Çalışan Beslenmesi
Yazar Dilan Dalgıç Görücü • 12 Kasım 2024 • Yorumlar:
Sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktiviteye teşvik çalışanların sağlığını iyileştiren, iş performansını artırmada rol oynayan oldukça önemli bir faktördür (1). Bireylerin sağlıkla ilgili davranışlarını değiştirmek, mortalite ve morbiditenin azaltılmasında önemli bir etkiye sahip olabilir (2). Beslenme ile ilgili tüm hastalıklar günümüzde önemli bir halk sağlığı sorunudur ve sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliğini tehlikeye atmaktadır (3). Ülke ekonomisinde önemli rolü olan çalışanların sağlığı ve güvenliği ancak yaptıkları işe uygun besinleri miktar ve kalite yönünden yeterli alabilmeleri ile mümkündür. Çalışanların yeterli ve dengeli beslenememesi, başta sağlıklarını olumsuz etkilerken; iş kazası riskini artırarak üretim, verimlilik ve performansı önemli ölçüde azaltır (4).
Yetişkinlerin çoğu uyanık olduğu saatlerin yaklaşık %60'ını işte geçirdiğinden bu müdahaleleri uygulamak için en ideal ortam iş yerleridir (5). Buna ek olarak işyeri temelli müdahaleler, işyerinde her seviyede istihdam edilen insanları hedeflerken nüfusun sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan çeşitlilik gösterdiği bir bölümünün sağlığının iyileştirilmesinde önemli bir potansiyele sahiptir (6). Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) raporları, yeterli ve dengeli beslenen çalışanların üretkenliği %20 oranında artırabileceğini bildirmiştir (4). Beslenme alışkanlıkları ise bireysel, çevresel, toplumsal, biyolojik ve psikolojik faktörlerden etkilenerek oluşur (7). Beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesine teşvik etmek için de etkili müdahaleler geliştirmeye ihtiyaç vardır (8)
Çalışma hayatında masa başında çalışanların mesleki gereklilikleri sonucu daha az hareket ettikleri, kas ve eklemlerini daha az etkin kullanabilmeleri ve nadiren farklı şiddette aktivite yapabilmeleri nedeniyle obezite için risk altında oldukları bildirilmiştir (9). Günlük besinlerle alınan doymuş yağ, trans yağ, şeker ve tuz özellikle obezite, tip 2 diyabet, kardiyovasküler hastalıklar gibi bulaşıcı olmayan kronik hastalık gelişiminde kritik bir role sahiptir (10).
Çalışanların Enerji ve Besin Ögesi gereksinimi
Enerji
Bireylerin enerji gereksinimi kişinin bazal metabolizma hızı, besinlerin termik etkisi ve günlük fiziksel aktivite seviyelerine göre değişiklik gösterirken çalışan bireylerde enerji gereksinimini etkileyen bazı faktörler bulunmaktadır. Bunlar vücut yüzey alanı, iş yeri ortamının sıcaklığı, iklim, iş yoğunluğu ve yapılan işin türü olarak sıralanabilir. Günlük enerji gereksiniminin yeterli düzeyde karşılanamaması sonucu vücut ağırlık kaybı ve farklı sağlık sorunlarını beraberinde getirebilecekken; enerji gereksiniminden fazla tüketim olduğunda vücut ağırlığında artış meydana gelir. Kadın ve erkeklerin farklı iş türüne göre günlük ortalama enerji harcama standartları Tablo 1 ile gösterilmiştir (4).
