Çocuğunuza Sınır Koyun

Yazar Ebru ZorlutunaPsikolog • 16 Ağustos 2021 • Yorumlar:

Uzun yıllardır anne babalarla çalışıyorum ve en sık karşılaştığım konu “çocuklarına sınır koyamama” diyebilirim. “Sınır koymak neden gerekli?” “Koymasak olmaz mı?” diyenler çocuklarına en çok söz geçiremeyenlerdir aslında. Çocuğunuza karşı bir türlü söz geçiremiyorsanız, sizi duymuyormuş gibi hareket ediyorsa, kurallara uymakta güçlük yaşıyorsa, odanıza kapınızı çalmadan giriyorsa, tuvalette sifonu çekmeden çıkıyorsa, sözünüzün bitmesine izin vermiyor, sürekli kendi konuşuyorsa muhtemelen ortada bir sınır problemi vardır.

Sınırlar bu hayatta bizi diğerine karşı koruyan, güvende tutan, hayır demeyi ve nerde duracağımızı gösterir. Hiç kimse anne karnında bu dünyanın kurallarını ve sınırlarını öğrenmez. Kuralları ve sınırları anne babalar öğretir. Çocuklar, anne babanın kendilerinden ne beklediğini, sınırları ne kadar çok deneyebileceklerini, sınırları aşarsa neler olacağını bilmek isterler. Her çocuk sınırlara ihtiyaç duyar. Çünkü sınırları belirlenmiş dünya her zaman güvenlidir.

Çocuklar, anne babanın bu dünyada yetkin olduğunu bilmek isterler. Dış dünyanın güvenli olduğunu kendi ailesi içinde öğrenirler.

Çocuk merkezli aileler… Çocuk merkezli ailelerde görülen şudur; çocuk en tepede anne ve baba onun aşağısındadır. Çocuk tepeden anne-babayı yönetmektedir. Bu ailede, anne babanın dediği çok nadir geçer. Alınacak arabanın markasına kadar. Hangi okula gideceğini 5 yaşındaki çocuk karar verir, hangi yemeği yiyeceğine ve hangi saatte uyuyacağına yine o karar verir. Sınır koyduğunda ya da kurallar oluşturduğunda onu sevmeyeceğini düşünür. Çocuğuna kıyamadığından onun için sağlıklı bir süreci de ertelemiş olurlar.

Dümeni olmayan aileler… Özgür çocuk yetiştirmekle sınırlarını bilen çocuk yetiştirmek karıştırılıyor. Her çocuk anne-babanın rehberliğine ihtiyaç duyar. Dümeni olmayan bir gemi düşünün, her insan bu gemide kendini tehlikede hisseder. Dümeni olmayan bir ailede de çocuklar kendini tehlikede hissederler. Hiçbir çocuk saat kaçta yatacağına karar veremez.. Bunu öğretecek olan anne-babalardır.

Sınırlarını bilmeyen aileler… Yetişkin olarak sınır koyma probleminiz varsa çocuğunuza sınır koymakta zorlanırsınız. Çocuğun alanına girmek, odasında eşyaların nerde duracağına karar vermek ve eşyalarını toplamak… Çocuğunu arkadaşı yerine koyup eşiyle yaşadıklarını ayrıntılarıyla çocuğuna anlatan ebeveynler var. Üstüne almak istemediği sorumlulukları çocuğuna yüklemek bir sınır sorunudur. Çocuğunuzla iki yaş sonrasında hala aynı yatakta uyumak ciddi bir sınır ihlalidir. Bir de çocukları için evliliklerini sürdürenler var.  Odasını karıştırmak, eşyalarını izinsiz kurcalamak sınır sorunu olan ebeveynlerin sık yaptıkları davranışlardır.. Birlikte tuvalete girmek ya da banyo yapmak gibi davranışlar bizim ailede var diyorsanız muhtemelen sizin ailenizde bir sınır problemi vardır.. 

Sınır koymalısınız çünkü…

  • Hayatı daha yaşanır kılar. 

  • Çocuğun güvenliğini sağlar. 

  • Kişinin kendisi ve çevresiyle uyum içinde olmasını sağlar. 

  • Çocukların dürtülerini kontrol etmesini sağlar. 

  • İç disiplin gelişir. 

  • Davranışının doğal sonucuna katlanmayı öğrenir. 

  • İletişim kurma becerilerini arttırır. 

  • Belirsizlikleri bilinir kılar. 

  • Sosyal becerileri gelişir. 

  • Sorumluluk duygusu gelişir. 

  • Sosyal hayattaki kurallara kolay uyum sağlarlar. 

 

Örnek Sınır Cümleleri:  

  • “Elif, beş dakika içinde yatman gerekiyor. Geri döndüğümde TV’yi kapatmanı ve gidip pijamalarını giymeni istiyorum.”

  • “Tabletini kapatma zamanın geldi. Şimdi mi kapatmak istersin yoksa yarın kullanma hakkının bana geçmesini mi istersin. Ben kapatırsam yarın kullanma hakkı bende olacak.”

  • “Bu odada oyuncaklarınla istediğin gibi oynayabilirsin. Oyununun devam etmesi için oyuncaklara ya da birine zarar vermeden yapman gerekiyor.”

  • Okula giderken giyinmek istemeyen çocuğunuza; “Pijamalarınla mı okula gitmek istersin yoksa giyinerek mi?” Pijama derse okula öylece götürmekten çekinmeyin. Okulda hemen üstünü değiştirmek isteyecektir. 

 

Nasıl sınır koyarım? 

