Çocuk Resimlerinin Psikolojik Değerlendirmesi
Yazar Elif Nur Yazıcı • Psikolog • 3 Mayıs 2021 • Yorumlar:
Çocuklar resimlerle iç dünyalarını dışa vurabilir. Duygularını, o anki gündemlerini-zihinlerini meşgul eden durumları, isteklerini ve hayallerini ifade edebilirler. Psikolojide kullanılan resim testleri ve değerlendirme teknikleri aynı zamanda diğer yöntemlerle; aile görüşmesi, oyun gözlemi ve okuldan alınan değerlendirme gibi birlikte kullanılır. Yine çocuğun içinde bulunduğu sosyokültürel ortamı da bilmek gerekir. Bu şekilde yapılan bir çalışma çok daha sağlıklı değerlendirmeyi mümkün kılar.
Davido1 şöyle açıklıyor: ‘Kelime hazneleri ne kadar iyi olursa olsun çocuklar, düşündüklerini ifade etmede yetişkinlerden daha çok zorlanır çünkü kelime hazneleri henüz yeterince gelişmemiştir. Bu bağlamda, resim çocuk için ayrıcalıklı bir ifade aracıdır çünkü kalem tutabilmekten başka beceri gerektirmez.’ Resim çocuğun söz olmadan kendisini ifade etmesine olanak tanır. Meşhur kitapta Küçük Prens hayal gücünü fil yutmuş boğa yılanında ortaya koymuştur. Aslında çok küçük yaştan itibaren çocukların serbest resim çizme becerisini köreltilmekte ve çocuklar gerçeklik endişesi içinde özgürlüğü kısıtlanmış, belli şekillerin tekrar edildiği bir çizim dünyası içine sıkıştırılmaktadır.
Resim yapma becerisi de diğer beceriler gibi adım adım gelişir ve yaşla birlikte çeşitli evrelerden geçerek olgunlaşır. Evrensel olan bu evreler; lekeleme, karalama, çiziktirme, iribaş insan, entelektüel gerçeklik, görsel gerçeklik ve mekanda tasvir evresidir.
Çocuğun çizdiği ilk insan imgesi genellikle büyük yuvarlak bir kafa ve kafadan çıkan iki çizgiden meydana gelir. Yaşı ilerledikçe çocuk insan figürünü çok daha detaylı çizmeye başlar. Yapılan çalışmalar çocukların çizdiği insan resimlerinde kendisini resmettiğini göstermiştir. Dünyanın farklı yerlerinden çocuk resimlerini incelediğimizde aynı yaş aralığındaki çocukların çok benzer resimler yaptığını görürüz. Beş-altı yaşlarında bir çocuk basitçe insan, ev, ağaç, çiçek, güneş, bulut ve kuş çizebilir.
Çocuklarla yapılan resim çalışmalarında psikolog çocuğa mümkün olduğunca müdahale etmeyerek gözlem yapar, resmi sayfanın neresine çizdiği, şekilleri hangi sırayla çizdiği, karalama yapıp yapmadığı, silgi kullandığı yerler, çizim özellikleri-bastırma, silik çizme, üstünden geçme gibi, kullandığı renkler gibi pek çok noktaya dikkat eder. Aynı zamanda resim çizerken çocuk hikaye anlatabilir veya gündelik olaylardan bahsedebilir. Çocuğun istediği gibi olmayan şekiller karşısındaki tepkisi de takip edilir. Tekrar tekrar çizmeye mi çalışıyor, üstünü mü karalıyor, başka bir şeye mi dönüştürüyor yoksa yeni bir kağıt isteyip öncekini hemen çöpe mi atıyor?
Şimdi resimlerin neler anlattığına bir göz atalım;
-
Silik çizgiler, sık silgi kullanma, resmi bir türlü bitirememe güvensiz, çekingen ve içedönük bir çocuk olduğunu gösterir. Her şeyi düz çizgilerle ve orantılı çizmeye çalışma gerçekçi bir bakış açısını akla getirir. Hassas çocuklarsa daha çok kavisli çizgiler kullanır.
-
Resim kağıdını zamana göre değerlendirmek de mümkün. Sayfanın ortası şu an, solu geçmiş, sağı ise geleceği işaret eder. Resmin sayfaya göre ortalanması çocuğun dengeli bir iç dünyası olduğunu gösterir.
-
Renklerin duygularla bağlantısı çok önceden beri bilinir. Kırmızı-öfke / saldırganlık / dürtüsellik, mavi-sakinlik / özdenetim / uyum, yeşil-umut / ilişkisellik, beyaz-adalet, sarı- cömertlik, bağımlı olma, siyah-üzüntü / yas / utangaçlık temsil eder. Çocuğun resmi değerlendirirken renk kullanıp kullanmadığı, ve eğer kullandıysa hangi renklerin baskın olduğu incelenir. Tekrar etmek gerekirse değerlendirmede tüm detaylar bir bütünün parçası olarak ele alınır, ne yalnızca çizgiler ve şekiller ne de yalnızca renkler yorumlanmaz.
-
Çocuk resimlerinde en sık karşılaştığımız çizimlerde biri evdir. Ev, simgesel olarak güvenlik duygusu, sığınak, aile ortamı ve dış dünya ile ilişki gibi durumları temsil eder. Ev çizimi pek çok detayı da içerir, kapı, pencereler, çatı, baca, merdivenler, çitler, evin bahçesi gibi.
Çocuk Resimlerinde Ev
Evin kapısı dış dünya ile nasıl ilişki kurduğunu gösterir. Kapı çizilmemesi diğer insanlarla ilişki kurmaya kapalı olduğunu gösterir. Kapının açık olması ise yakınlığa duyduğu güçlü ihtiyacı belirtir. Pencereler de benzer şekilde ilişkiselliği gösterir. Perdeler ulaşılabilirliğin az olduğunu, pencere olmaması düşmancıllığı gösterebilir.
Evin önündeki veranda çevreden gelecek tehditlere karşı korunma ihtiyacını temsil eder. Eve giden yolun tıkalı olması kaygı ve saldırganlık algılamanın göstergesi olabilir. Kapının veya yolun olmaması başarısızlık algısı ile ilgili de olabilir.
Evin çatısı zihinsel durumu gösterir. Bacasından duman çıkan evler yakın ilişkilerde yakınlığı temsil eder. Baca aynı zamanda cinsel olgunluğu ve dengeyi de gösteren bir simgedir.
‘Kağıda iyi ortalanmış, açık pencereli, çok kapılı bir ev, çocuğun yumuşak karakterli, açık ve paylaşımcı olduğunu gösterir. Evin çevresini ise genellikle uyumlu ve ölçülü çizer. Buna karşın ev küçükse, çocuk kağıdın tümünü kullanmamışsa pencereler küçükse ya da ev penceresizse, evin çevresi yalıtılmış öğelerle veya kocaman ağaçlarla donatılmışsa bu resim, çocuğun duygusal sorunlarını gösterir.'
6 yaş öncesi çocukların pencereleri evin duvarına yapışık çizmesi gelişimsel olarak normaldir. Bunun nedeni çocukların bu yaşa kadar boşluk kavramını tam anlayamamalarıdır. Bu yüzden resim kağıdının tümünü doldurmaya çalışırlar.
Çocuklarla yürütülen psikoterapi çalışmalarının önemli bir parçası olan resimler, değerlendirme için kullanıldığı kadar iyileştirici yönüyle de psikolojik desteğin bir parçasıdır. Özellikle söze iletişim kurmakta zorlanan, sessiz, utangaç, içekapanık çocuklarla çalışırken çok sık kullanılan bir yöntemdir.