Cinsel İşlev Bozuklukları
Yazar Hüsnü Menteşeoğlu • 21 Ekim 2024 • Yorumlar:
Soru 1:Cinsel işlev döngüsü hangi aşamalardan oluşur?
1.UYARILMA EVRESİ: Cinsel işlevin ilk evresidir. Erotik duygu ve düşüncelerin belirdiği, erkekte ereksiyonun, kadında ise lubrikasyonun ortaya çıktığı, bedende genel vajokenjesyonun yani kanla doluşun arttığı, miyotoninin yani kasılmanın oluştuğu dönemdir.
Bu dönemde kadında vajina büyür. Transüda adlı sıvı salgılanarak vajinanın kayganlaşması sağlanır. Bartolin bezlerinden de kayganlaştırıcı sıvı salgılanır. Rahim (uterus) giderek büyür.
Bu evrede erkekte cinsel organ ereksiyonu, testislerde yükselme görülür.
2.PLATO EVRESİ: Cinsel heyecanın arttığı ve etkili cinsel uyaranın sürdüğü ikinci evredir. Haz duygusu giderek yükselir ve kişinin orgazm olmasını sağlayacak dereceye kadar gelir.
Bu evrede kadında meme çok büyür. Labium minörler kırmızılaşır. Klitorisin bütün gövdesi ve başı büzülerek çekilir. Rahim tam olarak yükselir. Bu evrede myotoni, yani genel bir kasılma, hiperventilasyon denilen sık ve derin nefes alıp verme, taşikardi ve kan basıncında artma vardır.
Erkekte ise plato evresinde testisler belirgin bir biçimde büyürler. Cowper bezlerinden mukoid salgı salgılanır. Kadında olduğu gibi erkeklerde de myotoni, hiperventilasyon, taşikardi ve kan basıncında yükselme görülür.
3.ORGAZM EVRESİ: Cinsel ilişkinin en kısa evresidir. Ancak haz açısından, hazzın en yoğun bir biçimde yaşandığı zirve evresidir. Bu evre erkekte ejakülasyon, kadında ise vajina etrafındaki kasların ritmik refleks kasılmaları ile karakterizedir. Orgazm duygusu en yoğun olarak kadında klitoral bölgede ve vajinada, erkekte ise peniste ve prostatta hissedilir. Erkekte orgazm ön emisyon denen önlenemezliğin oluştuğu birinci dönem ve fırlatılmanın oluştuğu yani ejakülasyonun oluştuğu ikinci dönem olmak üzere iki bölümden oluşur. Kan basıncında yükselme, çarpıntı yani taşikardi ve hiperventilasyon orgazm sırasında da sürer.
4.ÇÖZÜLME EVRESİ: Son evredir. Cinsel ilişkinin ilk üç evresinde oluşan fizyolojik ve psikolojik değişiklikler aynı sırayı takip ederek dakikalar içinde kaybolur. Penis söner. Vajina küçülür ve kurur. Rahim ise normal yerine geri döner ve böylece ilişki biter. Refrakter periyot denen ilişki kurulamaz dakikalar başlar.
Dünyada sex terapisinin anası olarak bilinen Helen Singer Kaplan 1974 yılında yayınlanan ve Türkçe ’ye de çevrilen temel kitabı olan Yeni Sex Terapisi adlı kitabında cinsel ilişkiyi iki döneme ayırmıştır. Birinci dönem erkekte penisin erekte olduğu, kadında ise lubrikasyonun yani ıslanmanın olduğu ve rahmin yükseldiği dönemdir. Bu dönem Parasempatik Sinir Sistemimizin sayesinde gerçekleşir. Parasempatik Sinir sistemi hasta olanlar bu fazı bihakkın yaşayamazlar. Kaplan’ın ikinci evresi ise orgazmı sağlayan reflektif kas kasılmaları dönemidir ki bu dönem de Sempatik Sinir Sistemimizin işlevidir. Sempatik sinir sistemi bozulmuş olanlar da bu orgazm aşamasını yaşayamazlar.
