Cinsel İstismar
Yazar Sevinç Kapaca • Psikolog • 3 Haziran 2019 • Yorumlar:
Çocuk istismar, karışık sebepleri ve dramatize neticeleri olan, tıbbi, hukuki, gelişimsel ve psiko-sosyal kapsamlı gerçek bir sorundur. Cinsel istismar asırlardır bilinen bir mevzudur. Bununla birlikte çocuk istismarlarında son zamanlarda gözle görülür bir artış mevcuttur. Amerika Birleşik Devletleri’nin yapmış olduğu araştırmalarda görülmüştür ki çocukların; 1998’de binde 1.6’sının cinsel istismara uğramıştır. Başka ülkelerde yapılan epidemiyolojik çalışmalarda da benzer oranlardan söz edilmektedir.
Çocuk istismarının patolojik koşulları hem türetici hem de yıkıcı olan gerçeküstü yeteneklerin ilerletilmesini zorlar. Cinsel istismar çocuklarda birçok etkeni beraberinde getirmekte ve yetişkinlikteki oluşum süreçlerini de zedelemektedir. Çocukta güven duygusunun yıkıcı bir hale gelmesine neden olmakta aynı zamanda normal gelişim süreçlerini de sarsmaktadır. Cinsel sömürünün yaşandığı her yaş insan patolojisini değiştirmektedir. Cinsel istismar birçok patolojik sonuçları oluşturmaktadır.
Aile İçi Cinsel İstismar: “Ensest”
Ensest, yakın akrabalar arasında istekli ya da isteksiz cinsel ilişkiye girmesidir. Birçok kültürde bu durum yıkılamayan bir tabudur. Evlenmeleri yasal, ahlaki ve dini boylamlarda men edilmiş birinci ve ikinci kuşak akraba olan kadın ile erkeğin cinsel ilişki yaşama anlamında kullanılmaktadır. Cinsel sapkınlık olarak bilinen ensest “akraba aşkı” olarak da tanımlanabilmektedir.
Toplum tarafından kabul edilmeyişi ve ayıplanmış olması ensest ilişkinin saklı tutulmasına sebep olmaktadır. Ensest birliktelik klasik olarak dayandığı nokta kan bağıdır. Benzer birliktelikler kurulduğu, aile bağının ve güvencesinin oluşmuş olduğu veya aile bireyleriyle olan ensest birliktelik uzun seneler süresince görünmezlikten gelmiştir.
Cinsel Sömürünün Çocuklar Üzerindeki Tesirleri
Çocuklarda cinsel sömürü ahlaksal bir suç olmasıyla beraber olumsuz halk sağlığı ve uzun sürelerde olumsuz sonuçlarda doğurmaktadır. Bu sonuçlar içinse tek bir hastalık tablosu yoktur, ancak cinsel sömürü tehlike etmeni olarak kabul görülmektedir. Genellikle kaygı bozuklukları cinsel sömürüye uğramış çocukluklarda kısa zaman içerisinde ortaya çıkabilmektedir.
Normal olmayan cinsel eylemlerin uygun olmayan ortamlarda sergilenmesi davranışlarıdır. Cinsel bir ilişkinin kendince taklit edilmeye çalışılması, cinsel organlarına yabancı cisimleri sokmak, bireylere karşı sürtünme eyleminde bulunmalarıdır. Çocukluk dönemlerinde cinsel tacize uğramış kişiler yetişkinliklerinde ya cinsel istismarda bulunurlar ya da kendi cinselliklerini maddi anlamda kazanç sağlamak için kullanmaktadırlar.