Çocuk Gelinler Sorunu

Yazar Yeliz YılmazPsikolog • 28 Mayıs 2018 • Yorumlar:

Erken ve zorla evlilikler birçok ülkenin en önemli sosyal sorunlarından biri olan ve Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmeleri gibi önemli uluslararası çok sayıda sözleşmede yer alan konulardan biridir.

Bu evlilikler çocuk istismarının, kadına yönelik şiddetin ve kadın erkek arasındaki güç eşitsizliğinin en tahrip edici şekilde görüldüğü anlardan biri olarak kabul edilen ve açıkça bir insan hakları ihlali olarak değerlendirilen ve tartışın bir konudur.

Uluslararası anlaşmalarla belirtilen standartlara baktığımızda on sekiz yaşında altında yapılan her evlilik, evlendirilen kız çocukları da çocuk gelin olarak belirtmektedir. Bireyin ruhsal ve fiziksel gelişimini tamamlamadan yaptığı evlilikler bir çok araştırmada çocuk gelinler üzerine odaklanılmasına neden olmuştur.

Çocuk yaşta evlilik ya da bir diğer ifade ile erken evlilik, en az biri on sekiz yaşından küçük olan iki kişinin, yasal ya da resmi olmayan bir şekilde, evlilik bağıyla birleşmesi anlamına gelmektedir. Bu konu ile ilgili adlandırma sorunu bulunmaktadır. Çocukların erken yaşta evlendirilmeleri sorununa yönelik “ çocuk gelin, çocuk evlilikleri, zorla evlendirme, erken yaşta evlilik, pedofili gibi kavramlar kullanılmaktadır. Çocuk ve kadın hakları konusunda çalışan uzmanlar genellikle çocuk gelin kavramını kullanmaktadır ve pedofili kavramının kullanılmamasını gerektiğini düşünmektedir. Bunun nedeni ise çocukların erken yaşta evlendirilmesini meşrulaştırmak olarak tanımlamaktadırlar. Pedofili kavramı, çocuk yaşta yapılan evlilikler sorununu tek başına açıklayabilecek bir kavram değildir. Çocuk evlilikleri son zamanlarda hala normal sayılabilen bir durumdur. Özellikle kırsal kesimde devam etmektedir.

Erken Yaşta Yapılan Evliliklerin Sakıncaları

Kız çocuğun erken yaşta evlendirilmesi çocuğa yönelik cinsel istismarı içermektedir. Küçük yaşta maruz kalınan cinsel istismarın bireyin yaşamının sonraki gelişim dönemlerinde olumsuz etkilerinin olabileceği bilinmektedir ( Taner ve Gökler, 2004). Çocuk haklarına daire sözleşmeye göre çocukların aileleri tarafından istismar ve ihmalden korunma, eğitime erişim ve kendileri ile ilgili konularda görüşlerini dile getirme gibi hakları vardır. Kız çocuklarının evlendirilmesi ise onların sahip olduğu hakların ihlal edilmesidir. Örneğin çocuk yaşta evlenen kızlar eğitimini bırakmak zorunda kalır.

Çocuk yaşta evlenmenin çocuklar için gelişimsel açıdan da sakıncaları vardır. Evlilikle çocuklar okulu bırakmakta ve ev içi sorumlulukları artmakta ve doğumla birlikte yapmaları gereken sorumluluklar fazlalaşmaktadır. Bu durum aynı zaman toplum tarafından kısıtlanmasına neden olabilir. Örneğin, evli kadınlar sokakta gezmez vb.

Toplum ve eşleri tarafından çeşitli kısıtlara maruz kalma; sosyal becerileri tam olarak edinememiş ve kimlik gelişimi tamamlanamamış kız çocuklarının ise evliliklerinde ne derece mutlu olacağı tartışmalıdır. Literatüre bakıldığında erken yaşta evlenmenin olumsuz sonuçlarla ilişkili olduğu bulunmuştur.