Ayrıca psikolojik sorunlar, yaş, diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalıklarının varlığı, erkekte ürolojik, kadında ise jinekolojik sorunlar ve hastalıklar cinsel işlev bozukluklarına yol açarlar. Ama cinsel işlev bozukluklarının yüzde doksanı psikiyatristler ve psikologlar tarafından psikoterapiyle, ev ödevleriyle ve bazı durumlarda da ek ilaç tedavileriyle kolayca iyileştirilen psikiyatrik ve psikolojik bozukluklardır. Örneğin erkeklerde en sık görülen cinsel işlev bozukluğu olan ve halk arasında iktidarsızlık ta denilen erektil disfonksiyonun temel nedeni başarısızlık korkusudur. Başarısızlık korkusunun yani performans Anksiyetesi denen psikolojik durumun bizzat kendisi başarısızlığa yol açar. Bazen intiharlara ve cinnet cinayetlerine bile sebep olabilen bu durumun tedavisi aslında oldukça pratik bir tedavidir.
Kullanılan ilaçlar, iş, stres, kalabalık, gürültü, hava kirliliği, anarşi, yaşanan travmalar ve pornografi bağımlılığı da cinsel işlevleri bozabilir.
Şunu açıklıkla söyleyebiliriz ki yapılan onca araştırmaya karşın seksoloji konusunda henüz bilinmeyen çok şey vardır. Cinsel işlevler açısından beynimizde ki en önemli ve yüksek derecede sorumluluk almış merkezler Limbik Sistem ve Hipotalamus ya da denizatı denilen beyin bölgesidir. Tüm cinsel hayatı kontrol eden genel merkez, denizatına benzetildiği için Hipotalamus adı verilmiş olan bölgede ki iki çekirdektir.
Konunun uzmanı olmayan psikiyatri dışındaki hekimlerin SSRI lar gibi bazı psikiyatrik ilaçları kulaktan dolma bilgiyle ve tek ilaç olarak vermeleri kadın ve erkeklerde cinsel sorunlara yol açabilir. Cinsel işlev bozukluğu yaratan psikiyatri dışı birçok ilaç da vardır. Örneğin doğum kontrol hapları ve bazı Hipertansiyon ilaçları gibi. Bu bakımdan, eczacıların önerisiyle ya da konu komşu tavsiyesiyle ilaç kullanmak ta doğru değildir. Cinsel yan etkisi olmayan psikiyatri ilaçları Nefazodon ve bupropiyondur.
Obsesif Kompulsif Bozukluk gibi bazı psikiyatrik rahatsızlıklar Kompulsif temizlik ritüelleri nedeniyle cinsel ilişkiyi bozarlar. Bu nedenle bu tip psikiyatri hastalarında sexterapiden önce, primer etken olan psikiyatrik bozuklukların tedavisi gerekir. Anksiyete, stres ve depresyon da çok sık görülen cinsel isteksizlik nedenleridir. Cinsel bozukluklar da psikiyatrik bozukluklara neden olabilir. Örneğin toplumumuzda sık görülen bir psikiyatrik durum olan Konversiyonun en önemli nedenlerinden biri de Vajinismus, yani cinsel birleşmenin olamamasıdır.
3 Cinsel sapıklıklar nelerdir?
Cinsel sapıklıklara tıpta parafililer denir Eksibisyonizm denen teşhircilik, fetişizm, yani örneğin kadın topuklu ayakkabısını öperek uyarılma gibi alışkanlıklar, halk arasında Fordçuluk da denen Frötterizm, yani sürtünmecilik, belediye otobüslerinde bazı sapık erkeklerin kadın yolculara sürtünmekten zevk almaları, pedofili yani çocuklarla sex yapma isteği, telefon skototolojisi yani telefon sapıklığı, nekrofili yani cesetlerle ilişki kurma isteği, zoofili yani hayvanlarla seks yapma isteği ve koprofili yani karşı cinsin büyük abdestini yemekten zevk alma ve irofili yani karşı cinsin idrarını içmekten cinsel haz duyma belli başlı parafilik sapıklıklardır.
Soru 4: Cinsel İşlev Bozuklukları nasıl sınıflandırılır?