Türkiye Beslenme Rehberi 2022 verilerine göre günlük besinlerle toplam enerji alımının %45-60'ı karbonhidratlardan gelmelidir. Bu oranın %85'i kompleks karbonhidrat kaynağı olan sebzeler, meyveler, buğday, yulaf gibi tam tahıl ürünler ve kuru baklagil gibi gıdalardan gelmesi hedeflenmelidir. Kalan %15'i ise basit karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Sofra şekeri, bal, beyaz ekmek, hamur işleri, tatlılar, pirinç, makarna gibi basit karbonhidrat içeren kaynakların alımı sınırlandırılmalıdır (4). Yurtseven ve ark.'nın (11) 168 masa başı çalışanla yaptığı çalışmada çalışanların her gün tükettiği en yüksek besin maddelerinden birinin beyaz ekmek (%56.2) olduğu saptanmıştır (11). Çalışanların çalışma öncesi önerilenden fazla miktarda basit karbonhidrat tüketimi sonucu çalışma sırasında kan glukoz düzeyinde hızlı düşüşe bağlı hipoglisemi, yorgunluk, dikkat dağınıklığı, çalışma performansında bozulma, uyku hali, iş kazası riskinin artması gibi olumsuz sonuçlarla karşılaşılabilir (12)
Protein
Proteinler yetişkin insanlarda hücre bileşenlerinin yapısına katılarak doku oluşumu, doku onarımında rol alarak kas ve iskelet sağlığı için oldukça önemlidir. . Proteinlerin en önemli kaynakları kırmızı et, balık, hindi, tavuk yumurta gibi hayvansal kaynaklı gıdalarla nohut, mercimek, bezelye gibi kurubaklagiller ve kuruyemişlerdir. İhtiyaçtan fazla alınan protein uzun dönemde böbrek ve karaciğer fonksiyonlarında olumsuz etkilere yol açabilir (13). Türkiye Beslenme Rehberi 2022' de çalışanların iş kollarına göre günlük almaları gereken enerji hesaplanıp, enerjinin %10-20' si proteinlerden karşılanması önerilmiştir (4).
Yağlar
Yüksek miktarda enerji içerirken aynı zamanda yağda çözünen vitaminlerin emilimi için esansiyel olan yağlar çalışanların verimliliğini önemli derecede etkileyen bir besin ögesidir (12). Protein ve karbonhidratlara göre daha fazla enerji veren yağların tüketim miktarı ve çeşidi oldukça önemlidir. Günlük alınan enerjinin %20-35'i yağlardan karşılanacak şekilde alım sağlanmalıdır (4). Trans yağ ve doymuş (katı) yağ alımını önlemek adına kızartılarak hazırlanmış yemeklere ve hayvansal kaynaklı yağlara çok sık yer verilmemelidir (12). Kan kolesterol düzeyinin yükselmesine neden olay bu yağlar kalp- damar hastalıkları için risk oluşturmaktadır. Günlük alınan yağ miktarı 1 ölçek doymuş yağ, 1 ölçek herhangi bir bitkisel sıvı yağ, 1.5 veya 2 ölçek zeytinyağı ya da fındık yağı olacak şekilde sağlanmalı (4).
Vitamin ve mineraller
Vitamin ve mineraller günlük beslenme ile yeterli miktarda alındığında çalışanların sağlığının korunması, sürdürmesi ve iş gücü verimliliğinin artması sağlar (4) .Vücutta başlıca enerji metabolizmasının düzenlenmesi ve bağışıklık sisteminde önemli rolü olan vitaminler serbest radikallerin etkilerinin azaltılmasına yardımcı olarak hücre hasarının önlenmesine yardımcı olur (12). Özellikle ağır ve toksik maddelerle çalışan bireylerin antioksidan özelliği olan A, E ve C vitaminlerini günlük yeterli miktarda tüketmelidir. Kurşun, kadminyum gibi ağır metallerle çalışan bireylerin demir, kalsiyum, C ve E vitamini gereksinimi artarken radyasyon ve toksik kimyasallara maruz kalan çalışanların E ve C vitamini gereksinimi artmaktadır. Enerji gereksinimi artan tüm çalışanların B grubu vitamin gereksinimi de artmaktadır (4). Ayrıca antioksidan özelliği nedeniyle selenyum, çinko, kükürtlü bileşikler yönünden zengin besinler beslenmeye dahil edilmelidir (12).