Sınır koymayı gözünüzde büyütmeyin.  Öncelikle evininizde daha önce koymuş olduğunuz sınırların olup olmadığını kontrol edin. Hiçbir şey bulamadıysanız önerileri dikkatlice okuyun;

      Seçenek sunun. Bunu binlerce kez duymuşsunuzdur. Çocuklara seçenek sunulduğunda verilen yönergelere daha çabuk uyduğu biliniyor. “Bugün bu eteği mi giymek istersin yoksa bu pantolonu mu?” gibi seçenekler sunun. 

       Kısa ve açık cümlelerle konuşun. Ne kadar kısa cümleler kurarsanız ve istediğiniz şey ne kadar açıksa çocuğunuzun o şeyi anlaması da o kadar kolaylaşıyor. “Sana kaç defa dedim şu oyuncaklarını topla diye, hep böyle yapıyorsun sen, ben artık çok yoruldum” gibi uzun ve sitemkâr cümleler yerine “oyuncaklarını toplamanı istiyorum” gibi açık cümleler kurun. Hala toplamazsa bırakın doğal sonucunu yaşasın. Odasında yerde dağınık duran oyuncaklarının üzerine basılıp kırılacağını ve telafisinin de olmayacağını bilmesi gerekir. 

      Hayır demeden hayır diyin. Sınır koyarken çok fazla “hayır” kelimesini kullanmak çocuğunuzla aranızda güç mücadelesine neden olur. Özellikle çocuğunuz 2-3 yaş civarlarındaysa “hayır” kelimesini söyleme hakkı sadece ona aittir. En azından o öyle düşünmektedir. Size önerim, hayır kelimesini kullanmadan hayır demeniz. “Hayır, dışarı çıkamazsın” yerine “Dışarı çıkmak yerine bana yardım edebilir misin?” diyerek onun odak noktasını değiştirebilirsiniz. 

Her evin kuralı olmalı. Çocuğunuzun sınırlarını öğrenmesini istiyorsanız, öncelikle evde en ihtiyaç duyduğunuz şeylere karşı bir kural listesi hazırlamalısınız. Örneğin; akşam 09.00’da yatılacak (Uyku kelimesini çok kullanmayınız. Çünkü uykumuzun gelmesi iradi bir şey değildir. Çocuğunuzun yatmasına odaklanın. Uykusunu biz getiremeyiz!) 

Az kural, çok takip olmalı. Yemek, masada ve saat 08.00’de yenilecek gibi herkes için en temel kuralları belirleyin. 3-4 yaş çocuğunuz varsa kurallar listesi 3 kuralı geçmesin. Yaş büyüdükçe kural ekleyebilirsiniz. Önemli olan az kural ve takiptir. 

Eğlenceli kural tablosu oluşturun. Kural listeniz oldukça renkli ve görsel materyallerle dolu olsun. Ailedeki tüm üyelerle birlikte oluşturun ve en görünen yere asın. Her çocuk rutinleri sever. Kurallara evde herkes uymalı ve kuralları bozan ise tabloda olan kuralı tekrar hatırlamalı. Bir diğer seçenek ise hemen aile toplantısı gerçekleştirilip kurallar ile ilgili görüşmelisiniz. 

Ortak tutumlarda buluşun. Kurallar oluşturduktan sonra takibinde anne-babanın aynı tutumda olması çok önemlidir. Anne 09.00’da yatmasını söylüyor, baba biraz daha televizyon izlesin diyorsa bütün yaptığınız çaba boşa gidecektir. Çocuklar anne-babalarının aynı tutumda olduklarını gördüğünde güç savaşına girmeleri de o kadar azalıyor. 

Çocuğunuza model olun. Sizin de evin bir kuralına uymadığınızı görürse; “demek ki kurallar ihlal edilebilir” der ve tekrar başa dönebilirsiniz. Örneğin yemeğinizi televizyon karşısında yemek gibi. 

Kararlı ses tonu ile konuşun. Çocuğunuz belirlenen kurallara uymuyorsa, sakin ses tonu ile kuralı tekrarlayın. Bunu yaparken onunla aynı seviyede ve göz kontağı kurmayı unutmayın. Kuralı yapmasını isterken yalvarmayın, rica kelimeleri kullanmayın. Bağırmadan, kararı ses tonu ile “…. yapmanı bekliyorum” diyebilirsiniz. 

Davranışının sonucunu yaşamasını sağlayın. Çocuğunuz bir davranışta diretiyorsa, örneğin alışveriş merkezine gideceksiniz ve montunu giymiyor ya da ayakkabısını o zaman bir karar vermesini isteyeceksiniz. “Ayakkabını giymek mi istersin ya da evde kalmayı mı tercih edersin.” Montunu ya da ayakkabısını giymemesinin sonucu evde kalmaktır. 

Övgü veya yergi yerine teşvik edin. Övgü ve yergi çocuğa teşvik davranışa yapılır. Övgü ve yergi çok risklidir. Çocuğunuzun davranışları üzerinde konuşun. Kendisini zaten seviyorsunuz, değer veriyorsunuz. Çocuklarınızın çabalarını teşvik edin. Bu çocuğunuza aynı davranışı devam ettirmesi için büyük bir cesaret verir. Etkin sınırları belirlemek demek, katı kural ve cezalandırmaların olduğu anlamına gelmemeli. 

Siz sadece beklentilerinizi net olarak belirliyorsunuz, tutarlı oluyorsunuz ve davranışı takip ediyorsunuz. Artık dümeniniz elinizde, çocuğunuz keyifle güvertede eğlenirken geminizi sürüyorsunuz. İyi yolculuklar… 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)