Çocuk İstismarı

Yazar İlim Bükülmez • 26 Ağustos 2024 • Yorumlar:

Öncelikle çocuk istismarı dediğimizde Dünya Sağlık Örgütü’nün de tanımladığı üzere çocuklara bir yetişkin veya toplum tarafından bilerek ya da bilmeyerek yapılan ve çocuğun sağlığını, fiziksel ve psiko-sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen davranışlar olarak söyleyebiliriz. Bu istismarın boyutlarından biri fiziksel istismar. Fiziksel istismarın varlığını çocuğun vücudunda belirgin yaralar, morluklar, kesikler veya yanıklarda görebiliriz. Bunların haricinde birden fazla kemikte kırık ve çıkık görülen belirtiler arasındadır. Bu yaralanmaların sıklığı ve yaralanmaların vücudun hangi bölgelerinde olduğu istismarın belirlenmesinde önemli bir faktördür. Fiziksel istismara maruz kalmış bir çocuğa vücudundaki yaraları sorduğunuzda tutarsız ve mantıksız cevaplar almanız da çok olası bir durumdur çünkü aynı zamanda istismar eden kişiden korkmakta ve ondan kaçınmaktadır. Cinsel istismara baktığımızda ise görebileceğimiz belirtiler yürümede ya da oturmakta zorluk, karın ve baş ağrısı gibi fiziksel yakınmalar, başka sebeplerle açıklanamayan dudak/ağız, genital ya da anal bölgede kaşınma, ağrı veya kanamalar. Bunlar dışında aşırı temizlenme ihtiyacı ya da tam tersi temizliğin ihmali ve kendine zarar verme gibi riskli davranışlar da gözlenebilmektedir. Cinsel istismara uğrayan çocuklarda tekrarlayıcı, rahatsız edici düşünceler, olayla ilgili kabuslar, uykuya dalma ve konsantrasyon güçlüğü, öfke patlamaları görülebilmektedir. Ayrıca diğer iki istismar türüne göre fark edilmesi ve tanımlanması daha zor olan üçüncü bir istismar türü olarak da Duygusal istismarı söyleyebiliriz. UNICEF, “duygusal istismar ve ihmali” çocuğun nitelik, kapasite ve arzularının sürekli kötülenmesi, sosyal ilişki ve kaynaklarla ilişkisinden sürekli yoksun bırakılması, çocuğun sürekli olarak insanüstü güçlerle, sosyal açıdan ağır zararlar verme ya da terk etme ile tehdit edilmesi, çocuktan yaşına ve gücüne uygun olmayan taleplerde bulunulması ve çocuğun, topluma aykırı düşen çocuk bakım yöntemleri ile yetiştirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Duygusal istismara maruz kalan çocuklar ailelerinden ve sosyal çevrelerinden uzaklaşıp kendilerini değersiz hissedebilirler. Fiziksel istismar kadar ciddi zararlara yol açabilen duygusal istismar genellikle daha gizlidir.

Çocuklar istismara uğradıklarını tam olarak anlamakta zorlanabilirler, özellikle de istismar eden kişi tarafından manipüle edildikleri durumlarda. Bu durum çocuğun yaşı, duygusal gelişimi ve deneyimlerine göre değişebilmektedir. Bazı çocuklar istismara uğradıklarını, kendilerine zarar veren bir durumda olduklarını doğrudan anlayabiliyorken bazıları yaşadıkları durumun normal olduğuna inanabilir ya da yaşadıkları korkutucu deneyimi ifade etmekte zorlanabilirler. İstismarın sonucunda yaşadıkları olumsuz fiziksel belirtiler istismarı anlamalarını sağlayabilir. Ancak, istismarın birçok formu, çocuklar tarafından anlaşılması zor olabilir. İstismar eden kişi genellikle çocuğun güvenini kötüye kullanır, onları tehdit eder veya susturur ve çocuklar bu nedenle istismarı açığa çıkarmakta veya anlamakta zorlanabilirler. Ayrıca, istismar genellikle aile içinde veya güvendiği kişiler tarafından gerçekleştirildiğinde, çocuklar istismarı normal bir davranış olarak görebilir veya kendilerini suçlu hissedebilirler.