Arslan ve ark.'nın (14) 255 masa başı çalışan birey ile gerçekleştirdiği çalışmada katılımcıların Besin Gücü Ölçeği puanlarıyla tiamin, riboflavin, B6 vitamini, potasyum, magnezyum alım ortalamaları arasında anlamlı pozitif bir ilişki saptanmıştır. Lezzetli gıdaları reddedememe arzusunun ölçümü için kullanılan Besin Gücü Ölçeğinden elde edilen yüksek skorlar, bireyin besin ortamından daha çok etkilendiğini ve besinlerin psikolojik olarak bireyi kontrol ettiğini göstermektedir. (14).
Sıvı
Yeterli sıvı alımı ve temiz içme suyu çalışan sağlığının en önemli bileşenlerindendir. Besinlerin sindirimi, emilimi, metabolizması, vücut ısısının korunması ve tüm yaşamsal olayların gerçekleştirilebilmesi için gereklidir (12). Alınan her 1000 kkal başına bir litre sıvı tüketimi önerilirken; gebelik durumunda günde en az 3 litre, emziklilik döneminde ise 3.8 litre sıvı tüketimi sağlanmalıdır. Farklı meslek gruplarında yapılan araştırmalar çalışanların yeterli sıvı tüketmediğini ve bu durumun iş kazaları, meslek hastalıkları ve iş performansının azalmasıyla ilişkili bulunmuştur (4). Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması 2019 raporunda 15 yaş ve üzeri bireylerin günlük su/maden suyu/soda tüketim ortalaması 1169±819.98 mL olduğu bildirilmiştir (15). Çoban ve ark.'nın masa başı çalışan 200 katılımcı ile gerçekleştirdiği çalışmada çalışanların %51'inin günde 1-5 bardak su içtiği bulunmuştur (16). Sıvı gereksiniminin karşılanması için çoğunlukla su olmak üzere ayran, süt, maden suyu, meyve / bitki çayı gibi içecekler tüketilebilir. Şekerli içecek, enerji içecekleri, kafein ve alkol alımı sınırlandırılmalıdır (4).
Çalışan kişilerin ve kurumların alabilecekleri bazı önlemler şöyle sıralanabilir;
-Enerji alımı gün boyunca yapılmalı, tek bir öğünde yoğun enerji alımından kaçınılmalı.Ağır işte çalışanların günlük enerji ve besin ögesi gereksiniminin yarısı çalışma zamanında ana ve ara öğünde karşılanacak şekilde planlanmalı.
-İş yerinde bir ana öğüne ek en az 1 ara öğün sağlanması tek öğünde fazladan enerji alımının önüne geçmeye yardımcı olabilir.
-Öğün atlamak obezite ve bulaşıcı olmayan kronik hastalık riskini artırabileceğinden çalışanların özellikle kahvaltı ve öğle öğününü yeterli ve dengeli içerikle tüketmelerini sağlayacak planlama yapılmalıdır.
-Tüm çalışanların günlük yeterli posa alımını sağlamak için sebze ve meyve tüketimine teşvik edecek menüler planlanabilir.
-Yeterli sıvı alımının sağlanması için şeker ilavesiz içeceklerin yanı sıra ana öğünde çorba, ayran, taze meyve suyu gibi yiyeceklere yer verilmelidir.
-Güneşe uzun süre maruz kalarak çalışan kişilerin ve röntgen ışınına maruz kalanların karoten içeriğinden zengin havuç, domates, kırmızı biber, portakal, mandalina gibi sebze ve meyveleri yeterli miktarda tüketmelidir.
-İş yerinde çıkan yemeklerin hijyenik, iştah açıcı, besleyici ve yüksek kalitede içeriğe sahip olmasına dikkat edilerek hazırlanmalıdır.
-İhtiyaç durumunda tıbbi beslenme gereksinimi olan çalışanlar için özel planlama yapılmalıdır (17; 4; 18; 19).
Uzm. Dyt. Dilan Dalgıç