Çocuk ve Ergenler ile Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel davranışçı terapi işlevsiz bilişsel süreçlerin duygular ve davranışlar üzerindeki etkisine odaklanan bir terapi ekolüdür. Bilişsel süreçler terimi kişinin düşüncelerini, olayları algılama ve yorumlama şeklini, karar verirken ve sorun çözerken kullandığı düşünme biçimlerini kapsar.
Bilişsel davranışçı terapi, bilişsel süreçlerdeki değişiklerin kişinin duygu ve davranışları üzerinde değişiklik sağladığı varsayımına dayanır. Bu üç kavramın (düşünce, duygu, davranış) arasındaki ilişkiye odaklanır. Bilişsel davranışçı terapi seanslarında amaç kişinin bilişsel süreçlerini anlamak, tanımlamak ve bu düşünce sistemlerine alternatif yollar bulmaktır.
Bilişsel davranışçı terapi, bilimsel kanıtlarla desteklenen bir terapi ekolüdür. Bilişsel davranışçı terapinin çocuk ve ergenlerde de etkili olduğunu gösteren birçok bilimsel çalışma mevcuttur.
Bilişsel davranışçı terapi, çocuk ve ergenlerin kendini daha iyi tanımasına, iç gözü kazanmasına ve kendini kontrol becerilerinin artmasına yardımcı olur.
Bilişsel davranışçı terapi uygulamaları için danışanın belirli bir bilişsel gelişim döneminde olması gerekir. Yaklaşık 7 yaştan itibaren kazanılan bilişsel beceriler bilişsel davranışçı terapi uygulamaları için uygundur. Ancak çocuklardaki gelişimsel farklılıklar dikkate alınır ve değerlendirme seanslarından sonra bu ekolün danışan için uygun olup olmadığı değerlendirilir. Bilişsel davranışçı terapinin uygunluğuna karar verilirse seanslar danışanın duygusal ve bilişsel gelişimine uygun olarak düzenlenir.
Seanslarda danışan ile kullanabileceği beceriler üzerinde çalışılır. Danışanın bu becerileri seans dışında uygulaması ve böylece süreç sonunda bu becerileri kendi kendine uygulayabilecek duruma gelmesi hedeflenir. Tüm süreç danışan ile terapistin iş birliği ile gerçekleşir.
Bilişsel davranışçı terapide çocuk ya da genç terapist ile birlikte süreçte aktif rol oynar. Danışan sadece terapistin söylediklerini uygulayan bir konumda değildir. Hedeflere ve uygulanacak yöntemlere birlikte karar verilir ve danışanın ihtiyaçlarına göre sürece yön verilir. Terapist danışanın sorunlarını daha iyi anlayabilmesini ve bu sorunlarla baş edebilmek için yeni yollar bulmasını destekler.
Çocuk ve ergenler içinde bulundukları aile, okul ve sosyal çevreden çok fazla etkilenir. Bu yüzden terapi sürecinde bütüncül bir bakış açısı gereklidir. Danışanı ve sorunu daha iyi anlamak için tüm sistemler birlikte ele alınır ve gerektiğinde sürece dahil edilir.
Terapi sürecinde terapistin danışanın ebeveynleriyle (bakım verenleriyle) ilişkisi ve iş birliği en önemli konulardan biridir. Ebeveynler sorunun doğası ve çalışılan beceriler hakkında bilgilendirilir.
Danışana yardımcı olabilecek beceriler ebeveynlere öğretilir. Böylece süreç sonlandığında ebeveynler danışana destek olmaya devam edebilir. Ayrıca ebeveynlerin sürece dahil olması, seans dışında danışanı desteklemeleri ve yaptıkları gözlemler sürecin ilerlemesini sağlayan önemli faktörlerdendir. Ebeveynlerin sürece katılması, terapist ile işbirliği içinde olması terapinin verimliliğini oldukça artırır.
Bilişsel davranışçı terapi diğer terapi ekollerine göre daha kısa süreli olmayı amaçlar. Ancak sorunun doğası, çocuğun ve ailenin sürece katılımı gibi birçok faktör terapi süresini etkiler. Süre değişkenlik gösterse de terapinin hedefleri ve hangi konular üzerinde çalışılacağı sürecin başında danışan ve aile ile kararlaştırılır ve süreç içerisindeki ilerleme birlikte değerlendirilir.