Cinsel İşlev Bozuklukları az önce anlatılan evrelere göre sınıflandırılır ve tanımlanır. İstek evresinde görülen en önemli sorun kadınlarda en sık görülen cinsel işlev bozukluğu olan cinsel isteksizliktir. Cinsel isteksizlik erkeklerde daha az görülür. Her iki cinste de cinsellikten tiksinti duyma görülebilir ki bu durum Aversiyon Bozukluğu olarak tanımlanır. Uyarılma evresinde erkeklerde, erkeklerde en sık görülen cinsel işlev bozukluğu olan erektil disfonksiyon yani sertleşme güçlüğü görülür. Kadınlar da bu evrede uyarılma bozukluğu görülebilir. Orgazm evresinde ise erkeklerde en sık görülen bozukluk erken boşalmadır. Ayrıca geç boşalma ve boşalamama da olabilir. Bunların hepsi psikiyatrik ve de psikolojik durumlardır ve tedavisi vardır. Bu evrede kadınlarda ise en sık orgazm olamama görülür. Bir başka çok sık rastlanan, özellikle toplumumuzda çok sık görülen cinsel işlev bozukluğu da bir koitus ve penetrasyon sorunu olan ve Vajinismus diye adlandırılan durumdur. Vajinismusta çeşitli psiko-sosyal nedenlerle, yeni evlenen kadın vajina çevresinde ki kasları istemsiz ve refleks olarak kasılmak suretiyle cinsel birleşmeye izin vermez.
Bir de şunu söyleyeyim. Cinsel işlevleri değerlendirmede kullanılan çeşitli bilimsel ölçekler vardır. Bunların en meşhuru Golombok ve Rust adlı ilim adamları tarafından geliştirilen ve ülkemizde de yaygın olarak kullanılan Golombok Rast İnventory of Sexual Disfonkşın adlı ölçektir. Biz de kliniğimizde bu ölçekten istifade ediyoruz.
Soru5: Cinsel mitler nelerdir?
Cinsel mitler de denen cinsel efsaneler, halk arasında abartılı olarak olduğuna inanılan ama aslında yanlış olan görüşlerdir. Bu yanlış inanışların belli başlıları şunlardır:
1.Erkek cinsel ilişkiyi her zaman ister ve buna her zaman hazırdır
2.Sevişme cinsel birleşme demektir; onun dışındakiler önemli değildir.
3.Her erkek her kadına nasıl zevk vereceğini bilmelidir.
4.Sevişme her zaman doğal ve kendiliğinden olmalıdır: Sevişmek hakkında konuşmak veya düşünmek onu bozar.
5.Başka şeylerde olduğu gibi, cinsellikte de başarıya ulaşmak çok önemlidir.
6.Erkek cinsel ilişkinin sorumluluğunu üstlenmek ve ilişkiyi yönetmek zorundadır.
7.Sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır.
8.Erkeğin penisi sertleştiğinde en kısa sürede boşalmalıdır.
9.Tüm fiziksel yakınlaşmalar cinsel birleşmeye gitmelidir.
10.Erkekler ağlamak gibi bazı duygularını belli etmemelidirler.
11.Sevişme ancak iki tarafın birlikte orgazm olması ile güzeldir.
12.İyi bir sevişme heyecanlanmanın sürekli tırmanması ve orgazmla sonlanması demektir.
13.Cinsel ilişki sırasında mastürbasyon yanlıştır.
14.Mastürbasyon kirli ve zararlıdır.
15.Erkeğin penisinde sertleşmenin kaybı eşini çekici bulmadığı anlamına gelir.
16.Cinsel birleşme sırasında fantezi(hayal) kurmak yanlıştır.
17.Erkek veya kadın sevişmeye hayır diyemez.
18.Sevişmede neyin normal olduğuna ilişkin belirli ve kesin kurallar vardır.
19.Kanlı çarşaf gösterememek bakire veya erkek olmadığının kanıtıdır.
20 Penis vajinaya sığmayacak derecede büyüktür.
Cinsel terapist nasıl bir insan olmalıdır?
Cinsel terapi yapacak olan klinisyenin etik açıdan dürüst, bilgili, güvenilir, duyarlı, cesur, açık fikirli, geleneklere, göreneklere ve dini inançlara saygılı, temiz ahlaklı, kendini iyi yetiştirmiş ve sade bir insan olması gerekir.
Cinsel Sorunlara nasıl yaklaşılmalıdır?
Cinsellikle ilgili her sorun kişi için son derece özel ve önemlidir. Ülkemizde yaşanan cinsel sorunların en önemli nedeni ülkemizde cinsel kültürün ve sağlıklı bilginin yetersizliği ve bilgilenmenin kulaktan kulağa olmasıdır. Utanma ve çekinme de bu konuda profesyonellerden yardım almayı zorlaştırır. Cinsel sorunları olan kişiler ülkemizde, bu konuda hiçbir bilgisi ve eğitimi olmayan, para taciri muskacılara, üfürükçülere giderek zaman kaybetmektedirler. Anayasamıza göre herkesin kendisine uygun ve bilimsel tıbbi yardım almaya hakkı vardır.
