Çalma Hastalığı: Kleptomani
Yazar Muhammed Enes İmert • Psikolog • 30 Ocak 2019 • Yorumlar:
Çalma hastalığı olarak bilinen kleptomani, değersiz eşyaları çalmak olarak da bilinmektedir. Belirtileri çocuk yaştan başlamaktadır ve yetişkinlikte de devam etmektedir. Annesinin çantasından, onu cezalandırmak için, bilinçdışı olarak saç tokası gibi şeyler gören çok hasta vardır. Bu eylemi yaparken haz duyar, çaldıktan sonra da çökkün ruh hali ortaya çıkar. Bu eylemi yaparken haz duyar, çaldıktan sonra da çökkün ruh hali ortaya çıkmaktadır. Kleptomanların kadınların arasından çıkması bilgisinin aksine son yıllarda erkeklerin yüzde 20’ sinde görüldüğü verilen bulgular arasındadır.
Oranın kadınlar lehine bu kadar yüksek olmasının bir nedeni de, kadınların yakalandığında psikiyatrik muayeneye, erkeklerin ise hapishaneye gönderilmesinden kaynaklanır. Kleptomaniyi impuls kontrol bozukluğu olarak görürsek, ancak 6 yaşındaki kız çocuklarında da tespit edilmiştir. Kleptomaninin kendiliğinden ortadan kalkması güç bir iştir. Kleptomanik bir kişinin tanınması zordur. Kleptomanik kişilerin eğitim seviyeleri de yüksektir. Kişi için sadece o eşyayı çalmasındaki hissiyat ona cazip gelmektedir. Ona ihtiyacından dolayı çalmamaktadır.
Bazı araştırıcılar, kleptomanik hastalarda organik bazı faktörler olduğunu göstermişlerdir. Mesela 66 yaşında kleptomanik davranışlar gösteren bir hastada sol frontal ve sağ pariyetotemporal beyin bölgelerinde atrofi olduğu gösterilmiştir. Yine sağ pariyetal beyin bölgesinde yer işgal eden lezyonu olan bir kişide de benzer bir klinik tablo görülmüştür. Bu kişide çalma dönemlerinin halinde geldiği gözlemlenir. Kleptomanların yaklaşık onda birinde ruhsal çözülme bir tablo ortaya çıkmaktadır. Bu grup hastalarda kleptomani davranışı kaçış benzeri bir durum içinde meydana çıkmaktadır. ( Hürriyet, Kelebek Dergisi, Çalma Hastalığı)
Tedavisi:
Her bireyi kendi içinde değerlendirmekte fayda vardır. Erişkinlerde, çocukluk döneminde yaşanan travmatik deneyimlerin belirleyici olduğunu görmekteyiz. Bu sorunu yaşayan çocuklarda ve ergenlerde görülen belirleyici nedenler arasında da sorunun başlangıcından önce yaşanmış travmatik olayların ya da aile içinde yaşanmış olan şiddet, duygusal istismar, kayıp gibi travmatik durumların etkili olduğunu görürüz. Hem çocuk ve ergenler hem de erişkinlerde, bir süredir devam eden ve halen varlığını sürdüren aile içi sorunların çalma davranışına yol açabildiğini gözlemleriz. İster geçmiş travmatik mevzuların etkisi olsun ister bir süredir devam eden ve hali hazırda süren stres unsurları olsun, psikoterapide çalışıldığında çalma dürtüsü ve davranışı ortadan kalkar.