulunmak boyun fıtığının meydana gelmesinde önemli rol oynar. Trafik kazaları sırasında boynun gidip gelmesi durumunda kalıcı ve ciddi proplemler ortaya çıkabilir. Trafik kazaları dışında boyna alınan her türlü darbe de rol oynayabilir.
Bayanlar için de özellikle dikiş, nakış, temizlik, perde asma, cam silme gibi işler boyun ağrılarının artmasına sebep olmaktadır. Özellikle ev hanımları ağır kaldırır, iter, çeker ya da uzanarak iş yaparlar. Bu yapılan hareketler sonucu önce boyun ağrısı, sonra da fıtık oluşabilir.
Basketbol ve voleybol gibi sporlar, denize balıklama atlanması boyun fıtığına neden olabilir.
Koltukta uyuyakalmak gibi sebeplerle boynun bir tarafa kontrolsüz düşmesi neticesinde de boyun fıtığı yavaş yavaş gelişebilir.
Uygun olmayan yatak ve yastık kullanımı boyun fıtığına neden olabilir.
Sigara damarlarda daralmaya yol açarak boyun bölgesinde kanlanmanın azalmasına neden olur. Bu da dokulardaki beslenmenin bozulmasına ve boyun fıtığına sebebiyet verir.
Egzersiz ve spordan uzak yaşam boyun kaslarının zayıflamasına, kasların taşıması gereken yükün omurgaya ve disklere binmesine neden olarak boyun fıtığı gelişimi ihtimalini arttırır.
Bunların dışında, yukarıda belirtilen risk faktörlerinin hiç birini taşımayan kişilerde de boyun fıtıkları görülmektedir.
Her boyun ağrısı boyun fıtığı mıdır? Boyun fıtığının belirtileri nelerdir?
Boyun ağrısı şikayeti olan insanların büyük çoğunluğu öncelikle boyun fıtığından şüphelenirler. Ancak bel ağrılarında olduğu gibi boyun ağrılarının da boyun fıtığı dışında bir çok nedeni vardır. Yanlış hareket, uygunsuz yatış pozisyonu, uzun süreli sabit pozisyonda çalışma, sırt ve boyun bölgesinin soğuğa maruz kalması gibi nedenler boyun ağrılarının sık sebeplerindendir. Bunların dışında; boyun düzleşmesi (servikal lordoz düzleşmesi) denilen durumda da boyun ve sırt ağrıları sık görülür (Resim 3). Bunların dışında da boyun ağrısına neden olabilecek onlarca hastalık mevcuttur. Kalp hastalıkları, akciğerin üst kısmında yerleşen tümörler de benzer şikayetlere neden olabilir.
Boyun fıtığının kendine has bazı bulguları vardır. Kollara giden sinirler sıkıştığından, tek veya her iki omuza/kola/ele yayılan ağrılar, kollarda/ellerde uyuşmalar, boyun hareket kısıtlılıkları, enseden art kafaya, göğse ve sırta yayılabilen ağrı, el ya da kol kaslarında kuvvetsizlik, ince el becerilerinde yetersizlikler (düğme ilikleme, yazı yazma gibi), kavrama problemleri (elinden cisimleri düşürme), el/kol kaslarında incelme boyun fıtığının belirtileridir. Boyun fıtığı ilerlerse bulgular bacaklara da yayılabilir. Bacaklarda uyuşma, güçsüzlük, dengesizlik, bacaklarda sertlik, mesane problemleri, yürüyememe gibi belirtiler görülebilir.
Boyun ağrısının nedeni basit bir kas spazmı (kasılması) olabileceği gibi, daha ciddi kaynaklı da olabilir. Her ne kadar boyun ağrılarının en sık nedeni kas-eklem kaynaklı olsa ve bunların da çoğunluğu ameliyat dışı tedavilerle iyileşse dahi, eğer 3 ay veya daha fazla süreli boyun ağrısı (kronik boyun ağrısı) şikayetiniz mevcutsa doktorunuza muayene olmanız gerekir.
Boyun fıtığı teşhisi nasıl koyulur?