Çocukların cinsel istismara maruz kalma riskiyle ilgili yaygın bir algı, tehlikenin genellikle yabancılar tarafından geldiği yönündedir. Ancak son dönemdeki araştırmalar ve istatistikler, çocuk istismarının çoğunlukla tanıdık kişilerden geldiğini ortaya koymaktadır. Bu tanıdık kişiler arasında aile üyeleri, aile dostları, öğretmenler, antrenörler ve diğer güvenilir kişiler bulunabilir. Bu gerçek, çocuklarımızı cinsel istismardan koruma stratejilerimizi gözden geçirmemiz gerektiğini göstermektedir. Yabancılardan gelen tehlikelere karşı uyanık olmak önemli olsa da, çocuklarımızı tanıdık kişilere karşı da korumamız gerekmektedir. Bu nedenle, çocuklarımıza kişisel sınırlarını koruma, vücutlarını tanıma ve güvenli yetişkinlere başvurma konusunda eğitim vermek çok önemlidir. İstismarın genellikle tanıdık kişiler tarafından gerçekleştirildiğini anlamak, çocuklarımızı korumak için daha etkili stratejiler geliştirmemize yardımcı olabilir.

Çocukların kendi özel bölgelerini tanımaları önemlidir. Okullarda mahremiyet eğitimi verilmeli ve bu eğitim bir kereyle sınırla kalmamalı tekrarlanmalı, aynı zamanda aile tarafından da desteklenmelidir. Çocuklar iyi dokunuş ve kötü dokunuş arasındaki farkları bilmelidir. Rahatsız olduklarında Hayır diyebilecekleri de onlara bu eğitimler kapsamında öğretilmelidir. İstismarın hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu, çocukların güvenliğinin önemli olduğunu ve yardım istemekten hiçbir zaman çekinmemeleri gerektiğini öğretmek çok önemli!

Çocuklarla kurulan sağlıklı, saygılı ve onay odaklı ilişkiler, onların gerçek sevgi ile istismarı ayırt etmelerine ve kendi sınırlarını korumalarına yardımcı olabilir. Özellikle fiziksel temas konusunda çocuğun koyduğu sınırlara saygı gösterilmelidir. Çocuklarla iletişimde onların onayını almak önemlidir. Çocuğunuz eve gelen misafirin onu öpmesini istemiyorsa buna saygı duymamız, istemediği bir davranışa zorlamamamız önemlidir.

Çocuklar istismara maruz kaldıklarında farklı tepkiler verebilirler. Bazı çocuklar bu durumu güvendiği kişilere açıkça ifade edebilir. Bu da genellikle sağlıklı iletişim kurulduğunda ve güvenli bir ortamda mümkün olmaktadır. Kimi çocuk daha çok içine kapanabilir ve daha önce yapmaktan zevk aldığı aktiviteleri yapmayı bırakabilir, okul başarısı düşerek daha agresif davranışlarda bulunabilir. Çocuklar istismar yaşadıklarında söylemekten çekinebilirler çünkü istismar eden kişi genellikle onları tehdit eder, susturur veya manipüle eder. Ayrıca, istismar genellikle aile içinde veya güvendiği kişiler tarafından gerçekleştirildiğinde, çocuklar kendilerini suçlu hissedebilir veya başkalarının onlara inanmayacağını düşünebilirler. Bu nedenle, çocuklar istismar durumlarını ifade etmekte zorlanabilirler. Bu durumda, onlara güvenli bir ortam sağlamak ve onları dinlemek önemlidir.

Tedavi süreci çocuğun yaşadığı olayın etkileriyle başa çıkmasında ve iyileşmesinde çok önem arz etmektedir. Yaşadıkları bu kötü deneyimleri unutmaları zor bir süreçtir. Özellikle cinsel istismara uğramış çocuklar, böyle bir travmatik deneyimin izlerini yetişkinliklerinde de görebilirler. İşte bu yüzden aldıkları psikolojik destek çok önemli hale gelmektedir. Profesyonel yardım, çocukların iyileşme süreçlerini yönetmelerine ve yaşamlarında daha sağlıklı ilişkiler kurmalarına yardımcı olabilir. Ayrıca, aile desteği, sevgi ve anlayış bu dönemde hayati bir yere sahiptir. 

