Çarpıtılmış Düşünceler

Bilişsel davranışçı terapiye ait kavramlardan biri sayılan çarpıtılmış düşünceler başka bir ifade ile bilişsel çarpıtmalar kişilerin gerçekliği yanlış bir şekilde algılamasına sebep olan düşüncelerini kapsar. Bilişsel terapilere göre tüm bozuklukların altında yatan ortak mekanizmanın, bireyin ruhsal durumunu ve davranışlarını etkileyen çarpıtılmış düşünceler olduğu düşünülmektedir. Bu düşüncelerin gerçekçi bir şekilde yeniden değerlendirilip, değiştirilmesi duygularda ve davranışlarda düzelmelere yol açar. Daha kalıcı düzelmelerin ise bireylerin işlevsel olmayan temel inançlarının değiştirilmesine bağlı olduğu görülmektedir (Hiçdurmaz ve Öz, 2011).

Çarpıtılmış yorumlamalar doğumdan itibaren çevremizde gördüğümüz ve deneyimlediğimiz hatalı öğrenimlerden oluşmaktadır. Bilişsel çarpıtmalar olaylarla ilgili anlık otomatik düşünceler gelişmesine neden olur. Depresyon, kaygı bozukluğu, panik atak, obsesif kompulsif bozukluk gibi duygusal bozuklukların ve kişilerin kendine zarar verdiği davranışlarının altında bilişsel çarpıtmaların olduğu bilişsel temelli terapi yöntemlerinde açıklanmaktadır. Bilişsel terapinin temelini düşünceler oluşturmaktadır. Yeni olay ve öğrenimleri var olan temel inanca uydurabilmek için genel olarak çarpıtırız. Çarpıtılan bu yorumlamalar otomatik olarak ortaya çıkan düşünceler ile bilinç düzeyine çıkarak yerleşir. Yeni öğrenilen bilgilerin kaydolma süreci çocukluk yıllarına dayanmaktadır. Bu dönemde hatalı kaydolan bilgiler bireylerin kendilerini ve çevrelerini yanlış yorumlamalarına neden olabilmektedir. Bilişsel çarpıtma yapan bireyler sahip oldukları düşünce hatalarını sanki gerçekmiş gibi kabul ederler. Bu bağlamda bakıldığında bilişsel çarpıtmalar bilginin yanlış işlenmesi durumunda kişinin kendini değersiz hissetmesine ve bir takım duygusal problemlere sebep olan otomatik düşüncelere neden olur. Bilişsel terapilerin amacı bireylerin kendilerine zarar veren düşüncelerini anlamlandırıp fark etmesine ve bu hatalı düşüncelerin yerine geçerli düşünceler koymalarını hedeflemektedir (Duman ve ark., 2019).

Çarpıtılmış düşünce sisteminin on bir türü vardır. Ya hep ya hiç düşüncesi; her türlü deneyim ve yaşantının iki uçta değerlendirilmesine neden olur. Aşırı genelleme; yaşanan bir olayın bütün hayatına ve geleceğine aksettirilmesidir. Zihinsel filtre; kişinin tek bir olumsuz olayda ve ayrıntıda takılıp kalmasıdır. Olumluyu geçersiz kılmak; olumlu olayları görmezden gelerek olumsuz olduğuna kendilerini inandırma çabası. Sonuçlara atlama; varılan sonucu destekleyecek kesi kanıt olmamasına rağmen olumsuz değerlendirme yapmak. Büyütme ve küçültme; başına gelen şeyleri orantısız bir şekilde büyütülüp küçültme davranışı. Duygusal kararlar; olumsuz hislerin aslında gerçeği yansıtmadığını düşünme. –meli, -malı cümleleri; davranışların, olayların, düşünce ya da duyguların nasıl olması gerektiğiyle ilgili zorunluluk içeren ifadeler kullanma. Etiketleme; olumsuz bir etiket yapıştırmak. Kişiselleştirme; Olumsuz bir olayın başlıca sorumlusu olmadığımız halde kişisel algılama. Felaketleştirme; Olması muhtemel diğer sonuçları düşünmeden geleceği hep olumsuz olarak düşünmeyi içerir.

Olumsuz düşünceler incelendiğinde bunların ‘bilişsel çarpıtmalar’ içermekte olduğu görürüz. İlk başta bunu fark edemeyebiliriz, ancak bu düşünceler incelendiğinde hatalı olduğunu anlarız. Bu şekildeki olumsuz düşüncelerin, çarpıtılmış düşünce şekillerinin bireylerin duygularını nasıl etkilediğinin farkına varılması, bu aslı olmayan düşüncelerin nasıl otomatik olarak geldiğinin görülmesi önemlidir. Bunu sağlamak bireylerin yaşam kalitesini arttıracaktır. 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Büşra Nur Küçük Psikoloji, Pedagoji, Aile Danışmanlığı Uzm. Kl. Psk.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)