Çağımızın Korkulu Rüyası- Obezite

Yazar Ergun ÇetinkayaÇocuk Endokrinoloji Doktoru • 13 Şubat 2017 • Yorumlar:

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ); Obeziteyi sağlığı bozacak ölçüde yağ dokularında anormal veya aşırı miktarda yağ birikmesi olarak tarif etmektedir. Normalde 18 yaşındaki bir erkekte vücut ağırlığının %15-18’i, kadında ise %20-25’i yağ dokusudur. Bu oranların erkekte %25’ten, kadında %30-35’ten fazla olması obeziteyi doğurur.
Obezite endüstrileşmiş ülkelerde gelir seviyesi düşük kesimlerde sık görülürken gelişmekte olan ülkelerde ise orta ve yüksek gelirli kesimde daha fazla görülmektedir. Şehirlerde daha yaygın olup, kadınlarda erkelere göre daha fazladır.
Ülkemizde obezite sıklığı konusunda yapılan çalışmalar sonucu 2000 li yılların başlarında %30 civarında olan fazla kilolu olma ve obezite sıklığının günümüzde bazı bölgelerimizde %50 ye kadar çıktığını görmekteyiz. Amerika’da ise 2014 yılında tüm nüfusun %84 ünün fazla kilolu ya da obez olacağı ön görülmektedir.Erişkinlerde olduğu gibi çocukluk yaş grubunda da obezite her yıl daha da artarak ürkütücü boyutlara ulaşmıştır. Sedanter yaşam şekli, fizik aktivite azlığı (Televizyon ve bilgisayar karşısında günde 2 saatten fazla zaman geçirmenin aşırı kilolu olmayı %52, obeziteyi %28 arttırdığı saptanmıştır), kompleks karbonhidrat ve yağlı gıdaların fazla tüketimi, obezitenin en önemli artış nedenleridir. Obezite oluşmasında; genetik ve çevresel faktörlerin yanısıra bazı ilaçlar ve hormonal nedenler de (tiroid bezinin az çalışması-hipotiroidi, Cushing sendromu, polikistik over sendromu, büyüme hormonu eksikliği gibi) etken olabilir.
Bir kişinin fazla kilolu ya da obez olup olmadığını anlamak için çok basit bir formül kullanılabilir. Vücut ağırlığımızı, boyumuzun karesine bölersek çıkan sonuca gore kilomuzu değerlendirebiliriz. Eğer çıkan sonuç 25-30 arasında ise fazla kilolu olduğumuzu anlarız. Sonuç 30’un üstünde çıkarsa bu obez olduğumuzu gösterir. Örneğin 1,75 m boyunda ve 82 kilo isek; 82/1,722=27,7 çıkar ki bu kilomuzun fazla olduğunu ve dikkat etmemiz gerektiğini gösterir.
Obezite; Diyabetes Mellitus (şeker hastalığı), hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, akciğer fonksiyonlarında bozulma, uyku apnesi, osteoartrit ve gut hastalığında artma, bazı kanserlerin görülmesinde artmaya neden olabilir.
Obez hastaya yaklaşımda öncelikle yemek yeme alışkanlığı ve yaşam biçimi düzeltilmeli, egzersiz programı yapılmalı, hormonal bir hastalık varsa tedavi edilmeli, psikososyal ve çevresel faktörler düzeltilmeli, mümkün olduğunca genetik faktörler elimine edilmeli, çok kısıtlayıcı bir diyet uygulanmamalıdır. İki yaş altında yağ kısıtlaması yapmamak ve tatlı yemekleri tamamen diyetten kaldırmamak gerekir. Yavaş yemek yeme alışkanlığını sağlanmalı, mümkün olduğunca tüm aile birlikte yemek yemeli, alışverişte ve yemek hazırlamada çocuğun katılımı sağlanmalı, atıştırma tarzında yemek yemekten uzaklaşılmalı, TV seyrederken yemek yeme ve atıştırma engellenmeli, ödüllendirme ve cezalandırmada yemek kullanılmamalı, ev dışında mümkün olduğunca dengeli yemek yemesi sağlanmalı, ailenin yemek yeme ve egzersiz yapma alışkanlıklarında gerekirse değişim sağlanmalı, davranış değişiklikleri dikkatlice gözlenmeli ve sedenter yaşam biçimi engellenmelidir.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Ergun Çetinkaya Çocuk Endokrinolojisi, Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları, Endokrinoloji Ve Metabolizma Hastalıkları Doç. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)

Yazar

Ergun Çetinkaya

Çocuk Endokrinolojisi, Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları, Endokrinoloji Ve Metabolizma Hastalıkları Doç. Dr.

Randevu al