Çocuklara kendilerine zarar gelen hiçbir durumda sır saklamaması öğretilmelidir. Sırların çoğu zaman güvenli olmadığını ve tehlikeli olabileceğini vurgulayın. Çocuklara, vücutlarının kendilerine ait olduğunu ve kimseye izinsiz dokunmalarına veya kendilerini rahatsız etmelerine izin vermemeleri gerektiğini öğretin. Özel bölgelerini tanımlayın ve bu bölgelerin başkaları tarafından dokunulmaması gerektiğini vurgulayın. Çocuklara, kendilerini rahatsız hissettiklerinde net ve güçlü bir şekilde "Dur", "Hayır" veya "Bırak" gibi ifadeler kullanmaları gerektiğini öğretin. Bu ifadelerin önemini vurgulayarak, sınırlarını korumanın önemini anlatmak gereklidir. Bu noktalar çocuklara yakın tanıdıkları birinden gelen tehlikelere karşı nasıl tepki vermeleri gerektiğini öğretmek için önemli bir temel oluşturur. Ayrıca, bu konuların düzenli olarak tekrarlanması ve günlük yaşamlarına entegre edilmesi, çocukların bu becerileri güçlendirmelerine yardımcı olacaktır

Çocuklara kişisel sınırlarını ve güvenliği öğretmek için eğitim, mümkün olduğunca erken yaşlarda başlamalıdır. İstismar ve tehlikelere karşı bilinçlendirme, çocukların dil becerileri geliştikçe ve kavrama yetenekleri arttıkça aşamalı olarak başlamalıdır. 0-3 yaş arasında basit güvenlik kavramları öğretilmeli, Hayır ve Dur gibi basit ifadelerle kendilerini ifade etmeleri öğretilebilir. 3-6 yaş arasında kişisel sınırlar daha anlaşılır hale gelmektedir. Bu yaş grubu çocuklara iyi dokunuş ve kötü dokunuş anlatılmalıdır. 6-9 yaş arasında çocuklara sır saklamak konusu gündeme getirilmeli ve istismardan bahsedilerek güvendikleri yetişkinlere rahatsız oldukları durumları bildirmeli öğretilmelidir.  Her yaş grubunda, çocukların anlayabileceği ve günlük yaşamlarına entegre edilebilecek basit ve anlaşılır dil kullanılmalıdır. Çocuklara öğretilen konseptler, yaşlarına uygun olmalı ve yaşlarına uygun şekilde sunulmalıdır. Bu, çocukların kişisel güvenliklerini sağlamak için sağlam bir temel oluşturacaktır.

Ailelere, çocuklarının davranışlarını dikkatle gözlemlemeleri ve herhangi bir endişe uyandıran belirtileri ciddiye almaları konusunda önemli bir rol düşmektedir. Eğer istismar endişesi varsa, çocuğunuzla açık ve destekleyici bir şekilde konuşun ve profesyonel yardım alın. Unutmayın ki, erken müdahale ve destek, çocuğunuzun iyileşme sürecini önemli ölçüde etkileyebilir. Anahtar, açık ve anlayışlı bir iletişim kurmak ve çocuğunuzun bu konularda rahat hissetmesini sağlamaktır.

Bu durumda ebeveynler çok endişelenmektedirler ama sakin kalıp durumu dikkatle değerlendirmek çok önemlidir. Siz sakin kalıp çocuklarınızı anlayışla dinlerseniz onlar da çekinmeden ebeveynleriyle daha rahat konuşabileceklerdir. Çocuklara açık uçlu sorular sorulmalıdır. Yanlış sorgulama teknikleri kullanan aileler çocuğun ifadesini bozabilir. Ne kadarı çocuğun ifadesi ne kadarı sorgulayanın ifadesi karışabilir bu da uzmanın işinizi zorlaştırmaktadır. Bu nedenle her sorgulama çocuk için zorlayıcıdır ve çok fazla tekrarlanmaması önemlidir. Direkt olarak profesyonel yardım ve destek almak, çocuğunuzun korunması ve iyileşmesi açısından önemlidir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)