Bir çok erkeğin ve kadının Refrakter periyot ve klitorisin önemi hakkında bilgisi yoktur. İlk gece korkusu ve başarısızlığı toplumumuzda çok yaygındır. Oysa zifaf gecesinden önce yapılacak iyi bir bilgilendirme ve profesyonel eğitimle bu sorun kolaylıkla aşılabilir.
Eşi dışında başka kadınlarla ilişkide sorun yaşamayan erkeklerin bu sorununun nedeni genellikle eşlerini sevmemeleri, hatta tiksinti duymalarıdır. Eşini sevmediği için cinsel birleşmeyi reddeden bir kişinin cinsel tedavisi mümkün olmadığı gibi etik de değildir.
Soru 8: Kadınlarda görülen Cinsel İşlev Bozuklukları nelerdir?
1.KADINLARDA CİNSEL İSTEKSİZLİK VE CİNSEL İLİŞKİDEN TİKSİNME:
Cinselliğin baskılandığı, yasaklandığı toplum ve kültürlerde cinsellikle ilgili suçluluk ve günahkârlık duygularının, cinsel korku ve takıntıların sık görülmesi kaçınılmazdır. Ayrıca psikiyatrik ve de psikolojik sorunlar, özellikle depresyon ve psikojenik travma geçirilmesi kadınlarda cinsel isteksizliğin en sık görülme nedenlerindendir. Bu nedenler psikiyatrik olarak iyileştirildiğinde, bir de sexterapi uygulandığında cinsel isteksizliği ortadan kalkar. İspanyol sineği yağı gibi ithal maddeler ya da aktarların hazırladığı bir takım karışımlar bilimsel olarak geçerli değildir.
Menopozda da cinsel isteksizlik sık görülür. Bu durumda Östrojen/Progesteron ve Testosteron hormonlarını içeren ilaçların verilmesinin yeri vardır.
Terapide, her kadın için cinselliğin en doğal gereksinim ve hak olduğu mutlaka işlenmelidir. Eğer eşler arasında duygusal ve düşünsel iletişim ve etkileşim çatışmaları varsa, çift terapisi de terapiye eklenmelidir.
2.KADININ ORGAZM OLAMAMASI
Kadınlarda orgazm olamamanın en önemli nedeni, cinsel ilişkinin süresinin ve biçiminin orgazm yaşamak için yeterli olmamasıdır. Kadınlarda orgazm olamama sorunu yüzde 12, 5 oranında görülür. Toplumumuzda bu oran daha da yüksektir.
Vajinanın sadece dış üçte birlik kısmında sinir uçları vardır. Sinir uçları açısından en yoğun ve hassas organ klitoristir. Bu nedenle kadınların çok büyük bir kısmında cinsel birleşmenin yanı sıra klitorisin erkek tarafından uyarılması da orgazm olma açısından büyük önem taşır. İlişkide kayganlaştırıcı jel kullanılması da orgazm olabilirlik açısından yararlıdır. Kadının cinsel isteksizliği sorununda, cinsel ilişkide kadının üstte pozisyonunda olması gerekir.
3.VAJİNİSMUS
Vajinismus, vajinanın dış üçte bir kaslarının istemsiz ve yineleyici biçimde kasılmaları nedeniyle cinsel birleşmenin yani koitusun olamamasıdır. Bu kasılmaya tüm bedendeki kasılmalar, bacakların kapanması, korku, kaçınma tepkisi ve girişin olamayacağı inancı eşlik eder. Eğer tedavi edilmezse, birçok çift bir süre sonra cinsel ilişki kurma girişiminden vaz geçer. Vajinismus olan kadınların muskacılara ve kadın- doğum uzmanlarına gitmesi son derece yanlıştır. Çünkü Vajinismus sadece ve sadece bu konuda ehil ve bilgili cinsel terapistler tarafından tedavi edilebilir.
Soru 9: Erkeklerde görülen Cinsel İşlev Bozuklukları Nelerdir?
