Burun Estetiği
Yazar Ertan Günal • Plastik Rekonstrüktif Ve Estetik Cerrahi Uzmanı • 3 Temmuz 2017 • Yorumlar:
BURUN ESTETİĞİ
ESTETİK BURUN AMELİYATI NEDEN ZORDUR
Bu ameliyat zordur çünkü burun kapalı bir kutu gibidir ve siz bu kutunun sadece bir tarafından bu ameliyatı yapmak zorunda kalırsınız. Bu ameliyatta bilinmezlikler çoktur çünkü burnun yapısını oluşturan kemik ve kıkırdaklar birbirisinden bağımsız olarak ama bir bütün olarak bulunurlar ve iyileşme döneminde farklı davranabilirler. Bu yüzden sonrasında en sık revizyon, yani ikinci bir düzeltme ameliyatı yapılan estetik ameliyat budur. Dünya standartlarında bir cerrahın her 10 vakasından birine revizyon yapmak zorunda kalması normal kabul edilir. Diğer yandan bu ameliyat iyi yapıldığında çok iyi sonuçlar verir
AMELİYAT
Rinoplasti ameliyatı açık ve kapalı teknik olarak iki şekilde yapılabilir.
- Kapalı teknikte bütün kesiler burun içerisinde yapılır. Cerrah içeriden çalışarak ameliyatı tamamlar.
- Açık teknikte ise burun ucunda 3-4mmlik bir kesi yapılarak burun ucu açılır.
İki teknik arasındaki fark cerrahın ameliyata hâkimiyeti ile ilgili. Burun ucundan yapılan kapalı teknik daha çok bir şişenin içerisinde ameliyat yapmaya benziyor. Eğer sadece şişenin içerisinden bir şeyler çıkarmayı planlıyorsanız sorun çıkmayacaktır ama eğer içeride bir gemi maketi yapmak istiyorsanız işiniz zor. Açık teknikte ise cerrah burnun ön 2/3 kısmında kalan yapılarını önünde görebilir.
Hangi tekniğin daha iyi olduğu bu ameliyatı yapan doktorlar arasında hep tartışma konusudur ve bu konuda bir karar verilmiş değil.
Yukarıdaki tariflerimden anlayabileceğiniz gibi benim tercihim büyük oranda açık teknik yönünde. Bunun en önemli sebebi görmeden, körleme yapılan ve bu kadar da hata affetmeyen ince bir işin sonucunun iyi olabileceğine inancım olmaması. Zaten birçok cerrahi manevranın sadece açık teknik ile mümkün olabileceği, kapalı teknik ile hayal bile edilemeyecek düzeltmelerin açık teknik ile mümkün olduğu kapalı teknik savunucularının bile itiraz edemediği bir şey. Ben açık yapılan ameliyatlardan sonra revizyon ihtimalinin de düştüğüne inanıyorum.
Açık tekniğin en büyük handikabı burun ucunda iz bırakması. Ama bu iz, iyi yapılan bir ameliyattan sonra neredeyse belirsiz oluyor ve burnun altında kalıyor. Birçok hasta bu izi ameliyat sonrasında unutuyor.
Bu konuda yine de doktorunuza danışın ve ona güvenin. Her cerrah en iyi bildiği ve inandığı yöntemler ile en iyi sonucu alacaktır. Yukarıda anlattıklarım sadece benim kişisel görüşlerim.
ÇOK KÖTÜ AMELİYATLAR GÖRÜYORUM, BEN DE Mİ ÖYLE OLACAĞIM ?
Doğal olmayan, çok küçük, karşıdan bakınca burun delikleri gözüken “ameliyatlı burunlar” ben de görüyorum. Kötü yapılmış bir burun ameliyatını nasıl anlayabileceğinizi ayrı bir sayfada anlattım. Ameliyat sonucunun tamamen ameliyatı yapan doktorun kullandığı tekniklere, becerisine ve yapmak istediklerine bağlı olduğunu unutmayın.
