Çarpıntı Deyip Geçmeyin
Yazar Erdem Diker • Kardiyolog • 2 Şubat 2016 • Yorumlar:
Ritim bozukluğu teşhisi nasıl konur?
Ritim bozuklukları denince kalbin tıkır tıkır çalışma ritminin bozulması anlaşılır. Bu durumda ortaya çıkan yakınma çoğunlukla çarpıntıdır. Bir yerden elektriğin geçmesi gibi; elektrik varken elektriği hissedersiniz, başka bir ifade ile çarpılırsınız, ama elektrik kesildikten sonra hiçbir iz kalmayabilir. Çarpıntı da böyle bir durumdur. Çarpıntı sırasında ritim bozukluğu teşhisini koyabilirsiniz, fakat çarpıntı geçtikten sonra teşhis güç olabilir. Bu durumlarda biz kalp doktorlarının ilk istediği ve belki de en değerli teşhis yöntemi çarpıntı esnasında bir sağlık kurumuna başvurulup EKG (kalp elektrosu) çektirilmesidir. İstenilmesi kolay ancak gerçekleştirilmesi güç bir durumdur. Çünkü kısa süren çarpıntı esnasında EKG çektirmek her zaman mümkün olmaz. Ama yapılabilirse tanı açısından çok bilgi verir. EKG çekilmesi, son derece basit ve her yerde yaptırılabilecek bir yöntemdir. Çarpıntı sırasında çekilen EKG'ye bakarak bir ritm bozukluğu olup olmadığını, varsa ne tür olduğunu kolayca anlayabiliriz.
EKG çektirilemez ise ne yapmalıdır?
Bu aşamada elimizdeki diğer tanı araçlarını devreye sokuyoruz. Bunlardan biri 24-48 saat EKG kaydı yapan Holter cihazlarıdır. Holter cihazı irice bir telefon büyüklüğünde kablolarla vücuda bağlanan bir cihazdır. Cihaz bağlandıktan sonra hasta, günlük yaşantısına döner. Cihaz, bağlı kaldığı müddetçe kişinin kalp atımlarını kaydeder. Cihaz takılı olduğu sırada bir ritim bozukluğu oluşursa bunu tespit etmek
Cihaz takılı iken hiç çarpıntı olmaz ise ne yapılır?
Maalesef hastaların çok önemli bir bölümünde çarpıntılar ayda 1-2 kez olabildiğinden bu tip cihazlarla tanı koymak kolay değildir. Bu durumda elimizdeki diğer seçenek girişimsel bir işlem olan elektrofizyolojik çalışma (EPS) ile tanı koymaktır. Bu işlem kısa da olsa hastanede yatmayı, çevresel damar yolları (çoğunlukla kasıktaki toplardamarlar) kullanılarak kalbe elektrot kateter denilen özel teller yerleştirmeyi içeren bir yöntemdir. Özel laboratuvar şartlarında hastanın çarpıntısı oluşturulmaya çalışılır. Hastada bir ritm bozukluğu varsa bunu işlem sırasında ortaya çıkarmak mümkün olur. Dahası böyle bir ritim bozukluğunu yine aynı işlemin devamı niteliğinde olan, “kateter ablasyon” denilen bir işlemle de ortadan kaldırmak mümkündür. Yani hem tanı hem de tedavi aynı anda yapılabilir.