Boyun fıtığında en güvenilir teşhis, hekimin yapacağı muayenedir. Burada, hastanın şikayetleri ve hekimin muayene bulguları en önemli tanı kriterleridir. Kesin tanıya götüren tetkikler ise; MR (en sık kullanılan), bilgisayarlı tomografi, röntgen ve EMG (elektromyografi)’dir (Resim 4).
Hekim; hastanın şikayetleri ve muayene bulguları eşliğinde boyun fıtığından şüphelendiyse bahsedilen tetkikleri isteyebilir, bulguların cerrahi girişim gerektirmediğini düşünüyorsa tetkik istemeyip tedavi düzenleyebilir, takibe alabilir ya da başka bir branştaki meslektaşına yönlendirebilir. Her boyun ağrısında veya boyun fıtığı şüphesinde ileri tetkik gerekmemektedir.
Omuriliği (yukarıdan aşağı uzanan, iki kırmızı ok arasında gösterilen beyaz alan) sıkıştırmış bir boyun fıtığının (sarı daire içerisinde) MR görüntüsü.
Boyun fıtıkları neye göre adlandırılır?
Disklerin ve dolayısıyla boyun fıtıklarının adlandırılmaları bulundukları omurların isimlerine göre yapılır. Vücudumuzda 7 adet boyun omuru vardır. Bunlar yukarıdan aşağıya; C1, C2, C3, C4, C5, C6, C7 olarak adlandırılmışlardır (C=Cervical). En alttaki boyun omurunu (C7) birinci torakal (sırt) omuru (T1) takip eder. Diskler hangi iki omur arasındaysalar o ismi alırlar (ör, C5-6 diski). Boyun fıtıkları da hangi diskten kaynaklanıyorlarsa ona göre adlandırılırlar (ör, C5-6 boyun fıtığı ya da C5-6 disk hernisi).
Boyun fıtığında ameliyat dışı tedavi seçenekleri nelerdir?
Erken Evre: Boyun fıtığının tedavisi fıtıklaşmanın sinirlere yaptığı basının derecesine bağlıdır. Eğer sadece boyun ve/veya sırt ve/veya kol ağrısı mevcut, herhangi bir hissizlik, aşikar güç kaybı, bacak bulguları, mesane problemleri yoksa boyun fıtığı başlangıç safhasında demektir. Bu halde hastaya ağrı kesici, sinir kökü üzerindeki ödemi giderici ve kas gevşetici ilaçların verilmesi, kısa süreli boyunluk kullanımı, yatak istirahati ve boynunu zorlayacak hareketlerden kaçınması, uygun yatak ve yastık kullanımı, ağrı azalınca hafif boyun egzersizleri önerilir.
Boyun Fıtığı İlerlerse: Eğer yukarıdaki önerilere, istirahate ve ilaçlara rağmen hastanın şikayetleri devam ediyorsa fizik tedavi uygulanabilir. Fizik tedavi mutlaka bir uzmanın denetiminde olmalıdır. Fizik tedavi sırasında ilk bir kaç gün ağrılarda artma olabilir, ama hasta fizik tedavi uzmanının önerdiği sürece tedaviye devam etmelidir. Eğer yapılan tüm tedavilere rağmen hastanın ağrıları geçmemiş ise spinal enjeksiyon tedavileri ya da “nükleoplasti” metodu uygulanabilir. Nükleoplasti ileri dereceye ulaşmamış boyun fıtıklarında fıtıklaşmış diske röntgen altında bir iğne ile girilerek radyofrekans dalgalarıyla diskin ısıtılması, diskin içindeki sinirlerin harap edilmesi ve diskin içinde boşluklar açarak fıtığın çökmesi esasına dayanır. Nükleoplasti tek seans olarak, lokal anestezi altında hasta uyumadan ameliyathane şartlarında yapılır ve hastanede yatma gerektirmeden uygulanan bir metottur. Riski çok düşüktür, ama fıtığı tamamen yok etmesinin garantisi yoktur ve başarı yüzdesi çok yüksek değildir. Ayrıca tüm boyun fıtığı tiplerinde uygulanmadığı bilinmelidir.