Sadece burnu küçülterek kalkık bir burun şekli vermek doğal olmayan bir sonuç ortaya çıkarır. Modern tekniklerde artık neredeyse hiç bir şey çıkarılmadan sadece dokuların yerleri, konumları ve şekilleri değiştiriliyor.
Eskiden burnu kalkık göstermek amacıyla burnu iyice küçültüp başlama noktası olabildiğince aşağı alınırdı. Böylece sanki burun kalkıkmış gibi bir illüzyon yaratılır ancak elde edilen sonuç doğal olmazdı. Olması gereken burnu başlaması gereken yerden, yani hemen hemen göz bebekleri seviyesinden başlatmak ve bütün şeklini ona göre vermek.
AMELİYATTAN SONRA NASIL BİR BURNUM OLACAĞINI GÖREBİLİRMİYİM?
Bu amaçla hazırlanmış bilgisayar programları var. Muayene sırasında bir resminiz çekiliyor ve bu resim bilgisayara yüklenerek resim üzerinde değişiklik yapılıyor.
Bu planlama aşamasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Hem sizin aklınızda nasıl bir değişiklik olduğunu ben anlayabiliyorum hem de siz benim ne planladığımı, ameliyatta ne yapacağımı görebiliyorsunuz. Estetik öyle bir şeyki sadece anlatarak açıklamak çok zor ve basit bir resim üzerinde görebilmek ve gösterebilmek çok daha açıklayıcı oluyor.
Bu aşamayla ilgili bilmeniz gereken bir kaç nokta var. Kullandığımız programlar hala bir seviyeyi geçemedi. Resimler iki boyutlu ve sadece tam yandan çekilen profil resimleri üzerinde değişiklik yapmak gerçekçi bir sonuç veriyor. Önden çekilen resimlerde ancak bir yere kadar size bir şeyler gösterebiliyorum. Bilgisayar örneğin burnunuzun ucu bir kaç mm. havaya kalkarsa alttan ne çıkacağını bilemediği için bunu gösteremiyor. Çok yakında üç boyutlu programlar ve resim çekme teknikleri kullanmaya başlayacağız ama şu an için bunlar deneme aşamasında ve muhtemelen bir kaç sene daha geçmesi gerekiyor.
Bilmeniz gereken bir diğer noktada bu çizimlerin sonuçta bir planlama olduğu. Bazen hastalarım bana gördükleri çizimin tamamen gerçekleşme ihtimalinin ne kadar olduğunu soruyorlar. Ben de sıfıra yakın olduğunu söylüyorum. Bu çok bilinmeyenli bir denklem çözmeye benziyor ve ameliyat ne kadar doğru ve iyi yapılırsa yapılsın her şeyi önceden yüzdeyüz bilebilmek mümkün değil.
Ameliyat sonucunun yapılan planlamanın tamamen aynısı olması ancak bir tesadüf olabilir. Çok yakın olacaktır, benzeyecektir ama asla birebir olmayacaktır.
Bilmeniz gereken bir diğer şeyde resimde gördüğünüz şekil sizin birinci senedeki halinizi gösteriyor. Erken dönemlerde aynada çok daha şiş bir burun göreceksiniz.
Ben bazen ameliyat öncesi ölçüm yaparak altın oranları ve ideal yüz profilini de hesaplıyorum. Yaptığım hesaplar sonucunda da profil resmini elimle çiziyorum.
KOMPLİKASYONLAR VE ÇIKABİLECEK SORUNLAR
Her ameliyatta olan kanama riski rinoplastide daha ciddi olabilir. Özellikle burun tıkanıklığını gidermek için burun içerisinde estetik dışı işlemler de yapılacaksa ki gerekli ise mutlaka yapılması gerekir, istenmeyen bir kanama olması ihtimali artar. Burun içerisinde orta büyüklükte damarları barındıran bir organdır. Ama bu tür kanamalar genellikle tehlikeli boyutlara varmazlar ve basit tamponlar ile durdurulabilir.
