Çocuk ve Ergenlerde Cinsel Kimlik Sorunlarına Yönelik Ailelere Öneriler
Yazar Osman İlhan • 5 Mart 2024 • Yorumlar:
Günümüz şartlarında anne babaların çocukları için yaşadıkları kaygıların başında, çocuklarının cinsel kimlik ile ilgili yaşadıkları sorunlar gelmektedir. Kliniğimizi başvuran anne babaların azımsanmayacak kadarı, çocuklarının yaşamış olduğu cinsel kimlik gelişimi ile ilgili problemlerdir. Bu problemlerin en yaygın olanı, çocukların hem cinslerine karşı geliştirmiş oldukları cinsel eğilim, kendi cinsel kimliklerine ve doğuştan getirdikleri biyolojik kimliklerine yabancılaşma, takıntı cinsel düşünce-mitler, abartılmış masturbasyon gibi konularda aileler bizden yardım istemektedirler. Bu ve benzeri başlıktaki sorunlarla ilgili kliniğimize başvuran insanların sayısının artığını görmem üzerine bu makaleyi yazma gereği duydum.
Cinsellik sadece fizyolojik gelişimle ilgili olmayıp duygusal ve zihinsel gelişimle de yakından ilgilidir. Her insan doğumuyla beraber kendi cinsiyetine ait biyolojik özellikler ile dünyaya gelir. Bu biyolojik hazır oluş, ilk başta cinsel organların eksiksiz oluşu ve bu organlara bağlı olarak, diğer hormonel salgı bezleri aracılığı ile kişinin cinsiyetinin biyolojik rezervi işler haldedir.
Bu biyolojik hazır oluş ile beraber ek olarak kişinin cinsel kimliğinin de aynı zamanda gelişmesi gerekmektedir. Kişilerin cinsel kimliklerinin gelişim aşamasında etkili olan başlıca faktörler; sosyal öğrenmeler- cinsellik kavramına geliştirilen geleneksel ve psikolojik bakış, içinde yaşanılan toplumun cinsel kimlik gelişim araçlarının işlevselliği, ailesel tutumlar, eğitim sistemi, inançsal değerler gibi birçok yan etken kişilerin cinsel kimlik gelişimlerinde etkilidir.
Çocuklukta başlayan cinsellik kavramı, ergenlik dönemi ile birlikte son şeklini alır. Çocukluktan ergenlik dönemine geçiş aşamasında çocukların ve ergenlik cinsellik ile ilgili gündemleri artmaya başlar. Ergenin zihnini meşgul eden kendi cinselliği ve bedeni ile ilgili değişimlere/başkalaşmalara bağlı olarak kaygıları, merakı artacaktır. Günümüzün bilgi kaynağı olan internet ortamı bu dönemdeki ergenin, cinsellik ile ilgili merakını giderebileceği bir platform haline gelmiştir. Bu durum aynı zamanda çocukların-ergenlerin suistimale açık hale gelmesine, art niyetli insanların hedefi haline gelmesine de sebebiyet vermektedir.
Ailenin, cinsel eğitim konusunda gösterdiği duyarlılık, çocukların cinsel gelişimini olumlu etkiler. Anne ve baba tarafından verilecek cinsel eğitim, çocukların ve ergenin başka kaynaklara yönelmesini engelleyecektir. Cinsel eğitime başlamak için belli bir yaş bulunmamasına rağmen, anne babalar, çocukları okul öncesi dönemdeyken (3-4 yaş dolaylarında) ilk sorularla karşılaşırlar. Bu tür sorulara karşılık ailenin, bilimsel ve gerçekçi cevapları net olarak vermesi gerekir. Bu cevapların içeriği gerçekliği tam olarak yansıtmasıyla beraber, çocuğun yaş dönemine uygun bir şekilde verilmesi önerilir. Cinsel eğitimin temeli ailede başlar ilkesine göre, öncellikle anne ve babalar kendi cinslerinde olan çocuklara bu eğitimi vermelidir. Aynı zamanda anne ve baba çocuklara doğru rol model olarak, bu eğitimi hayatın içine yayabilirler. Demokratik aile ortamında yetişen çocukların, cinsel gelişim sürecinde sorun yaşama olasılıkları azdır. Demokratik aile yapısından kastımız, psikolojik şiddete varan baskılardan uzak, her bireyin eşit söz hakkının olduğu, bireylerden beklenenlerin o bireyin yetenekleri doğrultusunda olduğu, sorun çözme yöntemi olarak pozitif iletişim yönteminin seçildiği, her türlü şiddetten uzak dengeli bir aile yapısı kastedilmektedir.