Bunların dışında; istirahat, ilaç tedavisi ve fizik tedaviye karşı üstünlükleri kanıtlanamamış olan traksiyon (çekme), manuel (elle) tedavi, ciltten lazer tedavisi ve ozon tedavisi gibi yöntemleri uygulayanlar vardır. Bu tedavilerin bilinçsizce ve kontrolsüz yapılması veya hızlı bir şekilde ameliyat olunmasını gerektiren durumlarda bu yöntemlerle vakit harcanması halinde geri dönüşü mümkün olmayan sorunlar oluşabilmektedir.
Ameliyat olmamam halinde neler olabilir?
Vücudumuzdaki bazı hücrelerin hasar gördükten ya da öldükten sonra kendilerini yenileyebilme kabiliyetleri yoktur. Sinir hücreleri de bu tip hücrelerdendir. Bu nedenledir ki felç (inme) ya da omurilik yaralanmaları gibi durumlar kalıcı hasarlar bırakmaktadır.
Boyun fıtığında da asıl problem omuriliğin ya da omurilikten çıkıp vücuda dağılan sinirlerin sıkışıp hasar görmeleridir. Zamanında ameliyat olunmaması halinde hastada gelişmiş olan kuvvet kaybı, his kaybı, idrarını tutamama, kol-bacaklarda yanma-karıncalanma, yürüme bozuklukları düzelmeyebilir.
Maalesef halk arasında “ameliyat olursam sakat kalırım, uzun süre yataktan kalkamam, boyunluk takmak zorunda kalırım veya fıtığım tekrarlar, tekrar ameliyat olurum” gibi inanışlar mevcuttur. Artık yeni ameliyat teknikleri ve cihazlar sayesinde bu kaygılar geçerliliğini yitirmelidir. Ameliyat gereken durumlarda ameliyat olmamanın getireceği sorunlar çok daha büyüktür.
Boyun fıtığı ameliyatı nasıl olur?
Boyun fıtığı ameliyatları önden ve arkadan girişimler olarak ikiye ayrılır. Ameliyatın önden veya arkadan yaklaşımla yapılması kararı, beyin ve sinir cerrahı tarafından sizin muayeneniz, radyolojik incelemeleriniz (MR) sonrasında verilir. Bu kararda boyun fıtığının yeri, cerrahın deneyimi gibi faktörler etkendir.
Önden yapılan yaklaşım için genellikle boynun sağ tarafı kullanılır. 4-5 cm’lik yatay kesi yapılması ardından cilt altı dokusu, onun hemen altındaki yüzeyel kas tabakası geçilir ve boyun kasları arasından şah damarı görülene kadar ilerlenir. Omurgaya ulaşmak için özel ekartörlerle şah damarı dış tarafa, yemek ve soluk borusu iç tarafa alınarak boyun omurgası ön kısmına ulaşılır. Ameliyat yapılacak omurlar arasını saptamak için ameliyat sırasında röntgen çekilir ve ameliyat yeri teyit edilir. Ardından ekartörler yerleştirilir. Ameliyatın bu aşamadan sonrası mikroskop altında yapılan mikrodiskektomi (diskin çıkarılması) işlemidir. Bu yaklaşımda boşaltılan disk yerine komşu iki omuru sabitlemek amaçlı protezler veya kemik konulur. Sonrasında son 1 kez röntgen ile ameliyat mesafesi kontrol edilir ve kanama kontrolü ardından kesi yeri dikiş alınmasına gerek kalmayacak şekilde kapatılarak operasyon sonlandırılır.
Arkadan yapılan yaklaşım daha sınırlı sayıdadır. Eğer fıtık orta hatta değil ve omurilikten çıkan sinir kökünün omurilik kanalını terk etmek üzere girdiği kanalın (foramen) ağzındaysa o zaman arkadan yaklaşım önerilebilir.