Ameliyattan sonra nefes yollarınızda sineşi denilen yapışıklıklar gelişebilir ve bunlar nefes almanızı ameliyat öncesine göre daha zor hale getirebilir. Bunun tedavisi genellikle kolaydır ancak ikinci bir cerrahi müdahale gerekebilir.
Çok nadir olarak burnun ortasını oluşturan “septum” denilen yapıda delik oluşabilir. Bu genellikle bir sorun oluşturmaz ama nadiren nefes alırken ses çıkmasına sebep olabilir. Tedavisi zordur ve yeniden ameliyat olmak gerekebilir.
Enfeksiyon burunda neredeyse olmaz denilebilir. Kanlanması çok güçlü olan bu organ iltihaba karşı çok dirençlidir. Bu ameliyattan sonra enfeksiyon gelişirse tıp literatürüne girebilirsiniz.
Ama bu ameliyat sonrası estetik sorunlar, deformiteler yaşarsanız ya da burun şeklinizi beğenmezseniz kimse şaşırmayacaktır. Dolayısı ile bu ameliyatın en sık komplikasyonu estetiktir.
Bu ameliyattan sonra yüzde 10 – 15 gibi tekrar ameliyat olma riskiniz var, dünya ortalaması böyle ve bu son derece normal kabul ediliyor. Önemli olan hangi sorunlar ile tekrar ameliyata ihtiyacınız olduğu. Benim tekrar ameliyat oranım %6-7 arasında, yapma sebebim de çok büyük oranda burun sırtında ele gelen bir çıkıntıyı törpülemek oluyor. Bu tür bir işlem 5 dakika kadar sürüyor, aynı gün normal hayatınıza dönebiliyorsunuz ama yinede ameliyathaneye tekrar girmeniz, bayılmanız gibi tatsız ayrıntılar içerdiği kesin.
SIK SORULAN SORULAR
Bu ameliyatı bir plastik cerrah mı yoksa bir kulak burun boğaz (KBB) uzmanı mı yapmalı?
Doktorunuz bir plastik cerrah ya da bir kulak burun boğaz uzmanı olabilir. Ancak bunun “içini yapmışken şu kemiği de alalım” denecek bir ameliyat olmadığını sakın unutmayın. Bazen iyi niyetle yapılan bu tür rötuşları düzeltmek çok zor olabiliyor. Doktorunuzla her şeyi ayrıntılı konuşun.
Kemikleri kırıyor musunuz?
Kemikleri kırmıyoruz. Eğer şekil vermek ya da bir kısımlarını almak istersek “kesiyoruz”. Bunun için ince keskiler kullanılıyor. Bazen de kemikler törpüleniyor.
Bu ameliyat lokal anestezi ile yapılabilir mi?
Eğer kemikler ile ilgili bir şey yapılacaksa, ki büyük oranda bu gerekir, lokal anestezi uygun olmaz. Bu genel anestezinin şart olduğu bir ameliyat.
Tampon koymak şart mı? Tamponlar çıkarken çok mu acıyacak?
Tampon koymak şart değil. Hatta birçok ameliyattan sonra tampon koymaya gerek yok. Tampon sadece burun içerisinde ciddi bir iş yapılmışsa gerekir. Artık modern tamponlar da eskiden anlatıldığı gibi metrelerce, çek çek bitmeyen uzunlukta değiller. Tampon çıkarılması biraz iç gıcıklayıcı olabilir ama ağrılı bir işlem artık değil. Eğer tampon mutlaka gerekecekse ben ameliyattan önce bunu söylüyorum. Ama her zaman önceden bu kararı vermek mümün olmuyor ve bazen ameliyat sırasında tampon koymak gerekebiliyor.
Rinoplastide amaç burnu küçültmek ve “kemik almak” mıdır?