Özellikle erkek çocukların cinsel kimlik geliştirme süreçlerinde, aktif bir baba rolünün olması şarttır. Herhangi bir sebeple aile içinde baba yoksa ( ölmüşse, pasif ise, umursamaz baba figürü, vs.) bu rolü üstlenecek bir sağlıklı erkek modeli bulunmalıdır, bu durum erkek cinsel kimlik gelişimi için her şeyden önemlidir. Aynı zamanda ev içinde baskın bir anne modeli varlığı da erkek çocuğunun anneyi rol model almasına sebebiyet vereceği için, bu durum da erkek cinsel gelişimi için olumsuz örnek teşkil eder. Ev içinde rol paylaşımlarının dengeli ve çocuklar için kimlik gelişimleri açısından faydalı olması önerilmektedir.
Gelişim dönemlerine göre çocuğun cinsel gelişimine bakacak olursak:
1.Oral dönem:
-Doğumdan 18. aya kadar olan dönemi kapsar.
-Verilen bakımın niteliği bağımlılık ve güven düzeyini belirler.
2.Anal Dönem:
-18 ay-3 yaş
-Tuvalet kontrolünü öğrenir
-Baskıcı ve katı bir anlayış ya da tamamen başı boş bırakma bağımsızlık duygularının gelişmesini engeller.
3. Fallik Dönem:
– 3-7 yaş Cinsel kimlik gelişimi başlar,
– Cinsiyet farklarını keşfeder ve sorular başlar,
– Kınama ve cezalandırma cinsel kimliğin kabulünde zorluk yaratır,
4. Latans Dönem:
-Çocukta cinsel ilgi en yoğundur,
– Bu dönemde çocuk, önceki yılların cinsel dürtülerini unutur;
– Düşüncelerini okuldaki etkinliklere çevirir ve aynı cinsten çocuklarla oynar, evcilik oynar
– Anne ve babanın bütün rollerini canlandırır,
– Zaman zaman “uygun olmayan şakalar” duymak ve yapmaktan hoşlanır,
– Çıplak resimlerle ilgilenir,
– Aynı yaştaki çocuklarla cinsiyet ya da cinsellikle ilgili oyunlar oynar,
– Kadınlar ve erkekler arasındaki farkları merak eder ve bu konuda sorular sorar,
– Çıplak çocuk ya da yetişkine bakma fırsatını değerlendirir,
– Karşı cinsi taklit eder.
