Çocuğun Dünyasında Teknolojinin Yeri
Yazar Sezin Başoğlu • Psikolog • 15 Ağustos 2018 • Yorumlar:
Çocukların en fazla ilgilendiği ve uğraştığı teknolojik araçlar arasında bilgisayar,tablet cep telefonu, playstation vb. gelmektedir. Günümüzde özellikle kentleşmenin artması, sokakta oynamanın aileler için güvensiz hale gelip endişe uyandırması, çocuğun da başka aktivitelerle meşgul olmadığı, can sıkıntısıyla baş edemediğinde,ulaşılabilirliğin kolay olması vb. nedenlerden bu tür araçları fazlasıyla tercih edilebilir hale getirmektedir. Bazen depsikolojik sorunlar yaşadığında (depresyon gibi) çocuk yalnız kalmak isteyip bu araçlarla fazla zaman geçirebilir. Ergenler arkadaşlarıyla sohbet edebilmek,oyun oynamak amacıyla da sıkça bilgisayar vb. kullanırlar.Böyle bir ortamda ergen kendini rahatlıkla ifade edebilmekte, kişiliğini ortaya koyabilmektedir.Özellikle çekingen,özgüven eksikliği olan, yalnız olduğunu hisseden,duygularını ve düşüncelerini çoğunlukla dile getiremeyen kişilerde bu bir tür bağımlılığa daha kolay dönüşmekte,sosyal ve duygusal ihtiyaçları karşılamak istese deaşırıkullanımçocuğun/ergenin aslında sosyal gelişimini olumsuz etkilemektedir.Ergenin bu araçları nasıl kullandığı,ayırdığı süre de önemlidir.
Erken çocukluk döneminden itibaren iseörneğin; televizyon izleyerek zamanının çoğunu geçiren çocukların genel gelişimlerinde gecikme (otizm, mental retardasyon vb.) konsantrasyonu bozma,uyum sorunları,duygusal kontrolde zayıflık,dil ve konuşma sorunları ortaya çıkmaktadır.Ayrıca izlerken pasif kalmaları nedeniyle küçük çocuklar tırnak yeme,parmak emme vb. davranışlara daha fazla meyil göstermektedirler.Bu tür araçların içinde maruz kaldıklarında bazı çocuklarda kuvvetli sosyal güdülenmeden yoksun olmakta,duygularını ve düşüncelerini paylaşma arzusu duymamaktadırlar.Böylece içsel dünyalarını da çevreyle uygun dile dökmeyi aramadıkları içinde çevreyle iletişimleri kesilmektedir.Oysa çocuk büyüdükçe dil sosyal etkileşim için önemli bir hale gelir.Bu dönemde çocuğun aile ortamında ve çevresiyle etkin bir iletişim ağına ihtiyacı vardır.Aile içi iletişimin gerçekleştiği ortamda büyüyen çocuk bu araçlara daha az ilgi gösterecek ve sosyal beceri kazanacaktır.Yapılan araştırmalarda; televizyondaki filmlerde veya oynadıkları oyunlarda saldırgan davranışları gören çocukların bunu taklit ettikleri ortaya çıkmıştır.İzlenilen şeyler çocuklarda model alma,kendini özdeşleştirme(örn; süper kahramanın yaptığı davranışları taklit ederek uçmaya çalışma gibi),ergenlerde ise doğru ve kabul edilebilir olma olarak gerçekleşmektedir.Bu nedenle çocuğun oynadığı oyunların veya izlenilen programların içeriği ve yaşa uygunluğu önemlidir.Özellikle gelişim süreci devam eden çocuklar öğrenmeleri boyunca daha az seçicidirler ve gözlem yoluyla öğrendiklerini daha çabuk benimserler.Somut düşündükleri için de herşeyi gerçek zannederler. Örn;izlenilen film kahramanlarının gerçekten öldüğünü,vurulduğunu yani zarar gördüğünü düşünürler.Üstelik saldırganlığa ve şiddete karşı duyarsızlaşırlar.Bu süreç on yaşına kadar devam eder.On yaşından itibaren soyut düşünme başlar ,gerçek ve hayali ayırt ederler. Biz yetişkinler maruz kaldığımız bu tür şeylerin çoğunun gerçekle örtüşmediğini veya bir tür kurgu olduğunu biliriz. Bunlara dikkat ettiğimizde bilgisayar, televizyon vb. araçlar eğitici ve öğretici olabilmektedir.Anne-babaların sağlıklı model olmaları(örn; eve geldikleri andan itibaren televizyonu tercih etmeme,uzun süre bilgisayar başında vakit geçirmeme gibi.),doğru bir şekilde çocuğu yönlendirebilmeleri (örn; okulöncesi dönemdeki çocuğa kendi başına yemek yeme alışkanlığı kazandırırken eline tablet vermek veya evin her yerine bu tür araçlar koyulduğunda vazgeçilmez yapmak)her tür oyun ve filmi doğru sınırların konulduğu çerçevede verebilmeleri( Televizyonun3-6 yaştagünde ortalama maksimum bir saat, okul çağındaysa iki saatten az ve aralıklı şekilde seyredilmesi gibi), bu konuda kararlı ve tutarlı olmaları gerekir. Aşırı kullanımın bir tür davranışsal bağımlılık olan teknoloji bağımlılığına dönüştüğüdurumlardaysa uzman desteği almak faydalı olacaktır