Boyun fıtığı ameliyatı sonrası
Cerrahın tercihine göre değişmekle birlikte hastalar ameliyattan 2-3 saat sonra, 8 saat sonra ya da ertesi sabah ayağa kaldırılır.
Genellikle ilk 24 saat içerisinde taburcu olunur.
Evinize araç içinde oturarak gidebilirsiniz.
Evde günlük basit aktivitelerinizi yapabilirsiniz.
Ameliyat sonrası bir süre önden açılıp kapatılan giysiler kullanınız.
İlk bir hafta (bazen daha fazla) yutmada güçlük, boğazda takılma hissi olabilir. Sorun yemek borusundaki ödemdir. Bu nedenle ilk 3-4 gün yumuşak içerikli yiyecekleri tercih ediniz.
Ses kısıklığı olursa çoğunlukla geçicidir, ancak bazen 3 ay sürebilir. Kalıcı ses kısıklığı çok nadirdir.
İlk günler boynunuzda kesi yerinde bazen ağrı, yanma hissi ve batma gibi yakınmalar olabilir. İlerleyen dönemde önce ağrı geçer. Uyuşukluk, karıncalanma gibi sorunların geçmesi daha uzun zaman alabilir.
Cerrahın tercihine göre boyunluk önerilebilir.
Taburcu olurken verilen ilaçlar bitince aksi söylenmemişse tekrar ilaç almanıza gerek yoktur.
Yatağınızın ve yastığınızın boyun sağlığı için uygun olmasına dikkat ediniz. Uyku için mutlaka yatağınızı kullanınız.
Ameliyat sonrası size verilen randevu gününde kontrole geliniz.
Dikiş alınmasına gerek yoktur. Bazen dışarıdan dikiş yapılması gereken durumlar olur, o zaman dikişleriniz 7. günde alınır.
Yara yerinde kızarıklık, şişme, akıntı olursa, doktorunuzu arayınız.
Boyunluk kullanılması önerilmişse ilk 15 günden sonra kullanımı tamamen bırakınız. Ancak ilk 3 ay araçla seyahat ederken sadece seyahat esnasında takınız ve araçta başınızın arkasında bulunan koltuk yastığının, başınızla aynı yükseklikte olmasına dikkat ediniz.
Ameliyat sonrası taburcu olduktan sonra dışarıya çıkabilirsiniz.
Masa başı işte çalışanlar arzu ettiği takdirde 3 hafta-1 ay sonra işlerine dönebilirler. Ancak ağır işte çalışanlar 6 hafta dinlenmelidir.
İlk 6 hafta elinizde 1 kg’dan daha fazla ağırlık taşımayınız. 1 yıl sonrasında da her iki elinizde toplam 7 kg’ı geçen ağırlık taşımamaya özen gösteriniz.
Ameliyat sonrası 6 hafta araba kullanmayınız.
Kısa uçak yolculukları yapabilirsiniz. Ancak uzun (okyanus aşırı gibi) uçak yolculuklarını ilk 3 ay yapmayınız.
İlk 4 ay temas gerektiren spor aktivitesi yapmayınız. Sadece yürüyüşle yetinin. Sonrasında da yine temas sporu olmayan spor aktivitelerine başlayabilirsiniz. En çok önerilen spor aktivitesi yüzmedir.
Tam anlamıyla iyileşme dönemi olarak adlandırdığımız dönem 4 ay ve sonrasıdır. Bu dönemden sonra bir çok aktivitenizi önceki sağlıklı döneminizdeki gibi yapabilirsiniz.
Normal günlük yaşamınıza döndükten sonra da size verilen egzersiz programını uygulamayı ve olanaklı ise yüzme egzersizlerini sürdürünüz.
Boyun fıtığı tekrarlar mı?
Önden yapılan girişimlerde diskin tamamı çıkarıldığından tekrarlama ihtimali yoktur. Arkadan yapılan girişimlerde ise diskin sadece fıtıklaşmış kısmı çıkarıldığından tekrarlama ihtimali vardır. Ayrıca ilerleyen zamanlarda diğer disklerinizde de yeni fıtıklar gelişebileceği unutulmamalıdır.