Bu sorunun cevabı kesin olarak hayır. Bu ameliyatta amaç burna istenilen şeklin verilmesidir. Bu sanılanın aksine genellikle küçültmekle değil burnu büyültmek ile olur. Burnun sırtında “hump” denilen bir kemik (aslında büyük oranda kıkırdaktır bu) fazlalık varsa bu elbette alınacaktır ama bu tür burunların birçoğunda aslında burun ucunda da düşüklük vardır ve yükseltilmesi gerekir. Aynı şekilde birçok burun ucu şişman gözükse de asıl sorun şekildedir ve genellikle küçültülmesi ya da inceltilmesi sadece sorunu büyültür.
İPUÇLARI:
- Rinoplasti en zor estetik ameliyattır demek abartılı olmaz. İyi yapılırsa çok memnun kalacağınız ama kötü yapılırsa düzeltmenin de zor olduğu bir ameliyat.
- Bizlerin özendiği hafif kalkık Avrupalı burunları sanılanın aksine küçücük değil son derece yüksek burunlar. Dolayısı ile sadece küçültülerek kalkıklaştırılan burunların doğal durması imkansızdır.
AMELİYAT ÖNCESİ VE SONRASI SİZİ NELER BEKLER
Bu küçük – orta derece arası bir estetik ameliyat. Ameliyatta mutlaka bayılmanız gerekli, lokal anestezi ile ameliyat olmanızı hiç tavsiye etmem. Ameliyat mutlaka ve mutlaka bir hastanede yapılmalı. Mutlaka tam teşekküllü olması, yoğun bakımı bulunması gerekmiyor ama bu bir “ameliyat” ve muayenehane şartlarında olmanızı hiç tavsiye etmem.
Ameliyattan sonra burnunuzun üzerinde bir alçı olacak. Burun içerisinde de tamponlarınız olabilir. Yeni nesil tamponların çekilmesi artık çok daha problemsiz oluyor. Arkadaşlarınızın anlattığı metrelerce çekilen tamponlar tarihe karıştı diyebilirim.
İlk geceniz nispeten zor geçecektir. Burnunuzdan nefes almanız, tampon olmasa da zor olur, başınız ağrır, devamlı buz uygulaması gerekir ve uyumanız zor olur. Ancak ertesi sabah kendinizi çok daha iyi hissedersiniz.
Ne kadar şişlik olacağı ameliyatta yapılan işlemlere, sizin bünyenize ve tabii doktorunuza bağlıdır. Burnunuzun ucundan ilk 24 saat hafif bir sızıntı olur. Bu da son derece normaldir.
Eğer bir öbek kan kusarsanız korkmayın. Nadirde olsa bazı hastalar ameliyatta kan yutabilirler ve ameliyattan sonra bu kusmaya neden olabilir. Midede biriken bu bir kaç damla kan asitlerle devasa bir pıhtı haline döner ve kusma sahnesi görenleri dehşete düşüren bir hal alabilir. Kanama taze değilse ve davam etmiyorsa korkmayın, ama doktorunuzu haberdar edin.
Ben ameliyattan hemen bir kaç saat sonra hastalarımın duş yapmalarına iziz veriyorum. Artık kullandığımız plastik alçılar suya dayanıklı, ameliyat bögesi ve dikişler de zaten suya dayanıklı, dolayısı ile duş serbest. Saçlarınıza ameliyat sırasında boca ettiğimiz baticon gibi solüsyonlardan ancak yıkanarak kurtulabilirsiniz ve yıkanmak en az tampondan kurtulmak kadar sizi rahatlatacaktır.
İkinci günden sonra normal hayatınıza dönebilir, örneğin sinemaya gidebilirsiniz. Makyaj yapmak, kapatıcılar sürmek te serbest.
Alçılar alındıktan sonra burun üzerine ince bir bant yapıştırılması şişliklerin erken geçmesine
yardım eder. Ben hastalarımın ameliyattan 2 hafta sonra gözlük takmasına izin veriyorum.
Gözlüğün sanılanın aksine kötü bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Güneşe çıkmak için morluklaınızın geçmesini beklemeniz yeterli. Morluklar da genellikle ilk hafta sonunda bitmiş oluyor.
Dolayısı ile ameliyattan bir hafta sonra tatile çıkabilir, denize girebilirsiniz.