Çocuğumun Korkuları İçin Ne Yapabilirim?
Deniz 10 yaşındaydı. Bilgisayarda zaman geçirmeyi seviyor ve çeşitli oyunlar oynuyordu. Bu oyunların içeriğinde şiddet, korku gibi temalar yer alsa da Deniz buna aldırış etmiyor hatta bu durumdan keyif alıp oynamaya devam ediyordu.
Ancak akşam olduğunda bu yaptığı şey onun için bir kabusa dönüşüyor ve çok fazla korkmaya başlıyordu. Uyku saati geldiğinde tek başına o odada uymak istemiyor ve bunu engellemek için elinden geleni yapıyordu.
-Anne benimle birlikte uyu, korkuyorum yalnız uyumaktan, diyerek annesini kendisiyle birlikte uyumaya ikna etmeye çalışıyor hatta ağlıyordu. Annesi kimi zaman bu duruma çok üzüldüğünden Deniz uyuyana kadar yanında kalıyor kimi zamanda bu duruma alışmasın diye –Kocaman adam oldun. Tek başına uyuyabilirsin diyerek onu cesaretlendirdiğini düşünüp karanlıkta yapayalnız bırakıyordu.
Bu korkuyla baş etmeye çalışan Deniz gece boyunca kendiyle mücadele ediyor ve kabus bitsin diye dua ediyordu.
Ancak güneşin doğuşuyla kabus bittiğinde kendini güvende hissediyor ve gece hissettiklerini unutarak kendisini korkutan şeylere geri dönüyordu.
Çocuk nasıl düşünür?
Korku herkese özgü ancak her yaş dönemi için şekil değiştirici durumdadır. Kimi çocuklar karanlıktan, yalnızlıktan, dışlanmaktan, gökgürültüsü ya da hayvanlardan korkarken kimi çocuklar ise arkadaş edinememekten, başarılı olamamaktan ya da sevdiği birini kaybetmekten korkar. İşte tüm bu korku çeşitleri her yaş dönemi için farklı seyreder ve eğer doğru yaklaşım gösterilmezse tamamen geçmez, sadece şekil değiştirir.
Hikaye de Deniz gün içerisinde oynadığı şiddet ve korku içerikli oyunları akşam uyku saati geldiğinde zihninde gerçeğe dönüştürüyordu. Bu da beraberinde karanlık korkusu ve uyku sorunları gibi problemlere yol açıyordu. Deniz’in annesi ise farkında olmadan Deniz’in bu korkusunu yanlış yaklaşımlarla besliyor ve ortada gerçekten korkulacak bir şey olduğuna inandırıyordu. Deniz annesinin uyuyana kadar yanında kalmasını istiyor, annesinin ise –Tamam ben yanındayım, korkacak bir şey yok, demesiyle çocuğun korkusu derinleşiyordu.
Nasıl mı?
Deniz ‘’ Annem -ben buradayım korkma dedi, yani annem olmadığı zamanlarda bana zarar verecek bir şey var. Benim korktuğum şeyler gerçek’’ şeklinde düşünür. Çocuk bu şekilde düşündüğünde sürekli yalnız uyumaktan kaçınır ve annesini hep yanında ister. Annesinin kimi zaman yanında kalması kimi zamanda kalmaması ise çocuğun bu durumu aşmasına asla yardımcı olmadığı gibi başka problemler yaşamasına da neden olur. Ebeveynlerinin yanlış tutumlarıyla korkusu beslenen çocuk, ileriki zamanlarda kaygı düzeyi yüksek, öz benlik algısı düşük ve insan ilişkileri sorunlu bir bireye dönüşür. Böyle bir durumda korku tamamen geçmez ya da hafiflemez sadece yaş ilerledikçe koşullara göre değişmeye başlar.
Neler yapabilirsiniz?