Erken yaşta evliliklerin bir başka sakıncası da gebelikten korunma yöntemleri hakkında yeterince bilgi sahibi olmayan kız çocuklarının istenmeyen gebelik yaşama riskinin yüksek olmasıdır. 18 yaş öncesi kız çocuklarının üreme sistemi henüz olgunlaşmadığı için gebelik bu yaşta ki kız çocuklarında çeşitli sağlık sorunları ve hatta ölümlere neden olabilmektedir. Hipertansiyon, kansızlık ve kanamalar ve bel çukurunda düzleşmeler olarak sıralanabilir. Ayrıca erken yaşta gebeliklerde erken ve zor doğum riski ve bebek ölüm ihtimalleri artmaktadır. Bunun yanı sıra kendisi çocuk olan bireylerin anne olması bebeklerine gerekli bakımı sağlayamamalarına ve çocuğun bakımsızlıktan ölme ihtimalini de arttırmaktadır ( Başer,2000).

Çocuk Evliliklerinin Nedenleri

Çocuk evliliklerinin birçok sakıncası olmasına rağmen Türkiye’de devam etmesinin birçok nedeni vardır. İlk olarak kanunların çocuk evlilikleri konusunda düzenleyici olması gerekir. Çocuk koruma kanununda 18 yaş altındaki bireylerin korunması gereken çocuk olarak tanımlamaktadır. Ancak var olan düzenlemeler 15 yaşın üzerindeki bir çocukla yasadışı olarak evlenen birey ancak şikayet edildiği takdirce cezalandırılmaktadır. Bu durum işleyişte de problemlere neden olmaktadır. Çocuk koruma kanunda 18 yaş altındaki bireylerin korunması gerektiğini belirtmesine rağmen bir yandan da 15 yaş üzeri bireyle evlenen kişi hakkında sadece şikayetle işlem yapıldığı görülmesi 16 yaş ve üzerindeki çocukların evlenmesine resmi olarak izin verebilmektedir. Bu durum 15-18 yaş arasındaki çocuk evliliklerin en büyük nedenlerinden biridir.

Ailelerin eğitim ve gelir düzeyi de çocuklarının erken yaşta evlendirme riskinin yüksek olduğunu bildirmektedir ( Çakmak, 2009; Özcebe ve Biçer, 2013). Maddi sıkıntıların yaşandığı ailelerde kız çocuklarının evlendirilmesi ailenin yükünü azaltabilmektedir. Özellikle karşılığında başlık parası alınıyorsa aile ekonomisine katkı dahi sağlayabilmektedir.

Bir diğer nedeni ise; geleneksel uygulamalardır. Toplumun bazı kesimlerinde hala sürdürülmekte olan başlık parası, beşik kertmesi ve kan bedeli evliliği gibi geleneksel uygulamalar kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesine neden olmaktadır. Ayrıca toplumda evlilikle ilgili olan kalıp yargılar da bu uygulamanın sürdürülmesine neden olmaktadır. Geç evlenen kızlar evde kalır ve kızların erken evlenmesi eşlerine itaatini arttırır gibi cümleler kalıp yargılara örnek olabilir. Ailelerin sahip olduğu inançlar kızların erken yaşta evlendirilmelerine neden olabilir. Bununla bağlantılı olarak ailelerin korumacı cinsiyetçilik düzeylerinin onların çocuklarını erkenden evlendirilmelerine neden olduğu söylenebilir. Korumacı cinsiyetçilik bir yandan kız çocukların erken yaşta evlendirilmeleri onları evlilik öncesi ilişki yaşamasını engelleme ve cinselliğin yalnızca evlilik için yaşaması gibi bir işlev görebilir. Erken evliliklerin korumacı cinsiyetle yakından ilişki olduğu düşünülmektedir ( Sakallı ve Glick,2003).