1.EREKTİL DİSFONKSİYON(SERTLEŞMENİN OLMAMASI)
Cinsel işlev bozukluklarının hemen hemen tamamında unutulmaması gereken önemli bir nokta, tedavinin başladığı en az 15 günlük zaman zarfında cinsel birleşmenin yasaklanmasıdır. Ancak sevişme genellikle serbest bırakılır ve de teşvik edilir. Tüm cinsel işlev bozukluklarında, cinsel terapistin öncelikle çiftlere, cinsel ilişkinin anatomisini ve fizyolojisini öğretmesi, bilgilendirmesi, hatalı bilişleri yıkması çok büyük önem taşır. Ayrıca bu konuda sapık olmayan erotik malzemelerden de yararlanılabilir. Yine bütün cinsel işlev bozukluklarında tedaviye çiftin bir arada gelmeleri gerekir ve terapide ev ödevleri çok büyük öneme sahiptir.
Erektil Disfonksiyon, yani sertleşme güçlüğü ya da halk arasında ki yanlış ve aşağılayıcı ismiyle iktidarsızlık, yeterli bir cinsel ilişki ve birleşme için gerekli penil ereksiyonun en az altı ay süreyle başlatılamaması ve devamında yetersizlik olması şeklinde tanımlanır. Erkeklerde yaşa da bağlı olarak yaygın bir biçimde görüldüğü halde başvuru sayısı düşüktür ve tanı ve tedavi psikiyatristlerle ürologların işbirliğiyle yapılır. Ülkemizde Türk Androloji Derneği tarafından 1998 yılında yapılan ve 1982 erkeği kapsayan ünlü araştırmada, 40 yaş üstünde ki erektil Disfonksiyon ortalaması %de 65 olarak bulunmuştur.
2.ERKEN BOŞALMA
Erken boşalma, “Çok az bir cinsel uyarılma ile ve kişinin istemesinden önce, vajinaya girme öncesi, girer girmez ya da hemen sonra boşalmanın istemsiz bir biçimde olmasıdır.
Erken boşalma sorunu erkeklerde yüzde elli gibi çok yüksek oranlarda görülmesine karşın tedaviye başvuru oranı çok düşüktür.
Erkeğin boşalması dört tıbbi evreden oluşur. Bunlar sırasıyla1.Ereksiyon 2.Emisyon 3.Ejakülasyon ve 4 Orgazm dır .
Erken boşalmada, cinselliğin beyindeki genel merkezi olan hipotalamusun, yani denizatı denen bölümün etkililiğinin azalması rol oynar. Ev ödevleriyle bu rol arttırılmak suretiyle erken boşalma tedavi edilir.
Erken boşalma, alkol, ilaçlar, prezervatif veya diğer adıyla kondom, geciktirici sprey ya da kremlerle düzeltilemeyebilir.
Ancak bası SSRI ve benzodiazepin grubu ilaçlar boşalma süresini bir yan etki olarak uzatmak suretiyle erken boşalmanın tedavisinde rol oynayabilirler.
Erken boşalmanın ödevsel terapisinde Semansın başlattığı Stop-Start yani dur-başlat tekniği ve de cinsel araştırmalar tarihinin Kinsey’le birlikte en önemli bilim insanları olan Masters-Johnsonun önerdiği Sıkma yani Squeeze tekniği en çok uygulanan tekniklerdendir.
Soru 10: Cinsel eğitim nasıl yapılmalıdır?
Cinsel eğitim önemli ölçüde informal bir şekilde, yani sokakta ve kulaktan duyma bilgilerle, sağlıksız bir şekilde gerçekleşmektedir. Toplumumuzda eşiyle göbekten cinsel birleşmeye çalışan erkeklerin sayısı az değildir.
Yanlış bilgiler ve inanışlar beklentilerin abartılı olmasına, abartılı beklentilerin olması ise performans anksiyetesine neden olarak cinsel işlev bozukluklarına yol açabilirler.
Sağlıklı bir cinsel eğitim, bırakın ortaokul ve liseleri, Tıp fakültelerinde bile yapılmamaktadır.
Cinsel eğitim ömür boyu süren bir konudur ve bu alanda anahtar kişiler olan ebeveynlerin ve diğer aile üyelerinin, öğretmenlerin, sağlık profesyonellerinin ve din hocalarıyla medya mensuplarının birbirlerinin tamamlayıcısı olma rolünü benimsemeleri gerekir. Ve eğitimde görevi ve sorumluluğu olan bu kişilerin öncelikle kendilerinin iyi bir cinsel eğitimden geçmeleri gerekir.