• Öncelikle korkmanın doğal bir eylem olduğunu aklınızdan çıkarmayın ve bunu düşünerek çocuğunuza yaklaşın. Hikayede ki anne gibi ‘Kocaman adam oldun ‘ ya da ‘Erkek adam korkar mı?’ vb. olumsuz ifadeleri kullanırsanız çocuğun yargılanmış ve küçümsenmiş hissetmesine neden olursunuz. Bu yüzden böyle hatalı cümleler yerine ‘Anlıyorum korkuyorsun ancak seni korkutan şeylerden uzak kalmayı da denemiyorsun. Bir süre bunu denemen gerekir. Evet seni çok seviyorum ama her defasında sen uyuyana kadar başında bekleyemem. Korkunu yenmenin bir yolunu bulman gerekir. Sürekli başında beklersem ya da senle birlikte uyursam sen hiçbir zaman korkunu yenemezsin. Bu yüzden bu süreci azaltarak devam edeceğiz. İlk gün sen uyuyana kadar, diğer gün ise 30 dakika ve her günü 5 dakika azaltarak bir hafta içinde tamamlayacağız. Ve ondan sonra artık beni uyurken yanına çağırmayacaksın. Zaten o vakte kadar sende seni korkutan şeylerden uzak kalırsan korkunu daha çabuk yenersin. ’ diyebilirsiniz. Bu iletişim şeklinde çocuğunuza vermiş olduğunuz mesaj, korkuyu çocuğun yanlış eylemler doğrultusunda kendisinin var ettiğini (vazgeçemediği şiddet oyunları), bunun sonucunda belli bir süre yanında kalarak ona değer verdiğinizi (bir hafta süreyle uyku anında yanında olmanız) ve daha sonra kendisinin bu sorunla mücadele ederek çözüm yollarını araması gerektiğini (korkusuyla yalnız yüzleşmesi) iletmektir.
• Bazen çocuklar öğütlerden çok hikayelere odaklanırlar ve bu hikayelerden mesajlar alırlar. İçinde bulunduğunuz duruma özgü hikayeler yoksa baş etme becerisi için örnekler üzerinden ilerleyin. Yukarıdaki anlatımınızı destekleyecek örnekler verin ve sorular sorun. Örneğin köpekten korkan birini bir odaya kapatırsan o kişi ne hisseder ilk gün? Daha sonra ki günler o köpeği sevip okşayana, kucağına alana kadar oda da köpekle yaşaması gerektiği söylenirse ne yapar? Birkaç gün geçtikten sonra aynı odada köpekle yaşayan kişinin korkusu azalır mı? Başlarda korktuğu gibi olur mu korkusu? Peki köpeğe alışır mı zamanla? Beraber zaman geçirdikçe sever mi o köpeği? Köpeğin kendisine zarar vermediğini sadece sevilmek istediğini gördüğünde boş yere bunca zaman korktuğunu anlar mı? Ve sonunda köpek korkusunu yener mi? gibi sorular sorarsanız çocuğun hem bilişsel becerilerini geliştirir hem de korkunun basamaklarını ve çözümün nasıl gerçekleştiğini dolaylı öğretmiş olursunuz.
• Korkularını kendisinin üzerinden değil farklı isimler ve farklı korkuları kullanarak hikayeler anlatın ya da örnekler sunun. Aksi halde sizi dikkate almaz ve bu durum aranızda iletişim problemi oluşturur. Çünkü anne ve babalar çocuklara göre sürekli öğütler verir ve artık öğüt duymak istemezler.
• Kendinizi korkusuzda göstermeyin. Kendi korkularınızı çocuklarınızın korkuları olmasa bile nedenleriyle birlikte anlatabilirsiniz. Kimi yetişkinin yükseklik korkusu, böcek korkusu, yalnız kalamama ya da tek başına uyuyamama korkusu vb. çeşitleri vardır. Çocuğa karanlıktan korkma deyip karanlıktan korkan ebeveynin söyleyecekleri ne kadar etkili olabilir. Bu çocuğun ebeveyne güvenmemesine ve yaşadığı korkunun daha çok artmasına neden olur. Çünkü çocuğa göre annesi yada babası karanlıktan korkarken ama korkmuyor gibi davranarak yalan söylerken ve bunca zaman bu korkusunu yenememişken kendisinin de hiçbir zaman yenemeyeceği inancını doğurur. O yüzden gerçeği söyleyin ve yeterli açıklamalar yapın. ‘Çocuktur anlamaz, geçer ‘demeyin. Sizde geçti mi? Hayır.