Çocuğumla Birlikte Uyumak
Yazar Murat Aldan • Psikolog • 18 Ekim 2018 • Yorumlar:
Çocuğuyla birlikte uyumak çoğu anne baba için büyük bir keyiftir, anne babalardan bazen şu cümleleri de duyarız “ onunla birlikte yattığımda onun kokusunu alıyorum, sıcaklığını hissediyorum bu beni çok iyi hissettiriyor “ çocuklar da çoğunlukla bu paylaşımlardan hoşlanırlar, anne babadan ayrılmak istemezler. Annelerin en çok ürettikleri bahanelerden biride “kışın üşümesinler, üstleri açılmasın” diye, diğer zamanlarda ise “gece yalnız yatınca korkuyor, bizimle yatmak istiyor, tek yattığında çok ağlıyor, ” diye çocuklarını yanlarında yatırmakta, bu durum sonraki zamanlarda da devam etmektedir. Belli bir yaştan sonra bunu sınırlamak ve anne ile çocuğun ayrışmasını sağlamak, çocuğun bireyselleşmesi ve ruh sağlığı açısından oldukça önemlidir.
Nedenleri neler olabilir?
Özellikle bebeklik döneminde anne-babalar ya yorgunluktan, ya özlemden, ya da artık pes ettiklerinden dolayı bebek uyumadığında yataklarına alırlar. Daha büyük çocukların anne-babalarının yanında yatma isteği tuvalet ihtiyacından, korktuklarından, güvende hissetme ihtiyaçlarından veya anne-babalarıyla yeterince beraber olamadıklarından kaynaklanıyor olabilir. Yalnız kalmak istememe, çeşitli yaşam olayları (deprem, kazalar, hastalık, boşanma vb.), korkular, anne babaların tutumları, uygun olmayan fiziksel koşullar (fazla ışık, gürültü) bu duruma yol açan diğer faktörlerdir. Anne baba ile yatma konusundaki ısrarın en önemli nedenlerinden biri “korku”dur. Çocuk korktuğunu söyleyerek yatağında yatmak istemeyebilir ya da gece anne babasının yatağına gidebilir. Çocuklar bu dönemde bilmedikleri birçok şeyden korkabilirler. Bunların yansıması olarak korkulu rüyalar görebilirler. İzlediği bir filmden, haberlerden ya da duyduğu bir olaydan etkilenmiş olabilir. Çocuk anne babası ile yattığında güvende olacağını düşünür ve bu konuda ısrarcı davranır.
Anne baba anlaşmazlığının yoğun olarak yaşandığı evlerde de çocuklar anne babalarının evi, dolayısıyla kendilerini terk edecekleri kaygısı ile onlarla birlikte yatmak isterler. Bazen yeni bir çocuğun aileye katılması, büyük çocuğun kıskanmasına yol açar ve çocuk kıskançlığını bastırmak için ana babayla yatmak ister. Çocukların yaşamlarında karşılaştıkları bir kardeşin doğması, taşınma, ebeveynin boşanması, ölümler, kreşe veya okula başlama gibi ciddi yaşam olayları çocuklarda kaygı yaratabilir. Çocuğun tek başına bu kaygıyla başa çıkabilmesi zordur, bu nedenle ebeveynlerine sığınır, bu gibi durumlar da çocuğun anne babasıyla yatmasına yol açar.
Çocuğun anne babayla birlikte yatmasının ne tür sakıncaları vardır?
Anne ve baba ile beraber yatma, öncelikle çocuğun özgüveninin ve bağımsızlığının gelişmesini engelliyor. Çocuğun kendi yatağında ve kendi odasında uyuması bireysel gelişimleri için önemli bir adımdır ve buna izin verilmelidir. Çocuğun kendi odasında yatması kendisine dair bir özel alan hissini oluşturacak ve aileler bu şekilde senin kendine dair bir özel alanın var bizim yatak odamızda bizim özel alanımız diyerek çocuğa sahiplenme duygusu verebilirler, ayrıca sınırlar konusunda önemli bir adım atılmış olur. Çocuk anne ile babanın kendinse dair bir özel alanı olduğunu böylelikle kabul etmeye başlar. Çocuğun odasının ayrılmaması, hem çocuk hem de anne babanın yatış saatlerinde değişikliklere neden olacak, ebeveynler ayrı odalarda yatmak durumunda kalabilecek, bu durum eşlerin cinsel yaşamlarını da olumsuz yönde etkileyecektir. Cinsel kimliği gelişmeye başlayan çocuklarında artık anne babalarıyla yatmaları sakıncalıdır. Erkek çocuğun anneyi sahiplenmesi ve aslında o benim eşim demeye çalışması, kız çocuğunun da babayı sahiplenip ben onunla yatmak istiyorum demesi görülmektedir. Bu süreçte beraber çocuğun anne ve baba ile beraber yatması sürdürüldüğünde anne ve babayı sahiplenme ondan uzaklaşamama da beraberinde görülecektir.