Çocuk Evliliklerinin Önlenmesine Yönelik Çözüm Önerileri

Ülkemizde çocuk gelinler diğer ülkelere oranla daha fazladır. Birey ve toplum düzeylerini de oldukça etkilemektedir. Öncelikle bu sorunla mücadele ederken gelişmiş ülkelerin uyguladıkları modellere bakılması fayda sağlayacaktır. Bu evliliklerin fazla olmasının en büyük nedenlerinden birisi toplumda normal olarak kabul edilmesidir. Bu evlilikler bir suç, hastalık veya insan hakları ihlali olarak görülmediğinde bu tür evlilikler engellenememektedir. Bu toplumsal yargıya düzeltmek için toplumun bilinçlendirilmesi bu konuda eğitim verilmesi ve sosyal medya üzerinde bilgilendirme yapılması yararlı olacaktır. Bu bağlamda eğitim, sağlık ve adalet çalışanları ile birlikte ailelere ve çocuklara yönelik bilinçlendirme eğitimleri düzenlenebilir. Ayrıca MEB müfredatına Çocuk Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği derslerinin eklenmesi çocukların farkındalığını sağlamakta etkili olabilecektir.

Çocukların Eğitimi
Eğitim seviyesi arttıkça erken evliliklerin sayısı düşmektedir. Eğitim ayrıca dolaylı olarak da bireyin hayatına ilişkin temel karar mekanizmalarında daha etkin olmasını sağlamakta ve bir bilinç geliştirmektedir. Çocukların zorunlu eğitim ve öğretimlerini tamamlamayan veliler tespit edilmeli ve haklarında caydırıcı önlemler alınmalıdır (Aydemir, 2009).

Örgün eğitim içinde yer alan çocuklar için erken yaşta evlenmenin sakıncalarının anlatıldığı kazanımlar müfredata eklenmelidir. Anne-çocuk sağlığı, üreme sağlığı gibi konular müfredatta yeterince yer almalıdır (Aydemir, 2009). Geleneksel değerlerin hâkim olduğu ekonomik yönden geri bölgelerdeki bölge okulları ve pansiyonlarının sayıları artırılmalıdır. 1997 yılında 8 yıla çıkarılmış olan zorunlu eğitim, okul öncesi eğitimle birlikte 13 yıla çıkarılmalıdır (Aydemir, 2009). “Haydi Kızlar Okula Kampanyası” gibi kızların okullaşma oranının artırılmasına yönelik kampanyalar düzenlenmelidir. Küçük yaşta evliliklerin önlenmesi bakımından meslek edindirme kurslarına önem verilerek kadınların iş kurabilmeleri için imkanlar sağlanmalıdır (Aydemir, 2009).


Halkın Eğitimi
Okuma-yazma bilmeyen kadın oranının fazlalığı dolayısıyla kadınlarda okuma yazma oranını artırmak için kadın okulları açılmalıdır. Aileler erken yaşta evliliklerin tıbbi, psikolojik ve sosyolojik sakıncaları konusunda ikna edilmelidir. Bu konuda hem annenin hem de babanın eğitimi çok önemlidir ve bu eğitim sağlanmalıdır (Aydemir, 2009).

Erken yaşta evliliklerin sağlık açısından zararları ile erken evliliğin sebep olduğu erken gebeliklerin meydana getireceği tehlikeler ve aile planlaması hakkında toplumun geneline yönelik bilgilendirme çalışmaları yapılması gerekmektedir (Aydemir, 2009). Yine farkındalığı arttırmak adına toplumsal hayatı etkileyen yazılı ve görsel basından yararlanılmalıdır. Broşürler hazırlanarak yaygın dağıtımı sağlanmalıdır. Spot filmler hazırlanmalı, TV kanallarında yayınlanması sağlanmalıdır. Özellikle Devlet büyüklerinin erken yaşta evliliğin sakıncalarına değinecekleri konuşmalarını halka duyurmaları etkili olabilir (Aydemir, 2009). Sorunlarla karşı karşıya kalındığında şikâyet başvurusu yapılacak birim ile SHÇEK’in telefon numaraları ve oluşturulacak bir şikâyet hattının irtibat numaraları kamuoyuyla paylaşılmalıdır (Aydemir, 2009).

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)