"Bu Benim Kaygım Mı, Yoksa Son Derece Yaygın Mı?"

Yazar Erdem OcakPsikolog • 21 Nisan 2021 • Yorumlar:

Anksiyete; kaygı, üzüntü, tasa, sıkıntı, endişe anlamına gelmektedir. Hayatımızın herhangi bir döneminde, herhangi bir alanda bu duygularla karşılaşabiliriz. Kaygı, mutlu olma durumu kadar normal ve hatta gereklidir. Bu yüzden kaygılı hissettiğiniz anda aklınıza hastalıklı olma, sağlıksız olma gibi düşünceleri getirmemeniz gerekmektedir. Gerekli miktarda kaygı bizi tehlikelere karşı önlem almamıza, çeşitli risklere karşı tedbirli olmamıza teşvik eder.

Uçurum kenarından yürüyen birini gördüğümüzde içimizde yaşananlar, o kişinin hayatının tehlikede olmasıyla ilişkili olup mevcut durumun güvenilir hale getirilmesi ve uçurumun kenarından uzaklaşması sonucu normale geri dönme eğilimi gösterir. Topluluk önünde konuşma yapması gereken birinin yaşadığı stres, kişinin konuşmasına çalışmasını, konuşmasına yönelik bir plan program yapmasını teşvik eder. Aynı şekilde sınava girecek olan bir öğrencinin sınav hakkındaki endişeleri de, onu ders çalışmaya itecektir. Tüm bunların olmadığını varsaydığımızda bizi nasıl bir hayatın beklediğine bakalım.

Uçurum kenarında olan birini gördüğümüzde bu kişinin düşüp hayati bir tehlike yaşamasına dair endişe duyarız. Bu endişe, bizim o kişiyi uyarmamızı ve kişinin güvenli bölgeye dönmesini sağlar. Aksi takdirde kişinin uçurumdan düşmesi ve hayati bir tehlike yaşaması söz konusu olacaktır fakat beyin yaşamsal fonksiyonlara yönelik olarak çalışmakta ve buna yönelik bir tehdit durumunda harekete geçmektedir. 

Aynı şekilde topluluk önünde konuşma yapacak olan kişi, sözgelimi insanlara rezil olma, insanlar karşısında küçük düşme veya değersiz hissetme gibi sıkıntılara girebilir. Bu sıkıntılar son derece olağan olup, kişiyi konuşmasını yapacağı konu hakkında daha fazla bilgi almasına, konuşmanın giriş-gelişme-sonuçlarını planlamasına yönelik harekete geçirecektir. 

Bu tür endişelerin olmadığı bir durumda kişinin yaptığı konuşmaya dair çeşitli sorulara cevap verememesi, onun yetersiz hissetmesine sebep olacaktır. Sınava girecek olan öğrencinin herhangi bir stres yaşamaması da aynı şekilde sınavdan düşük not almasına ve başarısız bir performans göstermesine sebep olacaktır.

 Tüm bu örneklerle temel olarak anlatılmak istenen şey: gerekli miktarda kaygılı olma durumunun, tıpkı mutluluk, üzüntü, heyecan kadar normal olduğu. Bu yüzden yaşadığınız kaygı durumunun derecesini önce bir gözden geçirip sonrasında günlük yaşamınızı ne kadar etkilediğine dair kendinizi incelemeniz gerekmektedir. 

Eğer yaşadığınız kaygı durumu sizin günlük yaşantınızda yaptığınız faaliyetleri etkileyecek derecede ise bu durumda bir uzman görüşüne başvurmanız faydalı olacaktır.  

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)