Ebeveynlerin bu konuda sıklıkla yaptığı hatalar
Birçok anne baba çocuğun kendileriyle yatmasından hoşnut olabilirler, hatta bunun bir sorun olmadığını düşünenler bile vardır. Özellikle bu durumu boşanmış veya çalışan anne babalarda görünür. Her iki durumda da ebeveyn çocuklarına yeterince zaman ve ilgi göstermediklerini veya birlikte kaliteli vakit geçiremediklerini düşünerek bir çeşit suçluluk duygusuyla çocuklarını yanlarında yatırmakta ve bu şekilde farkında olmadan çocuğun bireyselleşmesini engellemektedirler. Boşanma durumunda özellikle anneler çocuğun kendini kötü hissetmemesi için kendileriyle yatmasına izin verirler, bu özünde anne için de rahatlatıcı olduğu için sorun olarak görmezler, bana ihtiyacı var diye düşünebilirler. Yine anne açısından da eşinin boşluğunu çocukla doldurmaya çalıştığı söylenebilir. Böyle durumlarda anne babanın bunu görebilmesi ve bu konuda önlem alması gerekmektedir, ancak içinde bulunulan duygusal durum gerçek bir değerlendirme yapmayı zorlaştırmaktadır. Böyle durumlarda bir uzmandan destek almak yararlı olacaktır.
Çocuğun hastalandığı durumlarda da anneler çocuklarını yataklarına aldığı görülmektedir. Normalde çocuk kendi yatağında yatarken hastalandığı bir durumda bu düzen bozulmakta ve çocuk bu durumu devam ettirmek istemektedir. Özellikle küçüklüğünden itibaren sık solunum yolu enfeksiyonu geçiren, alerjisi olan veya başka bir sağlık sorunu olan çocukların anneleri, çocuklarına bir şey olacak, hastalık tekrar edecek korkusuyla çocuklarını yanlarından ayırmamaktadır. Bu durum çocuğun anneye bağımlı olmasına yol açmaktadır. Bireyselleşmesini engeller. Kendi odasında yatmaya başlamış bir çocuğu hastalandığı zaman ya da herhangi bir korkulu rüya sonrasında tekrar ebeveyn odasına geri almak ebeveynlerin sıklıkla yaptığı bir davranıştır. Bunun yerine bir süreliğine yatağının yanında oturularak ve çocuk başı okşanıp rahatlatıldıktan sonra uyumasını sağlamak daha uygun olacaktır.
Kaygılı, evhamlı ve aşırı koruyucu anne babaların çocuklarında, yalnız yatamama sorunu daha fazla görülmektedir. Ayrıca bu çocuklar kreşe ve okula başlarken zorluk yaşamakta, ciddi ayrılma kaygısı yaşamaktadır.
Eğer anne baba izin verirse ve çocuğuna gerekli alanı sağlarsa, her çocuk bir gün kendi yatağında, kendi odasında, kendi özelinde olmak isteyecektir. Çünkü çocuklar annelerine yapışık kalmak istedikleri kadar çok da bir aynan büyük, özgürleşmek ve bireyselleşmek için mücadele verirler. Buna fırsat tanımayan aşırı koruyu, baskıcı ebeveynler genelde ya çok pasif ve içine kapanık ya da çok asi çocuklarla karşı karşıya kalmak durumunda kalabilirler. Yapılması gereken şey, çocuğun yaşına uygun özgürlüklerini tanıyıp, ona alan vermek, ancak gerektiği yerlerde de sınır koyabilmek, kararlı ve istikrarlı olabilmektir.