Çarpıntı
Yazar Hasan Kasap • Kardiyolog • 11 Eylül 2018 • Yorumlar:
Çarpıntı, kalp atımlarının rahatsızlık hissi verecek şekilde hissedilmesidir. Hissedilen rahatsız edici atımlar her zaman anormal atımlar değildir. Çoğu zaman normal atımlar çeşitli sebeplerle çarpıntı algısı yaratabilir. Kalp kasları sinüs düğümünden çıkan düzenli, ritmik elektrik akımı ile istirahatte iken dakikada 60-100 atım arasında bir hızla kasılır.
Çarpıntının en sık rastladığımız sebepleri aşağıdaki özetlenmiştir. Polikliniğimize çarpıntı şikayeti ile başvuran hastalarımızda neredeyse en sıklıkla bedensel olmayan-psikolojik- nedenler karşımıza çıkmaktadır. Bedensel bir hastalığa bağlı olanlarda bile yine sıklıkla psikolojik nedenler, tabloyu daha ağırlaştırıcı, şikayeti daha rahatsız edici hale geitren bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çarpıntı, sıklıkla ciddi bir kalp hastalığı olmaksızın gelişen zararsız bir belirtidir. Ancak nadiren yaşamı tehdit edien bir problemin ilk yansıması da olabilir. Bu nedenle çarpıntının ndeğerlendirilmesi ve eye bağlı olduğunun tespit edilmesi, özellikle önem arzedebilecek bir kalp probleminin ekarte edilmesi açısından önemlidir.
Çarpıntının değerlendirilmesinde en kıymetli veri, aslında tam da o anda alınan, yani çarpıntının var olduğu âna denk getirilen bir kalp grafiğidir. Ancak çoğu zaman, çarpıntının kısa süreli olması, nadir olması ya da kısa sürede ulaşılabilecek bir sağlık kuruluşunun olmaması gibi nedenlerle, bu pek mümkün olamamaktadır. Bu durumda hekim için en değerli veri kaynağı, hastanın çarpıntısı hakkında anlatacaklarıdır.
Devam etmekte olan bir çarpıntı sırasında alacağımız bir EKG (elektrokardiyografi=kalp grafisi) bize teşhisi koydurur. Ancak, olmuş geçmiş, bir daha ne zaman olacağını bilmediğimiz bir çarpıntıda ise, çoğu zaman ortada bir kanıt yoktur. Tabiri caizse, ortada faili meçhul bir durum vardır ve biz de ipuçlarından yola çıkarak, sorgulamamızı yaparak faile ulaşmaya çalışan dedektifleriz. Bir dedektif için olayın yeri, zamanı, olay öncesi ve sonrası, olay anı ne kadar değerli ise, bizim için de çarpıntının hikayesi o kadar değerlidir.
Bu nedenle, çarpıntı hissine sebep olan kalp ritminin ne olduğunu ve neden kaynaklandığını değerlendirmek için bazı sorular sorarız. Bu soruları burda yazalım ki, “çarpıntı” şikayeti ile bize gelecek olanlar hazırlıklı gelsinler. :)
1.) Hissettiğiniz çarpıntıyı nasıl tarif edersiniz?
Hastalarımız çarpıntıyı genellikle çok farklı şekillerde tarif ederler:
- Kalp atışlarımı duyuyorum.
- Çok kuvvetli atıyor, vücudumu sallıyor
- Yerinden çıkacakmış gibi, kelebek çırpınır gibi, çok hızlı atıyor
- Bir heyecan dalgası, bir sıcaklık, bir boşluğa düşme hissi
ve sonrasında kuvvetli bir vurma, gümleme
- Yavaş ama kuvvetli atıyor
- Düzensiz atıyor
2.) Ne zaman, Ne yaparken, Hangi durumda oluyor? Tetikleyiciler dikkatinizi çekti mi?
Hiç sebepsiz, sıradan bir zamanda, tetikleyici bir faktör olmaksızın ortaya çıkan çarpıntılar ile genellikle heyecan, stres, aşırı çay-kahve-alkol alımı, egzersiz gibi tetikleyici faktörler ile ortaya çıkan çarpıntılar bize farklı durumlar için ipuçları verirler.
3.) Ne sıklıkta oluyor? Ne kadar sürüyor ?
İki-üç saniyelik tekrarlayıcı çarpıntılar olabileceği gibi sürekli çarpıntı hissi de söz konusu olabilir.
4.) Eşlik eden başka durumlar-şikayetler dikkatinizi çekti mi?
Göğüs ağrısı, nefes darlığı, terleme, bulantı, kusma, başdönmesi, bayılacakmış gibi olma, ya da bayılma gibi durumların çarpıntıya (öncesinde, sırasında ya da sonrasında) eşllik ediyor olması ya da olmaması bizim için öenmli ipuçlarıdır.
5.) Daha önce teşhis edilmiş hastalıklarınız ve kullandığınız ilaçlar var mı?
Anemi, tiroid hormon bozuklukları, akciğer hastalıkları ve psikiyatrik hastalıklar başta olmak üzere bazı hastalıklar ve bazen de bunlar için kullanılan ilaçlar çarpıntının sebebi-tetikleyicisi ya da şiddetlendiricisi olabilirler.
6.) Alışkanlıklarınız var mı?
Çay, kahve, meşrubat, sigara, alkol, madde kullanımı
7.) Çarpıntı sırasında nabzınızı sayabildiniz mı ? Tansiyonunuzu ölçtünüz mü?
Tam çarpıntı sırasında (ki genellikle 2-3 dk'yı geçen çarpıntılarda mümkün olabilir), çarpıntıyı hisseden kişi ya da yakını, nabız sayımı yaparsa ya da elektronik bir tansiyon aleti ile (veya şimdi bazı akıllı telefonların mevcut aplikasyonlarıyla) nabzı ölçerse, bize tanı koymada ciddi bir ipucu vermiş olur. Nabız resimlerden de görebileceğiniz üzere, el bileğinden, koldan ya da boyun bölgesinde şahdamarımız üzerinden sayılabilir. Tansiyon aleti ile yapılan sayımlar aynı zamanda o sıradaki tansiyon değerini de bilmemizi sağlar.
Evet bu ve benzeri sorulara aldığımız cevaplar ile bazen başka bir tetkike gerek kalmadan da olayın ne olduğunu kuvvetle tahmin edebilmekteyiz. Ancak tabiki kuvvetli bile olsa tahminlerle hareket edemeyeceğimiz için, tanıyı kesinleştirici adımları sırasıyla atarız. Fizik Muayene, elektrokardiyografi, ekokardiyografi, ritm holter, olay kaydediciler, çarpıntı değerlendirmesinde başvurduğumuz diğer adımlardır.
Yukardaki sorulara “şu şekilde cevap vermişseniz, çarpıntınızın nedeni şudur” şeklinde bilgilendirmeler, bu makalenin konusu değildir elbette. Teşhis süreci, her zaman olduğu gibi hasta ve hekimin yüzyüze iletişimi ile başlamalıdır.