– Okul yaşı çocukları memelere dokunmazlar veya cinsel organlarını göstermezler,
– Çizimlerinde insan figürleri üzerine meme veya cinsel organ çizerler,
– Kendi cinsel organlarına dokunur ve cinsel organlarını arkadaşlarıyla kıyaslar,
– Cinsel fıkralar anlatma, ve hayvanların yavrulamalarını seyretme gibi cinsel aktiviteler gösterebilirler,
– “Cinsellik kirli veya kötüdür” kavramının yerini “cinsellik hoştur alır”
4. Genital Dönem:
– Çocuk kişiliğinden yetişkin kişiliğine geçiş,
– Fallik dönem bu dönemi en fazla etkileyen dönemdir,
– Ergenlik dönemindeki kişilik gelişiminin niteliğini belirler,
– Kişilik üzerindeki etkisi oldukça fazladır,
Yukarıda bahsi geçen dönemler sağlıklı her çocuğun yaşayacağı dönemlerdir. Bu dönemler görecelilikten bağımsız olarak, kozasında büyüyen tırtılın kelebeğe dönüşmesi gibi, doğal ve zamana yayılmış rutin değişim süreci gibidir. Bu noktada ailelerin çocuklarında başlayan değişimler karşısında soğukkanlılıklarını kaybetmeleri üzerine telaşa düştüklerini görmekteyiz. Cinsel dürtülemi başlayan bir ergenin gece rüyaları, sabah sertleşmeleri, masturbasyon yapması, karşı cinse dikkat yönelmesi gibi çocukluk çağının yapısından farklı gündemler geliştirmesi karşısında aileler telaşa kapılabilirler. Kendi geleneksel öğrenmeleri ve hayata bakışları gibi sebeplerle çocuklarının bu değişimlerini cezalandırmaları, çok fazla gündemde tutmaları, çocuklarının mahremiyetine saygı göstermemeleri, baskı uygulamaları gibi davranışlar geliştirmektedirler. Bu durum anne babaların uyguladığı en önemli yanlıştır.
Aslında çocuğun bir gelişim dönemi olarak yaşayıp geçeceği bazı durumların aileler tarafından üzerinde çok durulması, o noktaya ışık tutulması, altının kırmızı kalemlerle çizilmesi gibi sebeplerle çocuklar bu dönemlerde takılı kalıp, bir sonraki gelişim aşamasına geçmeleri engellenmektedir. Bu engellenme ve takılı kalma sonucu, çocuklarda cinsel kimlik karmaşalarına, cinsel konular üzerinde aşırı saplantı geliştirmelerine sebebiyet vermektedir. Ailelerin tam da yaptığı, kaş yarayım derken göz çıkarmaktır. Bırakın, saygı duyun, korunaklı uzaklıkta çocuklarınızı izleyin ki, onlarda kozalarından çıkıp yetişkin kimliğini her açıdan kazanabilsinler. Aile olarak cinsel konuların altını çizme yanlışınıza bağlı olarak, çocuk bu konuyu normal merakından fazla bir merakla bakmaya başlar. İnternet gibi, sosyal medya gibi kaynakların kullanım kısıtlamalarının olmadığı ülkemizde çocuklarımızın tehlikeye açık hale gelmesine sebep verecektir.
Kafası karışık insan etkiye en açık insandır unutmayın. Bu kafa karışıklığı ve merak etme dürtüsü ile yanlış gurupların, oluşumların etkisinde kalmaması için çocukların, merakını en güvenli, suistimale kapalı olan aile içinde çözmesi gerekir. Siz onun sorularına cevap vermezseniz, o bu cevapların peşine düşecektir. Bir cevabın peşine düşmüş kafası karışmış ergeni bekleyen bir çok toplumsal tehlikenin olduğunu, tecrübelerimizden ve çevreden duymaktayız. Bu ortama fırsat verilmemelidir. Çocuğunuz bu dönemdeki çalkantılı ruh hali karşısında eğitilmeniz için bir uzmandan destek almayı, çaresizlik gibi düşünmeyiniz. Devletin bir çok kurumu bu yönde hizmet verdiği gibi, bir çok uzman bu alanda çalışmalar yapmaktadır. Anne babalara yönelik çocuk gelişimi kitapları, şuan okuduğunuz gibi makaleler mevcuttur. Bu kaynaklara ulaşarak bilgilenmeniz halinde, çocuklarınızın sorularının cevaplarını ailenin güvenli sıcaklığı içinde cevaplama şansı bulacaksınızdır.
Saygı ve sevgilerimle,
Uzm. Klinik Psikolog Osman İLHAN